TL sözleşmenin feshi ile yoksun kalınan kâr bedelinin ve.. TL cezai şart bedelinin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davacı şirketin müvekkili ile akdedilen sözleşmeden önce kurulduğunu, müvekkili ile yapılan sözleşmenin ifası amacıyla kurulmuş olmadığından kuruluş masraflarının istenemeyeceğini, istenen masrafların davacının kendi varlığını sürdürmek için yaptığı olağan giderler olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin feshi için haklı nedenleri olmasına rağmen, davacıya keşide edilen ihtarda yükümlülüklerini yerine getirmesi için süre verildiğini, müvekkilinin sözleşmeyi feshetmediğini, davacının sözleşmeyi feshinin haklı olmadığını, davacının cezai şart ve yoksun kalınan kar talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir....
Her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de, taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşme geçerlilik kazanacaktır. Bu durumda mahkemece davalı tarafından tapunun davacıya devredildiği anlaşıldığından yapı kullanma izin belgesi ile kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı ve devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karara verilmesi gerekir. Ayrıca mahkemece, söz konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın Yalova İlinde yer aldığı da gözetilmesi gerekir....
Mahkemece anılan sözleşmenin 3.maddesi hükmü gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa sözleşmenin 3.maddesine aykırılığın yaptırımı aynı madde de ayrıca düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle anılan maddedeki edimin yerine getirilmemesi halinde ancak bu maddede belirtilen yaptırıma hükmedilebilirse de bu durum sözleşmenin feshinin haksız olduğunun kabulünü gerektirmez. O halde mahkemece iddia ve savunmalar çerçevesinde sözleşme hükümleri de gözetilerek davalı bayinin sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, ... isimli şahsın davalının alt bayisi olup olmadığı hususları yeterince araştırılarak konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre; sözleşmenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 22.maddesi uyarınca sözleşmenin kiracı aleyhine yapılan bir icra takibinin semeresiz kalması halinde sona ereceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 26/1-d maddesinde ise, kiracıya karşı herhangi bir kimse tarafından iflas, haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, konkordato vs.. gibi yollardan yasal kovuşturmaya başlanması hallerinin sözleşmenin feshini gerektiren sebepler olarak kabul edildiği, yasada sadece icra takibi yapılmasının sözleşmenin sona ermesi için yeterli görülmediği, takibin semeresiz kalması koşulunun da aranmakta olduğu, dolayısıyla sözleşme hükümlerinin yasal düzenlemeye aykırı olduğu, bu nedenle somut olayda dikkate alınmaması gerektiği, bunun yanında davalı kiracı hakkında başlatılan icra takiplerinin semeresiz kalmadığı, dolayısıyla yasada düzenlenen sözleşmenin sona ermesi halinin de gerçekleşmediği gerekçesiyle...
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin yanların ortak iradesi ile sona erdirildiğini, fesih protokolünün her iki tarafın da imzasını taşıdığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, sözleşmenin müvekkili şirketçe tek taraflı olarak feshedildiği kabul edilse dahi, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca en fazla 3 aylık hizmet bedeli talep edilebileceğini, 5 aylık ücrete ilişkin istemin kabulüne olanak bulunmadığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, manevi tazminat isteminin de koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Finansal kiralama konusu mal, 6361 sayılı kanunun 12. ve 23. maddeleri (3226 sayılı kanunun 17. maddesi) gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. 6361 sayılı Kanun 24/1. maddesi (mülga 3226 sayılı Kanun 13. maddesi) hükmü gereğince de kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup, malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı kanun 30. maddesi sözleşmenin sona ermesi, 31. maddesi sözleşmenin ihlali (finansal kiralama bedelini ödemede temerrüde düşme), 32. maddesinde de sözleşmenin feshinin sonuçları düzenlenmiş; (mülga 3226 sayılı yasanın 21. maddesine göre, sözleşme süresinin dolması, 22. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 23. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde aynı yasanın 24. ve 25. maddesi gereğince) ve 6361 sayılı kanunun 33/1. maddesinde de sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde (ve yine 30/2. maddede öngörülen “kiracının tasfiye sürecine girmesi gibi”...
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın açık bir şekilde sözleşmenin 3.8. maddesine aykırı olarak talep edilen bilgileri iletme yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sözleşme ile taahhüt edilen kayıt tutma yükümlülüğünün de yerine getirilmediğini, sözleşmeye aykırılık nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı olduğunu, tacir olan davacının sözleşmeyi zorunlu olarak imzaladığı yönündeki iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacının çekincesiz olarak 3 yıl önce imzaladığı sözleşme hükümlerinin ağır koşullar içermesi nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmesinin mümkün olmadığını savunarak haksız ve kötü niyetli davanın reddini istemiştir. III....
Maddesi gereğince, davalı kurum tarafından davacı yükleniciye ihtarname tebliğ edilerek 20 günlük süre içerisinde edimlerinin yerine getirilmemesi durumunda sözleşmenin feshedileceği ihtar edilmesine rağmen verilen süre içerisinde edimlerin yerine getirilmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshinin ve teminat bedellerinin gelir kaydedilmesinin haklı nedenlere dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığa konu sözleşmenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa aykırı olarak ihale yapılmadan düzenlenmiş olması sebebiyle geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. YEREL MAHKEME KARARI: Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/299 Esas, 2020/542 Karar sayılı 04/11/2020 tarihli kararı ile; "davanın kabulüne, taraflar arasında imzalanan 31/07/2018 tarihli Kemer Belediyesi Mücavir Alanların Ambalaj Atığı Toplama İşi Ek Sözleşmesi'nin feshinin geçersizliğinin tespitine," şeklinde karar verilmiştir....
İcra Dairesi’nin 2013/5470 sayılı dosyası ile taraflar arasında imzalanan mera kira sözleşmenin feshi nedeni ile tazminat , eski hale getirme, ceza bedeli ve işlemiş faiz ile ilgili icra takibi başlattıklarını, davalının ise taraflar arasında yapılan sözleşmenin idare tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiği , sözleşmenin feshinde herhangi bir kusurunun olmadığı, talep edilen alacağın mevcut olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, davalının bu itirazı ile takibin durduğunu, davalının sözleşme ve sözleşmenin eki niteliğinde olan ıslah projesine uygun olarak davranmadığından davalının kötü niyetli olan itirazının iptali ile, takibin devamına ve borçlunun % 20 'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....