Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalı tarafın haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla, İtirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20'den aşağı olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taraflar arasındaki 02/07/2014 tarihli sözleşmenin 3....

    DAVA KONUSU : Tazminat (İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Siirt Belediyesi Kültür ve Sosyal işler Müdürlüğü'nde personel olarak çalıştığını, sözleşmesinin belirli süreli sözleşme olduğunu, 27.07.2016- 26.04.20019 tarihlerini kapsadığını, sözleşmenin sona erme tarihinden önce haksız ve hukuksuz olarak ve herhangi bir bildirim yapılmadan, sözleşmesinin 26.05.2017 tarihinde sona erdirildiğini, davacının sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin niteliği gereği davacının sözleşmenin sona erdirildiği tarih (26.05.2017) ile sözleşmenin sona ereceği tarih (26.04.2019) arasındaki geri kalan hak ve alacaklarının ödenmesinin gerekmekte olduğunu, belirli süreli iş sözleşmesinde her iki taraf ta belirlenen sürenin sonuna kadar iş sözleşmesini feshetmemeyi ve süre sonunda iş ilişkisinin kendiliğinden sona ereceğini karşılıklı olarak kabul ve taahhüt ettiklerini...

    Şti. olduğunun ilan edildiğini, lisans veren davalının bu eyleminin aralarındaki sözleşmenin 22.2 maddesine de aykırı bulunduğunu, gizliliğin ihlal edildiğini, davalıların eylemlerinin objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığını, haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, haksız rekabet ortamının tespitine, haksız rekabetin men edilmesine, 100.000,00 TL manevi tazminat ile 50.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Olgarlar Spor Malz. Ltd. Şti. vekili, davacı iddialarının yerinde olmadığını, bir ticari sırrın ele geçirilmediğini, lisans sözleşmesinin davacı ile olan sözleşmenin feshinden sonra yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı .... vekili, müvekkili ile davacı arasında sözleşme bulunmadığını, davacının dayandığı 01/03/2003 tarihli sözleşmesinin Gsm (Operations) Pty....

      sözleşmenin süresinden önce feshinden kaynaklı tazminat (bakiye süre ücreti ) talebi hususunda seçimlik hak doğduğu, Dairemiz uygulamasına göre bu durumda işçiye seçimlik hakkını kullanmak üzere süre tanınması ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği, ne var ki somut dosya yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmediğinden bu yönde bozma kararı verilemediği ve böylelikle Dairemizin anılan kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

        talep edilen "Mahrum kalınan kayıplardan dolayı şimdilik 1.000 TL olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesi" hususu değerlendirildiğinde; Sözleşmenin normal süresi sonunda yenilenmeyerek devam etmemesinden dolayı ortada haksız fesih mevcut olmadığından sözleşmenin, sözleşme hükümlerinde yer alan süre çerçevesinde sona ermiş olmasından dolayı tazminat talebinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki karşılıklı alacak-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve dayanaksız olarak feshedildiğini, haksız fesih nedeniyle müvekkilinin yatırımlarının boşa gittiğini, bu nedenle aldığı borçları ödeyemediğini, ticari itibarının sıfırlandığını, manevi çöküntü yaşadığını iddia ederek müvekkilinin uğradığı 5.100.000.000 TL maddi ve 1.000.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında davacının başka firmaya ait ... marka su sattığının belirlenip, haklı olarak sözleşmenin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

            Davalı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmenin belli kısımlarının boş bırakılarak sonradan doldurulduğunu, müvekkilinin küçük ölçekli bir işletme olması sebebi ile karşı çıkamadığını, sözleşme gereği müvekkilinin başka bir iş yapamamasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin başka bir firmanın ortağı olduğunun doğru olduğunu, bayilik sözleşmesinin haklı nedenlerle fesih edildiğini, sözleşme feshinden sonra da davacının müvekkilinin ortağı olduğu firmaya mal sattığını, davacının sözleşme feshi kaynaklı kar kaybının olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından fesh edildiğinin 06/05/2008 tarihinde davacıya bildirildiği,davalının 08/02/2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre davacı ile aynı işi yapan bir firma olan '' ... Pencere ve Kapı Sis. San. Ve Tic....

              TL'nin davalı tarafca ödenen 75.000,00 TL'den mahsubuna, müsbet zarar kapsamında olan kira kaybından kaynaklı tazminat, mahrum kalınan kar ve cezai şart taleplerinin reddine karar verilmiştir....

                Davacı vekili sözleşmenin 11/2....

                Değerlendirme Temyiz olunan kararda belirtilen diğer gerekçelere ve özellikle davacı vekilinin dava dilekçesinin talep sonucu kısmında ve ön inceleme duruşmasında açıkça yapılan harcama bedellerinin iadesini talep etmiş olmasına, her ne kadar fesihten kaynaklı zarar talebi şeklinde açıklamada bulunmuş ise de söz konusu talebin haksız fesihten kaynaklı tazminat talebi değil yukarıda da açıklandığı üzere vekaletsiz iş görmeden kaynaklı alacak olarak değerlendirilmesi gerektiği ve hukuki nitelendirme hakime ait olmakla zarar nitelendirmesinin bağlayıcı olmadığı, dolayısıyla talep sonucunda bahsedilmeyen ve davanın açılışında ayrıca harçlandırılmayıp kısmen de olsa talep edilmeyen kar kaybı tazminin ıslah yolu ile davaya eklenemeyeceğine dair Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinin yerinde bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....

                  UYAP Entegrasyonu