Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini, müvekkillerinin 05.05.2005 tarihli ihtarnameyle akdi feshettiğini ileri sürerek, akdin haklı sebeple feshedildiğinin tespitine, müvekkillerinin uğradığı zararların tespitine ve şimdilik ....000,00 TL menfi zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Tic. ve San. Ltd. Şti. vs. ile davalı-birleşen dosya davacısı ... Çatı Sist. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.09.2018 gün ve 2018/465-663 sayılı bozmaya uyularak verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleşen dava, taraflar arasında 07.09.2011 tarihinde imzalanan eser sözleşmesinden (taşeronluk sözleşmesi) kaynaklanmakta olup, asıl dava sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin tespiti, sözleşme bedelinin iadesini isteme hakkını saklı tutarak menfi zarar alacağının tahsili, birleşen dava sözleşmenin davalılarca feshedildiğine dair bildirimin geçersizliğine 400.000,00 TL'lik teminat senedinin bedelsiz kaldığının tespitine, çatı işi, yemek bedeli, malzeme kullanım bedeli ve 27.000,00 TL'lik teminat senedi yönünden borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir....

      Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, idari yargı kararı üzerine sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan müspet ve menfi zararların tahsili istemine ilişkindir....

        Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi hâlinde söz konusu olur; sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcunun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu göz ardı edilmemelidir. 21. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, s. 427). Bu husus BK’nın 108. maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....

          edilmemesi ve feshinden dolayı uğranılan zarar karşılığı taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL’nin de tahsiline karar verilmiştir....

            Kabule göre de; Doktrin ve Yargıtay uygulamalarında da menfi zarar, geçerliliğine veya tamamlanacağına güvenilen bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi veya tamamlanmaması yüzünden bu ihtimalin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan, akit yapılmasaydı uğranılmayacak zarar olarak tanımlanmaktadır (Tandoğan age s. 427). Menfi zarara da, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edimin kabul edilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla ve başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zararlar ve dava masraflarının gireceği kabul edilmektedir ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 01.12.2016 gün 2016/4313 Esas, 2016/4946 Karar, 27.02.2009 gün 2008/1658 Esas, 2009/1058 Karar sayılı ilamları). Menfi (olumsuz) zararın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK'nın 125/III. (B.K.106/II.) maddesindeki genel düzenlemelerdir....

            Dosyanın incelenmesinde davalı arsa sahibi tarafından sözleşmenin feshi amacıyla ikame olunan davanın reddolunduğu ve bu kararın 20.01.2009 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Kararın kesinleşmesini müteakiben yüklenici tarafından arsa sahibine 16.04.2009 tarihli ihtarname keşide edilerek taşınmazın tahliyesi talep edilmiştir ve arsa sahibi tarafından 19.09.2011 tarihinde yeni bir yüklenici ile sözleşme yapıldığı anlaşılmıştır. İkinci sözleşme tarihine kadar arada bir işin yapılmadığı gözetilerek yüklenicinin de müspet ve menfi zarar istemekle bu davayı açarak fesih iradesi gösterdiği, arsa sahibinin 19.09.2011 tarihinde yeni bir yüklenici ile sözleşme yaptığı ve fesih iradelerinin birleştiği göz önünde bulundurulduğunda fesihte kimin haklı olduğu uyuşmazlığın çözümünde önem arz etmektedir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK'nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl davanın, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, birleşen davaların itirazın iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir.Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan raporda özetle; Dava konusu senetlerin 14.04.2012 tarihli sözleşmede belirlenen edimlerin karşılığı olmak üzere verildiği ve 01.06.2011 tarihli sözleşme döneminde verilmiş olan hizmetler nedeniyle talepte bulunulamayacağı, dava konusu senetleri ciro yoluyla iktisap eden ...'ın ...'...

                ASIL VE BİRLEŞEN DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit-İtirazın İptali(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)| KARAR TARİHİ : 22/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2021 Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından davalı taraf aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemli asıl ve itirazın iptali istemli birleşen davada Dairemizce verilen karar asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi sonunda verilen bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı vekili; Müvekkili ......

                  Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Somut olayda, sözleşmenin ifasının mümkün olmadığından bu müspet zarara ilişkin talebin reddine yönelik karar dosya kapsamına uygundur....

                  UYAP Entegrasyonu