Taraflar arasında birleştirilerek görülen sözleşmenin feshi ve kiralananın tahliyesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Dava, işyeri ihtiyacından dolayı kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, feshi ihbar sürelerine uyulmadığından davanın süresinde açılmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili 08.04.2014 tarihinde açtığı dava ile davacının taşınmazı 12.03.2013 tarihinde tam mülkiyet satın aldığını, eski malikle, davacı kiracı arasındaki sözleşmenin 01.04.2012 başlangıç tarihli olup davalıya ihtiyaç iddiasının bildirildiğini, davanın süre bitimi olan 01.04.2014 tarihinden sonra bir aylık sürede açıldığını belirterek kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Davalı sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu, yasal fesih sürelerine uyulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava süresinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; taraflar arasındaki asıl ihtilafın karma nitelikteki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinden kaynaklandığı, ihtilafın sözleşmenin eser sözleşmesi hükümlerine tabi bölümü yönünden çıkmış olması sebebiyle davaya bakmaya sulh hukuk mahkemesinin görevli olmayıp her iki tarafın tacir olması, işin ticari iş niteliğinde olması sebebiyle ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava, TBK nın 316. maddesi gereğince akde aykırılık nedeniyle kira sözleşmesinin feshi ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davaya konu olan 15/04/2016 tarihli kiralayanı davacı, kiracısı ise davalı olan kira sözleşmesine ilişkin olarak taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır....
Davacı vekili dava dilekçesinde de, tahliye emrinde tahliyesi istenen yer her ne kadar “Kooperatif Merkez Yönetim Binası” olarak gösterilmiş ise de bunun maddi hatadan kaynaklandığını, kiralanan ve tahliyesi istenen yerin “Kargo Terminal otopark alanında bulunan 224 m2 yüzölçümlü alan” olduğunu, kira sözleşmesinin 4.2 ve 4.3 maddeleri uyarınca kiracının sözleşme imzalanırken, sözleşmenin 31.05.2013 tarihinde sona ermiş sayılacağını ve alanı tahliye edeceğini taahhüt ettiğini, davalı kooperatife kira sözleşmesine konu alanı tahliye ederek boş olarak teslim etmesinin bildirildiğini, buna rağmen kiralananın tahliye edilmediğini, bu durumda sözleşmenin uzadığının da ileri sürülemeyeceğini bildirerek İİK’nun 272.maddesi uyarınca davalının itirazının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı kiracının kira bedellerini ve apartman aidatlarını sürekli olarak geciktirdiğini, defalarca ihtarname çekilmesine neden olduğunu, maddi ve manevi olarak müvekkilini zor durumda bıraktığını ileri sürerek feshi ihbar ve akde aykırırlık nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu kiralananın 6570 Sayılı Yasa kapsamında bulunduğundan feshi ihbar yoluyla tahliyesinin istenemeyeceğini, kira parası ve aidat ödemelerinin geç yapılmasının akde aykırılık teşkil etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Borçlar Kanunu’nun 256. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, davalı ile yapılmış olan Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nin feshi nedenine dayalı Müdahalenin Önlenmesi ve Taşınmazın Tahliyesi talebine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, davalı ile yapılmış olan Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nin feshi nedenine dayalı Müdahalenin Önlenmesi ve Taşınmazın Tahliyesi talebine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....
Eldeki davada taşınmazın mülkiyeti davacıda olup, uyuşmazlık taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, el atmanın önlenmesi(taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve eldeki dava taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık bulunmadığından uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa'nın 73/A-1.d maddesindeki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı sınırlı olarak sayılan "tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar" niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK'nın 114/2. maddesinin atfı ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 73/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 maddeleri uyarınca davanın özel dava şartı yokluğu" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiştir....
KABUL VE GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık; sözleşmenin feshi ve elatmanın önlenmesi talebine ilişkin olup, istinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....
Sözleşmenin özel şartlar 19. Maddesinde; sözleşmenin iki yıllık olduğu kontratın sona ermesinden bir ay evvel taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları sürece sözleşmenin yenilenmiş sayılacağı kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesinde tahliye için sözleşme sona ermeden belli süre önce feshi ihbar koşulu öngörülmüş ise bu şart geçerli olduğundan buna uyularak uygun süreli ihbarı takiben kira sözleşmesinin sonunda dava açılması gerekir. Taraflar kira sözleşmesinde feshi ihbar koşulunu ve süresini serbestçe belirleyebilirler. Somut olayda sözleşme bitimi olan 31.03.2011 tarihinden bir ay önce yazılı bildirimde bulunmadığından sözleşmenin aynı süre ile uzadığı kabul edilmelidir. Bu durumda davacının 26.04.2012 tarihinde açtığı dava süresinde olmayıp mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....