Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar tarafından davalılar aleyhine 3.846.480 TL asıl alacak ve 1.461.082,80 TL faiz olmak üzere toplam 5.307.562,80 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki 27/10/2015 tarihli şirket devri sonrası Çerçeve Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmede davacıların alıcı, davalı...'...

    Maddesi ile sözleşmenin devrinin düzenlendiğini, sözleşmenin devrinin bu sözleşme ile yükümlülük altına giren müteahhidin sözleşmenin tarafı olmaktan çıkması yani sözleşmenin taraflarından birinin değişmesi anlamına geldiği, söz konusu devir sözleşmesinin ise, 7161 S.K."nun 32. Maddesi ile 4735 S.K'ya eklenen Geçici 4.Madde kapsamında ve bu maddenin uygulanmasında görevli ...'nın 23.07.2019 tarihli görüşü doğrultusunda yapıldığını, 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanunu'nun sözleşme devrine ilişkin düzenlemesinin Borçlar Kanunu'na göre özel kanun niteliğinde olduğunu; Davaya konu sözleşme devirlerinin, 4735 s....

      K A R A R Davacı, davalıya 7.500 YTL bedelle taşınmaz sattığını, davalının satış bedelini ödemediği halde, kendisine önce boş bir kağıda, sonra da boş bir senede imza attırarak takip başlattığını ileri sürerek, takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacıdan haricen taşınmaz satın aldığını, takip konusu senedin, taşınmazın tapu devri için teminat olarak verildiğini, tapu devri yapılmadığından davacının senet bedeli kadar borçlu olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, senedin sözleşmeden cayma ihtimaline karşı teminat olarak verildiği, geçersiz sözleşme nedeniyle verilen teminatın da geçersiz olduğu belirtilerek, davanın kabulüne, davacının 30.10.2003 tarihli 6.600 YTL bedelli senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki ilişki, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmakta olup, tapuda kayıtlı taşınmazın mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmenin geçerli sayılması, Borçlar Kanunu 213, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60 ve Türk Medeni Kanunu’nun 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve resen dikkate alınır. Taraflar arasındaki sözleşme, resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değildir. Taraflar geçersiz sözleşme nedeniyle verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler....

          sözleşmesine ait olduğundan sözleşmenin 10....

            sözleşmesine ait olduğundan sözleşmenin 10....

              iade edileceği hususunun sözleşmenin 6. maddesinde kararlaştırıldığı, sözleşmenin 5.2.2, 4.a ve 6.3 maddelerine göre 10 adet taşınmazın 31.08.2021 tarihine kadar takyidatsız olarak devredileceği, her ne kadar sözleşmenin 5.2.2 maddesinde daktilo-yazım hatası sonucunda bu tarih 31.08.2019 olarak yazılmış ise de gerçek tarihin 31.08.2021 olduğu, görüldüğü üzere sözleşmenin 4.a maddesi uyarınca devir işleminin 31.08.2021 kadar yapılacağının kararlaştırıldığı, taşınmazların .......

                kalan 300.000,00 TL pay devri bedelinin davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının sözleşmedeki edimleri yerine getirmediğinden müvekkilinin sözleşmeden vazgeçtiğini ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin münfesih olduğunun tespiti ve davalının takibe itirazının iptali ile alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

                  İstinaf Sebepleri Davacı istinafında; taraflar arasında sözleşmenin taşınmaz devrine ilişkin olduğunun kabul edilebilmesi için öncelikle mahkemece bu taşınmazın devri ile doğan verginin kayıtlarının incelemesi gerektiğini, davalının işbu hisse devri yapılırken vergi idaresine yaptığı bildirimin incelenmediğini, söz konusu işlemin bir şirket hisse devri olduğunun simsarlık anlaşmasının yapıldığı e-posta yazışmalarında da görülmesine rağmen, mahkemece yalnızca sözleşmenin yazılı yapılıp yapılmadığına bakıldığını, bilirkişi incelemelerinde de çok yüzeysel incelemeler yapılmış olduğunu ve davanın sehven yanlış tarafa açıldığını, bu hususun değerlendirilmediğini, davanın usulden reddi gerektiğini, asıl sözleşmenin alıcı ve davalı satıcıların menfaati doğrultusunda simsarlık faaliyeti göstermesine rağmen kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, sözleşmenin kurulmasıyla, devrin gerçekleşmesiyle hiçbir ilgisi bulunmayan, olay ile tek bağlantısı davalı ...’in eski ... ortağı ve çok yakın arkadaşı...

                    Dava konusu uyuşmazlığa konu sözleşmenin davalı şirket ile davacı T1 arasında imzalandığı, sözleşme nedeniyle verilecek taşınmazın hisse tapusunun ise 24.10.2014 tarihinde sözleşmenin tarafı olan davacının eşi Hatice Gökgöz adına davacının bilgisi dahilinde tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu husus tarafların da kabulünde olup, ihtilafsızdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 205. maddesinde sözleşmenin devri hususu düzenlenmiş olup, 2.fıkrada sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşmanın da sözleşmenin devri hükümlerine tabi olduğu, 3.fıkrasında ise sözleşmenin devrinin geçerliliğinin devredilen sözleşmenin şekline bağlı olduğu gösterilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu