Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda mahkemece davacı davalı ile eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ve bu sözleşmenin ayıplı ifası sonucu zarara uğrandığını kanıtlayamadığından davalı sıfatı yokluğundan açılan davanın reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davadaverilen 11.09.2012 gün ve 2011/354-2012/190 sayılı kararı onayan Daire’nin 02.10.2013 gün ve 2012/19111-2013/17251 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı kurum arasında düzenlenen ilişkin sözleşmenin ifası nedeniyle davalı tarafça 5510 sayılı81/ı maddesine aykırı olarak,teşvik primlerinin müvekkili şirketten kesildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.00 TL alacağın her kesinti tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 29.06.2012 tarihinde talebini 19.569,92 TL olarak ıslah etmiş, son celsede son fatura tarihinden...

      Davacı sözleşmenin ifası nedeniyle hak edişlerinden yapılan haksız kesintilerin tahsili isteminde bulunmuştur. Davanın niteliği itibariyle ve dava değerine göre görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. O halde mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde İş mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Yine sözleşmenin kurulması sırasında tarafların sözleşmeyi uzun süreli yapmalarına ilişkin birleşen amaç ve iradeleri hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gereken vazgeçilmez bir olgudur. Gerçekten de uzun bir süreyle kira akdine bağlanmış kiracı ve kiralayanın hak ve vecibelerini, kısa süreli kira sözleşmesinin tarafları ile bir konumda görmenin sözleşme serbestîsi ilkesine, adalet ve mantık kurallarına aykırı olacağında duraksamaya yer olmamalıdır. Aksinin düşünülmesi halinde sözleşmenin fesih edildiği, yeni bir sözleşmenin ortaya çıktığı sonucuna kavuşmak gerekir ki hükümlerini sürdüren bağlayıcı ve ayakta duran sözleşme karşısında bunu kabul etmek mümkün değildir....

          Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmelerine konu edimin verilen ilave süreye rağmen teslim edilmediği gerekçesi ile sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi, menfi zararların tahsili olmadığı takdirde sözleşmenin aynen ifası ile cezai şart ve tazminat isteklerine ilişkindir. Dava dilekçesinde dava değeri, iadesi istenen bedel ve tazminat isteklerine özgü olmak üzere, 1.100,00 Euro+400,00 TL olmak üzere 7.000,00 TL olarak gösterilmiş, peşin harçta bu bedel üzerinden yatırılmıştır. Mahkemece davada sözleşmenin feshi isteği de bulunduğu gerekçesi ile 23.05.2019 tarihli celsede sözleşmeler bedeli üzerinden belirlenen 37.978,02 TL peşin harcın yatırılması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili 19.06.2019 tarihli dilekçesi ile fesih istemine ilişkin davanın takip edilmemiş sayılarak kademedeki talepleri hakkında inceleme yapılması isteminde bulunmuştur....

            Yapı Kooperatifi ile "Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" yaptıklarını, sözleşemeye göre ................üzerine kooperatifçe inşaatın yapılacağını, sözleşmenin 2.maddesinde belirtildiği gibi müvekkillerin varisi ........ daire verileceğini, sözleşmenin ........ nolu "İşin Süresi" bölümünde "inşaat ruhsatı alındığı tarihten itibaren 30 (otuz) ay sonra işbu sözleşmeye uygun olarak inşaatlar tamamlanmış ve oturma raporları ile birlikte anahtar teslim olarak arsa sahiplerine teslim edilecektir." maddesinin bulunduğunu, sözleşmenin ........ nolu bendinde de " daireleri teslim edemeyen yüklenici bitiremediği her bağımsız bölüm için ayrı ayrı aylık...........

              Borçlar Kanunu'nun Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi başlığını taşıyan 179. maddesine göre; Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilecektir. Ancak cezanın, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmış olması halinde alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilme hakkına sahiptir....

                Sözleşmenin ifası için beklenmesi gereken tahammül süresi aşılmış olup, sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi ve davacı tarafından sözleşme gereğince davalı yükleniciye devri yapılan 36/1000 oranındaki arsa payının davacı adına tesciline, zarar talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Taraflar arasındaki uyuşmazlıklar; sözleşmenin ifası sırasında davalı kurum müfettişlerince yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen rapor uyarınca yapılan işlemlerden kaynaklanmaktadır. 23.10 2007 tarihli bu rapora göre; 1-İhale keşfinde yer alan 650 m. ... boru yerine döşenen 12.337 m. ... borunun satınalma fiyatı + %25 kâr ve genel gider üzerinden yükleniciye fazla ödeme yapıldığı, 2-Son ara hakedişe giren 65 adet menholün dışında, ilaveten ......

                    Borçlar Kanununda kural olarak sözleşmenin yapılışı bir şekle tabi tutulmamıştır. Gerçekten, Borçlar Kanununun m.11/I hükmü uyarınca “akdin sıhhati kanunda sarahat olmadıkça hiçbir şekle tabi değildir." Fakat kanun taraflardan birinin veya her ikisinin, bazen de üçüncü kişilerin veya kamunun menfaatini korumayı, hukuki güvenliği sağlamayı amaçlamışsa şekil için zorunluluk getirebilir. Kanun şekli bazen geçerlilik şartı, bazen de ispat şartı olarak arar. Şayet şekil geçerlilik (sıhhat) şartı olarak aranmışsa bu şarta uyulmadan yapılan sözleşme geçerli sonuç meydana getiremez ve bu sözleşmenin ifası istenemez. Yasanın 213. maddesindeki hükme göre taşınmaz satış veya satış vaadine ilişkin sözleşme resmi biçimde düzenlenmedikçe geçerli değildir. Diğer taraftan, Borçlar Kanununun 12. maddesinde kanunen biçim koşuluna bağlı olan akitlerin değiştirilmesinin de ancak aynı biçim koşuluna uyularak yapılması gereğine değinilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu