Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, eser sözleşmesinin ifası sırasında oluşan kaza nedeniyle ödenen manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan belgelerden; davacı iş sahibi ile davalılar arasında 26.11.2012 tarihinde Karayolları 8....

    Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir. Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir" şeklinde düzenleme içermektedir. Ayrıca HMK madde 10- "(1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde,ifa edilir....

    ifası ya da ifası mümkün değilse sözleşmesinin feshi olduğunu, bu durumda sözleşmenin ifasının mümkün olup olmadığı tespit edilirken müvekkilinin daha fazla maddi sıkıntıya düşmemesi adına tedbiren dava sonuna kadar ödemenin durmasının hakkaniyet ve mevzuat gereği olduğunu, kredinin bağlı kredi olduğunun açık olduğunu, dolayısıyla bağlı krediyi veren bankanın da Dumankaya şirketi ile birlikte müştereken ve müteselsilen durumda olduğunu açıklanan nedenlerle verilen tedbir kararının kaldırılması kararının itirazen kaldırılarak bankaya karşı ödemelerin durdurulmasını gerekirse kredi miktarı üzerinden teminat yatırılmasını talep etmiştir....

    KDVK'nIn 10. maddesine göre, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi ve hizmetin ifası ile vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş olur. KDVK'nın 10. maddesinde, hangi olayların gerçekleşmesinde vergi borcunun doğduğu tek tek sayılmıştır....

      Doktrin ve Yargıtay uygulamalarında da menfi zarar, geçerliliğine veya tamamlanacağına güvenilen bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi veya tamamlanmaması yüzünden bu ihtimalin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan, akit yapılmasaydı uğranılmayacak zarar olarak tanımlanmaktadır (Tandoğan age s. 427). Menfi zarara da, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edimin kabul edilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılacak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla ve başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zararlar ve dava masraflarının gireceği kabul edilmektedir ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 01.12.2016 gün 2016/4313 Esas, 2016/4946 Karar, 27.02.2009 gün 2008/1658 Esas, 2009/1058 Karar sayılı ilamları).Sözleşmenin ifası için yapılması gereken masraflar kural olarak talep edilemez....

        Gerçekten satış vaadi sözleşmesi yine taraflar arasında var olan karz ilişkisinin teminatı amacıyla düzenlenmişse sözleşme sadece bir teminat sözleşmesi olarak ayakta kalacağından ve bu fonksiyonu itibarıyla geçerli olacağından bu sözleşmeye dayanılarak sözleşmenin ifası talep edilemez. Açıklanan bu nedenle eldeki dava ile mahkemenin 2006/315 Esasında kayıtlı dosyası arasında verilecek bir hükmün diğerini etkileyeceği ortadadır. Her iki davanın mevcut bağlantı sebebiyle HUMK.nun 45. maddesi uyarınca birleştirilerek, sonuçlandırılması gerektiğinden bu yön gözetilmeksizin eldeki davanın yazılı olduğu şekilde hükme bağlanması doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 05.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Gerçekten satış vaadi sözleşmesi yine taraflar arasında var olan karz ilişkisinin teminatı amacıyla düzenlenmişse sözleşme sadece bir teminat sözleşmesi olarak ayakta kalacağından ve bu fonksiyonu itibarıyla geçerli olacağından bu sözleşmeye dayanılarak sözleşmenin ifası talep edilemez. Açıklanan bu nedenle eldeki dava ile mahkemenin 2006/315 Esasında kayıtlı dosyası arasında verilecek bir hükmün diğerini etkileyeceği ortadadır. Her iki davanın mevcut bağlantı sebebiyle HUMK.nun 45. maddesi uyarınca birleştirilerek, sonuçlandırılması gerektiğinden bu yön gözetilmeksizin eldeki davanın yazılı olduğu şekilde hükme bağlanması doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 05.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Astsubay MYO, Açık Spor Tesisleri İnşaatı Oto Tabur Komutanlığı Otopark ve İdari Bina Er Koğuşu ve Gazinosu, Subay-Astsubay Yemekhanesi İnşaatı İşi"ne ait sözleşmenin eki olan teknik şartnameler, 1-6 nolu hakedişler ve varsa bu hakedişlere itiraz dilekçeleri, ihale evrakları ile birlikte verilen CD, WC imalâtlarına ilişkin tüm yazışmalar, revise projeler, etüt raporları, (İzmir/İnşaat Emlak Bölge Başkanlığı'nın 12.02.2010 tarih ve 4230-255-10/İnş.S.(İnş.Kent) 5/5 sayılı yazısı ekinde M.S.B. İnşaat Emlak ve Nato Güvenlik Yatırımlar Dairesi Başkanlığı'na gönderilen 4 adet WC'lerin yerlerinin değiştirilmesi ile ilgili tüm zemin etüt raporları, vaziyet planı, revize projeleri, pursantajlar ve bunların dayanaklarına ilişkin belgeler) ile işin ifası sırasında düzenlenen artış-azalış tutanaklarının tüm, 26.06.2012 tarihinde İzmir/Küçükyol İnşaat Emlak Bölge Başkanlığınca onaylanan kesin hakediş ve 16.08.2012 tarihinde M.S.B İnşaat Emlak ve Nato Enf....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/420 E., 2013/107 K., sayılı dosyasında açtığı davada, dava dışı yüklenici şirketten eksik iş bedeli ve kira tazminatı talebinde bulunduğu, verilen kararın kesinleştiği, davacının seçimlik hakkını sözleşmenin ifası yönünde kullanmış olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Şti. ile sözleşme imzaladıklarını, kendisinin iş sahibi olduğunu, işveren olmadığını, ödeme emrine konu pirimlerin sözleşmenin ifası kapsamında yapılan çalışmalardan kaynaklandığı iddiası ile ödeme emirlerindeki borçlardan sorumlu olmadığını talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamından; davacı Kooperatif adına site yöneticiliği ve güvenlik işyeri olarak kayıtlı 2 adet işyeri bulunduğu, ödeme emirlerinde güvenlik işyerine ait sicil numarasının yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece Kurumdan sorulmasına rağmen, ödeme emrine konu prim borçlarının tahakkuk sebepleri hakkında bilgi verilmemiştir. Mahkemece, ödeme emrine konu borçların hangi işyerinden ve hangi işler nedeniyle tahakkuk ettirildiği açık ve net bir biçimde belirlenmeli, kabule göre de inşaat işyerinden kaynaklandığı takdirde, kooperatifin de asıl işveren olacağı gözetilerek karar verilmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu