WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeyle 17.07.2010 tarihine kadar inşaatın anahtar teslimi eksiksiz olarak bitirilerek arsa sahibine teslim edileceğinin ve bu tarihte teslim edilmediği taktirde kira tazminatı ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 27.04.2010 tarihinde yapı ruhsatı verilen inşaatta iskân ruhsatı bulunmadığı, inşaatın seviyesinin % 98 oranında olduğu, bir kısım bağımsız bölümlerde fiilen oturanların olduğu tespit edilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesinde yapı kullanma ruhsatının alınmasını kapsayacak şekilde eksiksiz teslim olmadığından teslim tarihi ile dava tarihi arası davacıya teslimi gereken 9 daire için sözleşmenin 5. maddesi uyarınca, davacının toplam 71.455,50 TL kira tazminatı alacağının bulunduğu, davacının, seçimlik haklarından borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini talep ettiği, dolayısıyla, sözleşmenin feshini istemediği, ıslah talebiyle sözleşmenin devamını kabul ettiği...

    Sözleşmenin 19. maddesinde, bankanın üye iş yerinin kartla işlem gerçekleştirmemesi halinde sözleşmeyi derhal fesih hakkına sahip olduğu ve fesih halinde banka tarafından verilen tüm teçhizatların iade edileceği düzenlenmiştir. Sözleşmenin 20. maddesinde de sözleşmenin feshi halinde bankaca verilen maktu evrak, POS cihazı ve eklentilerinin, sağlam ve çalışır halde iki iş günü içeresinde bankaya iade edileceği, iade edilmemesi halinde belirlenecek değerlerinin sözleşmenin 7. maddesinde belirlenen temerrüt faizi ile birlikte iade edileceği belirlenmiştir. Sözleşmenin 7. maddesinde ise bankanın mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarının temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın % 50'sinin ilavesi ile bulunacak temerrüt faizinin ödeneceği kabul edilmiştir. Davalının ticareti terk etmesi nedeniyle POS cihazının kullanmadığı sabittir....

      Davacı ile davalıların murisi arasında düzenlenen 4.9.2001 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi resmi biçimde yapıldığı için geçerlidir.Davacı sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı uğradığı ... zararı davalılardan isteyebilir. Davacı talebinde taşınmazın sözleşme tarihindeki ... değerinin tespit edilerek ödetilmesini istemiştir. HUMK'nun 74.maddeye göre talebi ile bağlıdır. Mahkemece taşınmazın sözleşme tarihindeki rayiç değeri uzman bilirkişilerden alınacak raporla belirlenip bu miktara hükmedilmesi gerekirken yanlış değerledirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 2.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında eser sözleşmesi olduğunu, yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediğin ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise davanın yetkili Alaplı Mahkemesi'nde açılması gerektiğinden bahisle yetki itirazında bulunarak, esasa yönelik olarak da sözleşmenin gereği gibi ifa edilmesine rağmen iş bedelinin ödenmediği savunmasında bulunmuştur. Mahkemece yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir....

        Birleşen davada davacı vekili, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kira tazminatı kararlaştırıldığını, sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı zararın meydana geldiğini ileri sürerek 10.000,00 TL tazminat talep ve etmiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kooperatifin sözleşmeye yönelik inşaat ile ilgili herhangi bir faaliyette bulunmadığı, inşaat ruhsatı almadığı, inşaat ile ilgili temel atma kazı çalışması yapmadığının anlaşıldığı, diğer davalının kooperatif ile olan ilişkisi ve açıkça beyanlarında dava konusu payı hak ediş karşılığı aldığını beyan etmesi karşısında iyi niyetli olarak taşınmazdaki payı devraldığı iddiası yerinde görülmediği gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, asıl davada sözleşmenin geriye doğru feshinin talep edilmesi karşısında kira talep edilemeyeceği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir....

          HMK. 10. maddesine göre sözleşmenin ifa yeri tanımlanmış olmuş düzenleme şu şekildedir; “(1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” Maddede ifade edilen İfa yeri ise TBK. 89. maddesinde açıklanmıştır; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, …” olarak belirtilmiştir. Bu durumda davacının beyanlarına göre icra takibine konu alacak sebebi olarak gösterilen altınları Bağcılar adresinde teslim ettiğine yönelik iddaları nedeniyle, bu adresten iadesinin istenebileceği, Bağcılar adresinin bağlı bulunduğu Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili olduğundan, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. O nedenle davacı istinaf talebinde haklıdır....

          Bu zararla, davacı sözleşmenin kusurlu feshi yüzünden malvarlığında ilerde meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalmış kabul edilir. Bu niteliği gereği, kar kaybı daima farazi bir hesaplamayla ortaya çıkar. Burada malvarlığının gelecekteki çoğalması ihtimali, sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı meydana gelmemiş kabul edilir. İfade etmek gerekir ki, kar kaybı hesabı bir varsayımla yapıldığından hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın kesinlik göstermez. Somut uyuşmazlıkta, 13.03.2003 tarihiyle sözleşmenin sona ereceği 04.01.2004 arasında işletmenin yıkılması nedeniyle davacının bir zarara uğradığı sabit ise de, zarar miktarını kanıtlama yükü kendisinde bulunan davacı bu miktarı kanıtlayamamıştır....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/381 Esas KARAR NO : 2022/272 DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/08/2020 KARAR TARİHİ : 05/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından ......

              Bu mehil zarfında borç ifa edilmemiş bulunduğu surette alacaklı her zaman onun ifasını talep ve teahhür sebebi ile zarar ve ziyan davası ikame eylemek hakkını haizdir; birde aktin icrasından ve teahhürü sebebiyle zarar ve ziyan talebinden vazgeçtiğini derhal beyan ederek borcun ifa edilmemesinden mütevellit zarar ve ziyanı talep veya akdi fesh edebilir." düzenlemesi ile alacaklının borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan zararlarını talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu hükümde ifade edilen zarar müspet zararlardır. Aynı düzenleme 6098 sayılı TBK'nın 125/2 maddesinde yer almaktadır. 818 sayılı BK'nın 108.maddesinde ise; "Akitten rücu eden alacaklı, vaidolunan şeyi vermekten imtina ve tediye eylediği şeyi istirdat edebilir....

                Borçlar Yasasının 96. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için alacaklının bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Borçlu borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı alacaklının uğramayacağı yoksun kaldığı kazançlar müspet zararın en önemli kısmını oluşturur....

                  UYAP Entegrasyonu