Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri, somut olayda ise kamu görevlileri hakkında açılmış bir dava bulunmadığı, idare tarafından sözleşmenin feshine karar verilmiş olması nedeniyle de kamu görevlilerinin hukuka aykırı bir eylemlerinin de tespit edilemediği, faili olmayan suçta şerikliğin de mümkün olamayacağı nazara alınarak sanığın beraati yerine, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule...

    sonra konulan ipoteklerin fekkine, sözleşmeden kaynaklı tüm alacakların ayrıca uğranılan tüm zararların şimdilik 5.000,00 TL sının 30/04/2017 sözleşmedeki teslim tarihinden (temerrüt tarihi) itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, şayet sözleşmenin ifası mümkün değilse sözleşmenin feshedilerek müvekkilince ödenen tüm bedellerin iadesi ile şimdilik 1.000,00 TL menfi zararların tümünün fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    (TMK. md. 598/2) Davacı, ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile miras bırakan tarafından sağlığında mirasının tamamı İçin mirasçı atandığına göre atanmış mirasçı olduğuna ilişkin belge verilmesi gerekirken, sözleşmenin miras bırakana sağlığında ifası gereken bir yükümlülük yüklemediği gözetilmeden yazılı şekilde red karan verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 8.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bir an aksi düşünülse bile, dava konusu daire, tapuda dava dışı şahsa satıldığı için akdin ifası imkânsız hale gelmiş olup, tarafların bu sözleşme ile bağlı oldukları kabul edilemez. İfası imkânsız hale gelen sözleşmenin geçerli olup olmadığı da araştırılmaksızın ve bu husus önem arzetmeksizin davacıların sözleşmeden cayma haklarının bulunduğu ve bu nedenle dairenin alımı için davalı şirkete ödedikleri satış bedelini isteyebileceklerinin kabulü gerekir. Mahkemece, değinilen bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacıların diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, 46,00 TL Kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 12.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 236/2-a maddesi uyarınca yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri tarafından işlenen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınarak, sözleşmenin tarafı olan şirkette tanker şoförü olarak çalışan sanık ...’in eyleminin TCK'nın 39. maddesi kapsamında yardım eden olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, müşterek fail olarak cezalandırılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek...

          İş sayılı kararından kaynaklandığı, davalının bu konuda herhangi bir kusurunun olmaması nedeni ile tazminat taleplerinin yerinde olmadığı, dava konusu inşaat yapım sözleşmesinin aynen ifası talebi bakımından ise TMK'nın 462. Maddesine göre söz konusu sözleşmenin aynen ifasının olup olmayacağı hususunda ..... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin bir karar vermesi gerektiği anlaşıldığından talep yönünden de davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı ... ve ....vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı ... ve ......vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ../.. S.2....

            tahsili şeklinde arttırıp değiştirmiş davalı, davacının iddia ve taleplerinin yerinde olmadığını, sözleşmenin ifasında imkânsızlığın söz konusu olmadığını, davacı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, davacı tarafça yapılan hesaplamanın ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere bahsedilen imkânsızlığın kısmi bir imkânsızlık olacağı ve bu imkansızlığın ifası mümkün olan yapılara teşkil etmeyeceğini, yapılmış olan daireler yönünden tapu iptal ve tescil talebinin reddinin gerektiğini, daire satışlarının azlığının davacı yüklenicinin kusurundan kaynaklandığını, işçilik kalitesinin iyi olmadığını, numune dairenin dahi natamam olduğunu, bahçe tanzimi yapılmadığını, havuzun tamamlanmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, 1.120.000,00 TL'si tamamlanıp paylaşılmayan 8 adet binanın 1/2 sinin değeri, kalanı taşınmazda yapılan diğer...

              Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır (Tunçomağ, Kenan: Türk Hukukunda Cezai Şart, ... 1963). Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur. Asgari süreli iş sözleşmelerine de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür. Daire, 12.03.2012 gün, 2009/48252 E. 2012/8025 K. Sayılı kararı ile hekim ile yapılan sözleşmenin belirsiz süreli olması gerektiğini kabul ederek asgari çalışma süresine bağlı cezai şartın geçerliliğini benimsemiştir. Sözleşmenin belirli süreli olma koşullarını haiz olması başka bir şey, süreye bağlanması başka bir şeydir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin ifası K A R A R Davacı ... vekili dava dilekçesinde; vekil edeninin davalılara ait üç adet açık pazar yerini tanıklar huzurunda 2200 Amerikan Doları ile 500 TL karşılığında davalılardan satın aldığını. Davacının Pazarcılar Odasına kayıtlı olmadığını, bu nedenle pazar yeri alma olanağının bulunmadığını, davalıların Pazarcılar Odasına kayıtlı olması nedeniyle davalı ... ile 25.08.2005 tarihli sözleşmeyi yaptıklarını, davalı ...'nın diğer davalı ...'...

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2020/717 ESAS 2021/838 KARAR DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin edimlerini sözleşmeye, mesleki ve teknik kurallara uygun olarak ve iş sahibinin menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa ettiği, ancak projeye sürekli ilave işler eklenmesine rağmen dava dışı şirketin hakedişleri ve ödemeleri aksatması ve süre uzatımına yanaşmaması neticesinde müvekkilin edimlerinin ifası aşırı derecede güçlendiği ve sözleşmedeki denge yüklenici müvekkili aleyhine katlanılamayacak düzeyde bozulduğu, dava dışı şirketin kusurlu olarak sözleşmeyi ihlal etmesi ve edimlerini ifa etmemesi neticesinde müvekkilinin ciddi maddi zarara uğradığı, sözleşmenin ifasının imkansızlaştığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, beyanla davanın kabulünü taleple dava ettiği anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu