Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davalının davacıya ---- tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak bu sözleşmenin haklı olarak fesih edilip edilmediği,--- cezai şart alacağı olup olmadığı, sözleşmeden kaynaklı alacağı olup olmadığı, bu alacak için davacının başlattığı icra takibine davalı tarafıça yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. ---- dosyasının tetkikinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik ---- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir....

    . - K A R A R - Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

      Mahkemece, 24/08/2000 tarihli ek sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğu, söz konusu sözleşmenin geçerliliği kabul edilen önceki sözleşmelerden önemli bir farkının olmadığı, kaldı ki 10 aydır ifa edilen bir sözleşmenin daha sonra geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği, şirket müdürünün imza yetkisine getirilen kısıtlamanın tescil ve ilan edilmemesi nedeniyle 3.kişilere karşı geçerli olmadığı, davacı şirketin genel müdürü olan ...’un sorumluluğunun yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna paralel olarak düzenlendiğini, (TTK’nun 342-336 vd.) 07/04/1999, 24/03/2000, 29/03/2001 tarihlerinde yapılan olağan Genel Kurul toplantılarında yönetim kurulunun ibra edildiği, bu nedenle genel müdürün şirkete karşı ibra edildiği dönem için sorumlu olmayacağı, sorumluluk davasının ancak alacaklılar tarafından veya ibra kararına muhalif ortaklar tarafından açılabileceği belirtilerek asıl davanın (2001/1087) reddine; davalı- karşı davacı ... şirketinin açtığı karşılık davada, davacı-karşı davalının...

        GEREKÇE: Dava, sözleşmenin feshi ile ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesi kapsamında belirlenerek tahsili istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

        - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında gümrükleme hizmetine binaen ticari ilişkiden doğan 9.937,40 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında lojistik hizmet sözleşmesinin bulunduğunu, ancak müvekkilinin davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 17.09.2015 tarihli celse ara kararı 5. bent gereği belirtilen süre içerisinde davacı vekili bilirkişi avansını belirtilen ihtaratlı kesin mehile binaen yatırmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

          Eldeki davada da yüklenici sözleşmenin geçersiz olduğunu da savunmaktadır. Kural yukarıda açıklandığı gibi olmakla beraber, ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....09.1988 tarih, 1987/... E. 1988/... K. sayılı ilamı gereğince tapu devrinin gerçekleştirilmesi veya yapılan imalatın seviyesinin önemli oranda olması halinde sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi iyiniyetli kabul edilemeyecektir. Somut olayda sözleşmenin kooperatif genel kurulunda benimsenmiş olması onun geçerli olduğunun kabulü için yeterli değildir. Dosyada yer alan tapu kayıtlarına göre yükleniciye tapu devri yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında inşaatın seviyesinin tespiti için alınan bilirkişi raporu ise hatalı olup, denetime elverişli bulunmamaktadır....

            Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09.10.2019 tarih ve 2019/64-2019/734 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasında bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davacının bayiliğin yerine getirildiği taşınmazda kiracı olduğunu, davalının haksız eylemi sonrası taşınmazdan tahliye edildiğini, davacının elinde olmayan nedenlerle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin geçersizliğinin ve edimin sakıt olduğunun tespiti ile davalıya verilen teminat mektuplarının iadesini talep ve dava etmiştir....

              Geçersizliğinin tespiti istenilen belgenin asıl dosyada tartışılması gereken delil mahiyetinde bulunduğu ve davacının da belgede taraf olmadığı gözetildiğinde davada husumet ehliyetinin bulunmadığı dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi kararın bozulmasını gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı ve birleşen davanın davalısı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, peşin alınan 29,70 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yasaklama kararının davacı ile idare arasındaki sözleşmenin süresi dolduktan sonra verildiği, sözleşmenin feshinin 4735 sayılı Kanun'un 22. maddesinde belirtilen sürelere riayet edilmeksizin gerçekleştirildiği, davacı tarafından 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na 7161 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. maddesi kapsamında sözleşmenin tasfiye edilmesinin talep edilmesine rağmen bu talebinin reddedildiği, yasaklama kararının anılan Kanun'un 58. maddesine göre 45 günlük süre içerisinde tesis edilmediği, davacı ile aynı durumda olan başka istekliler hakkında yasaklama kararı verilmeyerek ayrımcılık yapıldığı, sözleşmenin feshedilmesi üzerine adli yargı mahkemelerinde sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespiti istemli davanın açılmış olması sebebiyle Mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığı ileri sürülmektedir....

                  TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yasaklama kararının davacı ile idare arasındaki sözleşmenin süresi dolduktan sonra verildiği, sözleşmenin feshinin 4735 sayılı Kanun'un 22. maddesinde belirtilen sürelere riayet edilmeksizin gerçekleştirildiği, davacı tarafından 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'na 7161 sayılı Kanun ile eklenen geçici 4. maddesi kapsamında sözleşmenin tasfiye edilmesinin talep edilmesine rağmen bu talebinin reddedildiği, yasaklama kararının anılan Kanun'un 58. maddesine göre 45 günlük süre içerisinde tesis edilmediği, davacı ile aynı durumda olan başka istekliler hakkında yasaklama kararı verilmeyerek ayrımcılık yapıldığı, sözleşmenin feshedilmesi üzerine adli yargı mahkemelerinde sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespiti istemli davanın açılmış olması sebebiyle Mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığı ileri sürülmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu