Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu zararla, davacı sözleşmenin kusurlu feshi yüzünden malvarlığında ilerde meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalmış kabul edilir. Bu niteliği gereği, kar kaybı daima farazi bir hesaplamayla ortaya çıkar. Burada malvarlığının gelecekteki çoğalması ihtimali, sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı meydana gelmemiş kabul edilir. İfade etmek gerekir ki, kar kaybı hesabı bir varsayımla yapıldığından hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın kesinlik göstermez. Somut uyuşmazlıkta, 13.03.2003 tarihiyle sözleşmenin sona ereceği 04.01.2004 arasında işletmenin yıkılması nedeniyle davacının bir zarara uğradığı sabit ise de, zarar miktarını kanıtlama yükü kendisinde bulunan davacı bu miktarı kanıtlayamamıştır....

    HMK. 10. maddesine göre sözleşmenin ifa yeri tanımlanmış olmuş düzenleme şu şekildedir; “(1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” Maddede ifade edilen İfa yeri ise TBK. 89. maddesinde açıklanmıştır; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, …” olarak belirtilmiştir. Bu durumda davacının beyanlarına göre icra takibine konu alacak sebebi olarak gösterilen altınları Bağcılar adresinde teslim ettiğine yönelik iddaları nedeniyle, bu adresten iadesinin istenebileceği, Bağcılar adresinin bağlı bulunduğu Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkili olduğundan, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. O nedenle davacı istinaf talebinde haklıdır....

    Borçlar Yasasının 96. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için alacaklının bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Borçlu borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı alacaklının uğramayacağı yoksun kaldığı kazançlar müspet zararın en önemli kısmını oluşturur....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/381 Esas KARAR NO : 2022/272 DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/08/2020 KARAR TARİHİ : 05/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVACININ TALEBİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından ......

        Bu mehil zarfında borç ifa edilmemiş bulunduğu surette alacaklı her zaman onun ifasını talep ve teahhür sebebi ile zarar ve ziyan davası ikame eylemek hakkını haizdir; birde aktin icrasından ve teahhürü sebebiyle zarar ve ziyan talebinden vazgeçtiğini derhal beyan ederek borcun ifa edilmemesinden mütevellit zarar ve ziyanı talep veya akdi fesh edebilir." düzenlemesi ile alacaklının borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan zararlarını talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu hükümde ifade edilen zarar müspet zararlardır. Aynı düzenleme 6098 sayılı TBK'nın 125/2 maddesinde yer almaktadır. 818 sayılı BK'nın 108.maddesinde ise; "Akitten rücu eden alacaklı, vaidolunan şeyi vermekten imtina ve tediye eylediği şeyi istirdat edebilir....

          Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği sonucuna varıldığı ve buna göre davacının tüplerin iade edilmemesinden kaynaklanan cezai şart miktarı olarak 1.880-TL, kar mahrumiyeti nedeniyle 78.992,88-TL, haksız feshinden kaynaklanan cezai şart miktarı olarak da 29.891-TL talep edebileceği, davalı şirketin 2007 yılı bilançosuna göre 109.474,04-TL öz kaynağa sahip olduğu ve ödenmiş sermayesini aktiflerin kaydi değerleri üzerinden koruduğu, davalının diğer ticari faaliyetleri gözönüne alınmaksızın sadece bayilik ilişkisi kapsamında davacı ile gerçekleştirdiği ticari faaliyet kapsam ve miktarları dikkate alındığında cezai şart miktarlarının ekonomik açıdan mahvı sonucunu doğuracak büyüklükte olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının talebi dikkate alınarak tüplerin iade edilmemesinden kaynaklanan cezai şart miktarı olan 1.880-TL, kâr mahrumiyetinden kaynaklanan 13.120-TL, haksız fesihden kaynaklanan...

            Marka araçların ithalatçısı olduklarını, sözleşmenin tarafı olmadıklarını, sözleşmenin ifa edilmemesinden sorumlu olmadıklarını, kendilerine husumetin düşmediğini, davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir. CEVAP: Davalı ...Şti vekili .../.../... havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; araç sipariş formu ve satış sözleşmesinin .../.../... tarihinde yapıldığını, ÖTV artışının .../.../... tarihinde yürürlüğe girdiğini, öngörülmeyen bir durumda ÖTV artışının davacıya yansıtılmasının olağan olduğunu beyan ederek yetki itirazında bulunarak öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini ve sonrasında davanın reddini talep etmiştir. DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; sözleşme, ihtarname sunulmuş, davalı şirkete ait sicil kayıtları celp edilmiştir. Dava; araç satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle aynen ifa, bunun mümkün olmaması halinde ise terditli olarak müspet ve menfi zararın tazmini davası niteliğindedir....

              Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından tek yanlı olarak ....2005 tarihinde feshedildiğini, sözleşmenin ifa edilmemesinden ... zararı (müspet zarar) talep edemeyeceğini, kaldı ki davacının sözleşmeden ... yükümlülüğünü yerine getirmediğinden müvekkili tarafından kendi çabaları ile 189 parseli Ocak 2006 tarihinde satın aldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, bozmaya uyulmuş, davacının satış konusunda aracılık yaptığının dinlenen tanık beyanlarıyla sabit olduğu, BK.'...

                Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Somut olayda sözleşme ifa edilemeyeceğinden cezai şart talep hakkı da kalmamış olup bu husustaki değerlendirmede de bir yanılgı bulunmamaktadır....

                nun 20.12.2018 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden doğan haklarını, borçlarını, kira kaybı talebine ilişkin hak ve borçlarını müvekkiline temlik ettiğini, ancak mahkemece sözleşmenin devrinden önceki hak ve borçlara ve alacağın temlikine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, TBK'nın 189. maddesi gereğince temlik sözleşmesi uyarınca gecikme ve ayıptan kaynaklanan alacakları talep etme hakkının müvekkilinde olduğunun kabulünün gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, ticari satıma konu taşınmazın ayıplı ve geç teslim edildiği iddiasına dayalı olarak taşınmazın benzeriyle değiştirilmesi, sözleşmeden dönme, mümkün olmaması halinde değer kaybı ve kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı şirket ile davalılar arasında, davalı ...'a ait arsa üzerinde yüklenici olan diğer davalılar tarafından inşa edilen Kartal İlçesi ......

                  UYAP Entegrasyonu