İstinaf aşamasında yerinde inceleme sonucu alınan bilirkişi heyeti ek raporunda, iş yerinin davalı ile dava dışı eğitim kurumu arasında akdedilen 12/01/2017 tarihli yemek hizmeti sözleşmesindeki yemek hizmeti dışında başka bir faaliyeti olmadığı, iş yerinde üretilen yemeğin sözleşmedeki edimin ifası niteliğinde olduğu, üretilen yemeğin sözleşmenin tarafı olan eğitim kurumu dışında başka bir şahıs veya şirkete satışının yapılmadığı, iş yerinin sözleşmenin tarafı olan şirkete karşı hizmetin ifa edileceği yerler dışında başka müşterilere yemek satışına ilişkin icapta bulunmadığı, iş yerinin sözleşmenin tarafı olan şirkete karşı hizmetin ifa edileceği yerler dışında başka müşterilere yemek satışına ilişkin herhangi bir ticari ilişki kurmadığı, iş yerinin yemek üretimi, dağıtımı ve satışı faaliyeti kapsamında faturaların İstanbul'daki merkez muhasebe birimi tarafından düzenlendiği, iş yerinin doğrudan fatura karşılığı tahsilat yapmadığı, tahsilatların banka hesabı üzerinden İstanbul merkez hesaplarından...
İstinaf aşamasında yerinde inceleme sonucu alınan bilirkişi heyeti ek raporunda, iş yerinin davalı ile dava dışı eğitim kurumu arasında akdedilen 12/01/2017 tarihli yemek hizmeti sözleşmesindeki yemek hizmeti dışında başka bir faaliyeti olmadığı, iş yerinde üretilen yemeğin sözleşmedeki edimin ifası niteliğinde olduğu, üretilen yemeğin sözleşmenin tarafı olan eğitim kurumu dışında başka bir şahıs veya şirkete satışının yapılmadığı, iş yerinin sözleşmenin tarafı olan şirkete karşı hizmetin ifa edileceği yerler dışında başka müşterilere yemek satışına ilişkin icapta bulunmadığı, iş yerinin sözleşmenin tarafı olan şirkete karşı hizmetin ifa edileceği yerler dışında başka müşterilere yemek satışına ilişkin herhangi bir ticari ilişki kurmadığı, iş yerinin yemek üretimi, dağıtımı ve satışı faaliyeti kapsamında faturaların İstanbul'daki merkez muhasebe birimi tarafından düzenlendiği, iş yerinin doğrudan fatura karşılığı tahsilat yapmadığı, tahsilatların banka hesabı üzerinden İstanbul merkez hesaplarından...
KARAR Davacı, davalı şirket ile 25.05.2012 tarihli tatil köyü devre tatil üyelik sözleşmesi imzaladığını, 134-B nolu ünitenin 46-47.haftaları kırmızı döneminin 20 yıllığına kiraladığını, sözleşme gereği 200,00 TL’yi peşin olarak sözleşmenin kurulması sırasında ödediğini, 8.400,00 TL tutarlı bono imzaladığını, sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce bakanlıkça belirlenen tüketici haklarına dair form verilmediğini, cayma süresi dolmadan bono düzenlenmek suretiyle kendisinin borç altına sokulduğunu, kendisine devre mülk olarak pazarlanan yerin devre tatili olduğunu anlaması ve tüketicinin haklarının gereği gibi anlatılmaması üzerine gün ve 13079 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshini bildirdiğini, yine davalı tarafından aleyhine sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle takip konusu bononun karşılıksız kaldığını belirterek; 2014/9709 esas nolu dosyasındaki takibe konu 8.400,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki anlaşmanın TTK'da düzenlenen ticaret işleri tellallığına isabet ettiği, tellallık ücretinin tellallık sözleşmesi kurulması ile değil, esas sözleşmenin kurulması ile istenebileceği, tellalın çabalarına rağmen sözleşmenin kurulmaması veya şarta bağlı işlemlerde şartın gerçekleşmemesi halinde ücret isteme hakkına sahip olunamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmede bu hususun aksinin kararlaştırılmadığı gibi sözleşmenin 3.2. maddesinin de kanun hükümleri ile aynı doğrultuda olduğu, cezai şart talebinin ise sözleşme gereği ifaya bağlı cezai şart niteliğinde olduğu, ödenmesi gereken ücretin ödenmemesi halinde ödenebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasındaki "Danışmanlık Anlaşması"na dayalı alacak istemine ilişkindir. 04.08.2010 tarihli sözleşmenin varlığı ve kapsamı hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Bunun yanında taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde, “Sözleşme süresince bu (yukarıdaki) maddelere uymayan taraf karşı tarafa 3 maaş tutarında ödeme yapacak ve sözleşme fesih olacaktır,” düzenlemesi getirilmiş ve genel olarak ilk yedi maddeye aykırılık halinde sözleşmenin fesih olunacağı ve aykırı davranışta bulunan tarafın diğer tarafa cezai şart ödeyeceği düzenlenmiştir. Öncelikle sözleşmenin ilk yedi maddesine bakıldığında işverenin cezai şart ödemesi gerektiren tek hal ücret ödeme borcuna aykırılık iken işçinin cezai şart ödemesini gerektiren haller işçinin haklı sebeple fesih oluşturan eylemleri ile iş görme borcuna aykırılık haller olarak kararlaştırılmıştır. Bu noktada cezai şarta hak kazanma bakımından işçi aleyhine bir durumun ortaya çıktığı anlaşılmaktadır....
anlatılmış olmasından dolayı, sözleşmenin geçersizliğinin davacı tarafından ileri sürülmesi, davacının salt kötü niyetle hareket ettiğinin göstergesi olduğunu, gelinen aşamada, davacı tarafından sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi, hakkın kötüye kullanılmasının dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu, sözleşmenin geçerliliği hakkında bunca zamandır bilgi sahibi olan ve bununla birlikte müvekkili şirkete ödemeler yapanın davacı olduğunu, sözleşmenin taraflar arasında uygulandığını, davaya konu taşınmaz inşaatının devam ettiğini, edimlerin ifası söz konusu ise sözleşmenin geçersizliğine dayanılamayacağını, şu aşamada sözleşmenin şekil şartlarından dolayı geçersiz olduğunun ileri sürülemeyeceğini, taraflar arasında alacağın temliki hükümlerinin uygulandığını, sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğunu, bu nedenle dava konusu sözleşmenin geçerli olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin alacağın temliki hükümlerine göre geçerli olduğu için, müvekkili sözleşme gereği, %6 oranındaki...
Üçüncü bilirkişi heyetinin, 15.08.2014 tarihli raporunda kısaca; sözleşmenin 9. ve sözleşme eki ...'...
ye ekli listede bulunan araçlar gönderildiğini, taraflar arasındaki akdedilen sözleşmesinin 3.1 maddesinde “...Kiracı, işbu sözleşmenin ekinde liste halinde gösterilen makineleri (kiralananlar) aylık 2.250 Euro +KDV bedelle 6 ay süreyle kiralamış olup, toplam kira bedeli olan 13.500Euro + KDV’yi işbu sözleşmenin imzası ile birlikte nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir...” denildiğini, sözleşmenin 3.10 md hükmü içeriğinde ise:“...Kiracı kiralananları hasarsız bir şekilde sahaya indirmeyi, kilitli bir depoda depolamayı ve muhafaza etmeyi hırsızlık, emniyeti suistimal vb. de dahil kiralananlar’da meydana gelebilecek her türlü hasar,zarar,ziyan ve benzerlerinden tek başına sorumlu olduğunu, ithalatta yaşanabilecek aksaklıklar da dahil olmak üzere her ne sebep, şekil ve surette olursa olsun kiralananları kısmen de olsa en geç 15.08.2020 tarihinde hasarsız ve eksiksiz şekilde teslim etmeyi beyan ve taahhüt etmiştir....” hükmü gereği, davalı için müvekkiline aylık 2.250 Euro...
Sözleşmenin 17.06.2003'de feshedilmesi ve işin 27.03.2003 tarihinde başka bir yükleniciye verilmesi üzerine davacı feshin haksızlığının tespitiyle akdîn ifasının temini amacıyla Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/434 E. sayısında açılan dava sonunda akdin feshedilmediğine karar verilmiş ve bu karar 08.02.2007'de kesinleşmiştir. Davacı yüklenicinin arsanın kendisine teslimi ve akdin ifası amacıyla yaptığı icra takibinde şikayet hakları kullanılarak icra hakimliğine başvurulmuş ise de akdin ifası yolunda icra müdürlüğünün işlem yapması gerektiği yargılama sonucunda belirlenmiştir. Davacı yüklenici bu aşamada davalının fesih iradesi yok iken ve icradaki şikayete ilişkin yargılama süreci devam ederken eldeki davayı açmıştır. Yani akdi kendisi feshetmiştir. Davalının icra işlemlerine karşı koyması yasal bir hak olup fesih iradesi olarak yorumlanması mümkün değildir....
Dava, eser sözleşmesinin ifası sırasında oluşan kaza nedeniyle ödenen manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan belgelerden; davacı iş sahibi ile davalılar arasında 26.11.2012 tarihinde Karayolları 8....