Tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasında 16/09/2022 tarihinde, etken maddesi "..." olan "... ..." isimli beşeri ve tıbbi ilaç kategorisindeki farmasötik ürünün ortak pazarlama ruhsat dosyasının ("Ürün") satışı ve devrine ilişkin olarak "Ortak Pazarlama ve Ruhsat Devri Sözleşmesi" isimli sözleşmenin imzalandığı sabittir.Bu sözleşmenin 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.Alacağı temlik eden ... - ... ile davalı ortaklık arasında arasında hafriyat-kazı-taşıma konusunda Alt Sözleşme akdedildiği ve sözleşmenin 18.8. Maddesinde "Temlik Yasağı" başlığında "İşbu alt sözleşme tahtında, ...'nın ayrıca ve açıkça vereceği muvafakati olmadan yapılan tüm alacağın devri/temliki sözleşmeleri geçersizdir. İşbu Alt Sözleşme konusu alacak kural olarak devredilemezdir." düzenlemesinin bulunduğu konularında çekişme bulunmadığı, uyuşmazlığın alacağın temlikinin geçerli olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Somut olayda uygulanması gereken, sözleşmenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan TBK’nın 183. maddesinde;“Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir....
Her ne kadar davalı taraf yapıla araç sipariş sözleşmesi ile zarara uğradığını ileri sürmüş ise de; davacı ile sözleşmenin kurulamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararla ilgili süresinde açılmış bir karşı dava ya da takas mahsup defi bulunmadığı, davalının sözleşme bedeline kapora olarak aldığı ve iade etmediği 15.000,00.-TL bedel yönünden davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği anlaşılmakla, davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacak belirli ve likit olduğundan asıl alacak olan 15.000,00.-TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (...)" gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/145 esas sayılı dosyası ile dava açtığı ve yargılama sonucunda bedelin iadesine karar verildiği, kararın Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiği, sözleşmenin davalının kusuru nedeniyle feshedildiği kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğundan, davacının sözleşmenin ayakta olduğu süre boyunca elde ettiği geliri davalıdan talep edemeyeceği gerekçeleriyle , davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 23/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a ait olan 15 numaralı daireyi yine danışıklı bir şekilde beş yıllığına kiraya verdiğini, tespit yaptırıldıktan sonra bir kısım dairelerin balkon korkulukları, pimapen pencere ve kapılarının söküldüğünü ileri sürerek, sözleşmenin ileriye etkili feshi ile yüklenicinin edimine göre devri gereken bağımsız bölümün tespiti, müdahalenin men'i, ... için 5.000,00 TL, ... için 2.000,00 TL kira bedelinin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshi nedeniyle 2.000,00 TL müspet zarar ve ayıplı işler bedelinin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 658.648,75 TL'ye artırmıştır. Asli müdahil vekili, sözleşmenin süresinde bitirilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin iptali ile doğrudan ilgisi bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptalini talep etmiştir....
Davalılar vekili cevabında, konut bedeli ödenmiş olmakla birlikte, davalıların teslimde temerrüdünün sözkonusu olmadığını, sözleşmenin 6. maddesinde satış bedelinin ödendiği gün veya konut tapusunun alıcı adına devredildiği gün teslim edileceğinin düzenlendiğini, ayrıca sözleşmenin aynı maddesinde tapu devirlerinin iskanla birlikte yapılacağının kararlaştırıldığını, davacıya konutu teslim alması için ihtarname gönderildiğini, sözleşmenin feshi için BK. 106. madde uyarınca bildirimde bulunulup, süre tayin edilmesi gerektiğini, davacı şirketin bu yönde bu bildirimi ve süre tayini olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Sözleşmenin 2. sayfası ... ile ... arasında yapılan sözleşmenin devamında yapılan ödemeler yazıldıktan sonra kalan borçla ilgili olarak ve sonradan düzenlenmiştir. Bu belgede 6098 sayılı TBK'nın 183 ve devamı maddeleri gereğince açıkça alacağın temlik edildiği yazılı olmadığı gibi, yine aynı Kanunun 205. maddesi hükmünce sözleşmenin devri beyanını da kapsamadığı ve bu kısımda sözleşmeyi devreden durumunda olabilecek ...'ın imzası da bulunmadığından alacağın temliki ve sözleşmenin devri suretiyle de davacıya alacaklı sıfatını kazandırdığı kabul edilemez. Bu durumda akdî ilişki dava dışı ... ile davalı arasında kurulduğu, alacağın temliki veya sözleşmenin devri suretiyle davacı, alacaklı sıfatını kazanmadığı, sözleşmenin 2....
Maddesi E bendi uyarınca müvekkil payına düşen ve kalan %13’lik kısmın kat irtifakı şartına bağlanmış olduğunu, tüm sözleşme kapsamında müvekkilin talebi olan arsa devrinin %20 ve devam eden talebi %20’lik kısmının zorunluluk şartının irtifak tesisi olmadığı, kaldı ki sözleşme konusu hissenin sözleşme gereğince devri ile kat irtifakı kurulmak suretiyle kat irtifakı devrinin mali olarak müvekkile önemli ölçekte mali yükünün oluşacağından sözleşmenin bu şekilde tanzim edildiği, işin %85 ve üzeri kısmının tamamlandığı, bu süreçte davalı-karşı davacıların tutumunun müvekkilin işlerini bitirmesini engellediği, davalı- karşı davacıların sorumluluklarını yerine getirmeme yönünde tutumda bulundukları, davalı-karşı davacının bu sebep ve tutumuyla iş bu dava tarihi itibariyle işleri en az 6- 8 ay geciktirdiği, gecikmeye süreye davalı-karşı davacıların sebep olması nedeniyle sözleşmenin ilgili maddesi gereğince her bir daire için 600 TL aylık kira tazminatı talep haklarını saklı tuttukları, sözleşmenin...
Ancak davacının defter sunmaması nedeniyle rapor hazırlanamamıştır. Bu nedenle de davacının hak edişleri için sözleşmenin 14'üncü maddesine göre ne kadar fatura kestiği tespit edilememiştir. Aynı konuların araştırılması için davalı taraf defterlerinde tekrar inceleme yapılmasına karar verilmiştir....
Alacak haklarının devrinin alacağın devri hükümlerine tabi kılındığı düşünülecek olursa, taahhüt edilen payın karşılığını ödeme borcunun yanında, ortaklık haklarını da içeren bedeli tam ödenmemiş payın devri işleminin de yazılı şekilde yapılması zorunluluğu söz konusudur. Dolayısıyla bedeli tam olarak ödenmemiş çıplak payın devri yazılı bir devir beyanı ile birlikte anonim ortaklığın onayının alınması ile gerçekleşir. Anonim ortaklık adına devir işlemine onay vermeye eğer ana sözleşmede farklı bir düzenleme bulunmuyorsa yönetim kurulu yetkilidir. (Sevi, Ali Murat, Anonim Ortaklıkta Payın Devri , Ankara 2012, 294 vd.)(Yargıtay 11. HD'nin 12/11/2019 tarih ve 2018/1486- 2019/7096 E-K). 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 499. Maddesindeki düzenlemelere göre, şirket, senede bağlanmamış pay sahiplerini pay defterine kaydeder. Ancak bunun için payın usulüne uygun olarak devredildiği ispat edilmesi gerekir....