Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 818 sayılı BK'nın 117. maddesi (TBK'nın 136 m.) hükmüne göre sözleşmenin yapıldığı tarihteki imar durumuna göre ifanın herkes açısından objektif olarak imkansız olması nedeniyle ifasının istenemeyeceği ve ifası imkansız olan sözleşmelerde herkesin aldığını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerektiği ve geçersiz sözleşmeye dayalı ifa istenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; taşınmaz satış sözleşmesine aykırılık ve sözleşmenin eksik ifası nedeniyle uğranan zararın tazmini istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın rödovans sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilerek, BK'nın 270 ve devamında düzenlenen rödovans sözleşmesinin hasılat kirasının bir türü olduğu, kira sözleşmelerinden doğan her türlü davaya sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sözleşmenin iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 14.03.2012 gün ve 2011/2653 Esas 2012/1982 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, müvekkillerinin davalıya satış vaadi sözleşmesi ile satımı vaad edilen taşınmazların hissedarları olduklarını, ayrıca davalı kooperatifin üyeleri sayıldıklarını, davalı kooperatif ile diğer hissedarlar arasındaki sorunların çözümü için "Protokol" adı altında karşılıklı taahhütleri içeren sözleşme ve sözleşmenin ifası için "Yol Haritası" adı altında belge düzenlendiğini, bu belgenin ilk maddesinde önceki belgenin taraflarca imzalanacağının yer aldığını, düzenlenen belgenin şartlı olduğunu, genel kurul onayı ile kesinleşeceğinin kabul edildiğini ,bu aşamadan sonra da resmi işlemlerin yapılması ve bütün hissedarların noterde...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/922 esas, 2010/419 karar sayılı kararı ile sözleşmenin feshini iptal ettiğini ve kararın kesinleştiğini, ... mensubu İbrahim Yüksel veya yakınına verilen fotoferez tedavisi hizmetinden kalan 1.716 USD alacak ödenmediğinden başlatılan ... 7. İcra Müdürlüğünün 2011/12995 esas sayılı takibinin davalının itirazı sebebiyle durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya tıbbi malzeme verdiğini, davalı tarafından sözleşmenin feshedilerek tıbbi malzeme bedelinin ödenmediğini belirterek eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık özel hukuk hükümlerine tabi ve taraflar arasında yapılmış bulunan hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı sözleşmenin ifası nedeniyle tıbbi malzeme bedelinin ödenmesi isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 18.09.1998 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin aynen ifası, mümkün olmadığı takdirde akdin feshi ve tazminat talepleri ile açılmış, mahkemece sözleşmenin feshine, tazminat isteminin reddine dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 18.09.1998 tarihli sözleşme ile davacıya ait 4853 parsel nolu arsa üzerine bodrum + zemin + 5 normal katlı ve her katta iki daire olmak üzere inşaat yapımı kararlaştırılmış iken, alınan inşaat ruhsatına göre bodrum, zemin ve iki katlı olarak inşaata başlandığı, ancak fiilen bodrum, zemin ve üç normal katlı binanın yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece tespit raporundaki bulgulara dayanılarak sonuca gidilmiştir....
B.K.nun 106.maddesine göre karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte taraflardan her biri mütemerrit olduğu takdirde diğeri borcun ifası için münasip bir mehil tayin edip mütemerrit akide bildirir ve bu mehil zarfında borç ifa edilmezse aynı maddenin ikinci fıkrasında yazılı aynen ifa ve gecikme tazminatı, müspet zarar ve sözleşmenin feshi haklarından birini kullanabilir. BK.nun 107.maddesinin 3.bendi hükmüne göre sözleşmede borcun ifa edileceği gün kesin olarak kararlaştırılmış ise 106.maddede yazılı mehil tayinine gerek olmadan aynı maddenin ikinci bendindeki seçimlik haklardan biri kullanılabilir. Somut olayda yanlar arasında imzalanan tel bükme makinası protokolü başlıklı sözleşmenin 5.maddesinde eserin teslim süresi siparişten itibaren 3 hafta olarak kararlaştırılmış ve davalı yüklenicinin borcunu ifa edeceği gün kesin olarak tayin edilmiştir....
Davalı ..., sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığını, açılan davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamıştır. Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin belirlilik unsuru taşımadığı nedeni ile dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı ile davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. 1-Davada 07.02.1977 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmenin incelenmesinde vaat borçluları olan davalıların ... merkez ... mevkiinde bulunan ve tapunun 556 ada 2 parsel ile 570 ada 3 parsel numaralı taşınmazlarda kendilerine isabet eden veya edecek olan hisselerinden 6000 metrekare miktarını davacı satış vaadi alacaklısına satmayı vaat ettikleri anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, satışı vaat olunan taşınmazlar ada ve parsel numarası yazılarak zikredilmiştir. Başka bir deyişle, satış vaadi sözleşmesi konusunda belirsizlik yoktur....
Taraflar arasında imzalanan ........2013 tarihli sözleşmenin .... maddesinde; sözleşmeye konu olan taahhütler zamanında ve sözleşmeye uygun yerine getirilmediği ve makinalar kararlaştırılan tarihte belirtilen yerde teslim edilmediği takdirde teslim edecek şirket tarafından 30.000,00 TL cezai şart ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu maddesinde öngörülen cezai şart 6098 sayılı TBK’nın 179/I. fıkrasında tanımlandığı üzere sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için kararlaştırıldığından seçimlik ceza niteliğindedir. Bu halde alacaklı, ya borcun ifası ya da cezanın ödenmesini isteyebileceğinden sözleşmeden dönülmesi halinde seçimlik cezanın sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa talep edilmesi mümkün değildir. Mevcut sözleşmede dönme ve fesih halinde de cezanın istenebileceğine dair hüküm bulunmamaktadır....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının yaptığı akaryakıt tanklarına yönelik yatırımların sözleşmenin süresine bakılmaksızın sözleşmenin ifası için yapılması gerekli yatırımlar olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle talep ve dava konusu tankların bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı yanca sökülüp götürülmesinin mümkün bulunmasına göre, asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi...
İlk derece mahkemesince, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.5.maddesinde; yükleniciye verilecek süre uzatımı gibi her türlü ilave sürenin taşerona aynen yansıtılacağının düzenlendiği, kamulaştırma işleminin idare tarafından yapılmadığına yönelik iddiasında, idarenin yükleniciye ilave süre tanıdığı ve sözleşmenin 5.5 maddesine göre bu sürenin taşerona da tanındığı, davacının bölgedeki terör olayları sebebiyle edimini ifa edemediğine yönelik iddiasının ise sübut bulmadığı, bu suretle davacının sözleşmenin feshini talep edemeyeceği, sözleşme ayakta iken ediminin %70’ni ifade eden davacının ana sözleşmenin 23. maddesi uyarınca teminat mektuplarının iadesinin isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir....