Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca; Bölge adliye mahkemesince, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık ve yeterli bilirkişi raporu alınarak, alınan rapor sonucuna göre de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11/2. ve 56/3.maddesinin değerlendirilerek, davalı ithalatçı firmanın davacının sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebi yönünden sorunmlu olup, olmayacağının tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

    Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur..." denilerek, sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdirme iradesinin sözleşmeden dönme olduğu ifade edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda hemen hiçbir yerinde "dönme" sözcüğü kullanılmayarak, bütün dönme hükümleri "fesih" kelimesiyle çevrilmişti....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalıdan 26.02.2022 tarihinde dava dosyasına sunulmuş olan faturada belirtilmiş olan ürünleri satın aldığını, daha sonra vekili aracıyla ürünlerin değiştirilmesi veya ürünlerin iadesi ve ücretinin bedelinin iadesinin talep edildiğini, davalının ürünlerin muayenesi için kendisine teslimini talep ettiğini, ancak davacının ürünlerin muayenesinden kaçınmış olduğu, arabuluculuk aşamasında da ürünlerin tesliminin talep edildiği ancak bu aşamada ürünlerin davacı tarafından gösterilmemiş olduğunu, huzurdaki davada ürünlerin değiştirilmesi veya 6.000,00 TL bedelin iadesinin talep edildiği, ancak dava dosyasında bulunan faturadan dava konusu iki ürünün fiyatının talep edilen bedelin çok altında olduğunu, kanunen yerine getirilmesi gerekli olan muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresi içerisinde yerine getirmeyen ve sözleşmeden dönme talebini TTK 18/3'te belirtilen ispat şekillerinden birisi ile yerine getirmeyen davacının ayıba karşı tefekkül hükümlerinden...

        Maddesi gereği seçimlik hakkını kullanarak sözleşmeden döndüğü, dönme hakkını kullanmakla birlikte ödediği ücretin iadesini talep edebileceği, davalı üniversitenin Klinik Psikolojisi alanında yüksek lisans eğitim verme hakkını davacının sözleşmeden dönmesinden sonra 29/03/2017 tarihinde aldığı anlaşılmakla yazılı gerekçe ile ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak davalının vakıf üniversitesi olması nedeniyle 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 56/b maddesi ve 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi gereğince harçtan muaf olmasına rağmen karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması, maddi tazminat davasının reddedilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır....

        Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” Bu yasal düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından birisi de ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür....

          kaydıyla; davalı taraf ve müvekkili arasında akdedilen satım sözleşmesine göre; 18.11.2020 tarihinde müvekkil tarafından satın alınan, 2 adet ..., 2 adet ..., 4 adet ... marka ve model traktör lastiklerinde ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme iradelerinin kabulü ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili tarafından ödenmiş olan 8.850,00 (sekizbinsekizyüzelli) TL satım bedelinin, sözleşmeden dönme nedeniyle temerrüt tarihi olan 01.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Maddeden kaynaklanan dönme hakkını kullanabileceğini, müvekkilinin bu dönme hakkını saygı ile karşıladığını ve davacının dönme hakkından kaynaklanan haklarını ifa edeceğini belirtilerek, dönme nedeni ile şirkete ödemiş olduğu 260.000,00 TL nin kendisine yasal sürede iade edildiği bildirildiğini, buna rağmen mahkemece müvekkilinin temerrüte düştüğü kabul edilerek hüküm kurulduğunu, ayrıca 6098 sayıl TBK 125 madde gereğince seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkının kullanılması nedeni ile sadece verildiğini talep edebileceği ve menfi zararını talep edebileceği halde, davacının müspet ve menfi zarar ile munzam zarar taleplerinin kabul edildiğini, mahkemenin müvekkili şirket temerrüte düşmediği halde temerrüte düşmüş olarak kabul etmesi ve davacının talebine uygun kira kaybı, munzam zarar ve faizin tahsili kararı vermesinin kanuna aykırı olduğunu, müvekkili şirket temerrüte düşmediği halde davacının sözleşmeden haksız olarak dönmesine rağmen mahkemenin kira ve tazminat taleplerini kabul...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO :2021/302 KARAR NO:2022/780 DAVA:Alacak DAVA TARİHİ:22/04/2021 KARAR TARİHİ:06/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu malda ayıp ortaya çıkmış, durum davalıya "müşteri hizmetleri " aranmak suretiyle hemen ihbar edildiğini, davalı taraf malı alarak "panel tamir edildi" notuyla teslim ettiğini ancak davacı taraf muayene ettiğinde maldaki arızanın, ayıbın giderilmemiş olduğunu tespit edip aynı gün yine "müşteri hizmetleri" ni aramak suretiyle ihbar ettiğini, davacı taraf sözleşmeden dönme hakkını kullandığını ve bedelin iadesini istemiş ancak kendisine pert kaydı tutulması ve bedelin yarısının ödenmesinin teklif edildiğini, davacının bu teklifi kabul etmediğini ve bedelin tamamının ödenmesinde ısrarcı olduğunu, taraflar arasında yapılan tüm görüşmeler ve arabuluculuk sürecinde de uyuşmazlık çözümsüz kaldığını, açıklanan nedenler ve...

              CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin davacı ile diğer davalı arasındaki daire satışı sözleşmesinin tarafı olmadığını ve inşaatın süresinde bitirilmemesi ile bir ilgisinin bulunmadığını bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığından reddi gerektiğini, Ön Ödemeli Konut Satış Yönetmeliğinin 8 ve 9'ncu maddelerinde düzenlenen sözleşmeden cayma ve sözleşmeden dönme hakkı ile TKHK 45'nci maddesinde düzenlenen sözleşmeden dönme hakkını süresinde kullanmayan davacının davasının ön şart yokluğundan reddi gerektiğini, davacının sözleşmeden cayma ve dönme hakkını kullanmadan dava açtığından dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava dilekçesinin şekil şartlarına uygun olmadığını, davaya bakmaya tüketici mahkemesinin değil Asliye Ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili bankanın hukuka aykırı herhangi bir davranışı olmadığını, davacının bankadan kaynaklanan herhangi bir zararının da olmadığını dolayısı ile uygun illiyet bağının da bulunmadığını...

                ' nden davalının kusuru sebebiyle dönme ve cayma sonucu ödenen toplam 12.175,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, müvekkiline iadesine, her türlü senet ve belgenin iptaline/iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu