davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının -- olarak tespit edildiği,---- tarihi itibariyle ise de davacının davalıya kalan asıl borç bakiyesi tutarının ise ---olarak tespit edildiği, davacı şirketin davalı ---, davaya konu --- yıllarına ait yasal ticari defter kayıtlarına göre; ---- dava tarihi itibariyle davacının davalıda olan asıl alacak bakiyesi tutarının 420.000,00 TL olarak tespit edildiği,31.12.2016 tarihi itibariyle de davacının davalıda olan asıl alacak bakiyesi tutarının 420.000,00 TL olarak tespit edildiği, davalı ----- davacı şirkete, davaya konu --- yıllarına ait yasal ticari defter kayıtlarına göre; 23.09.2016 dava tarihi itibariyle davalının davacıya kalan asıl borç bakiyesi tutarının 236.366,29 TL olarak tespit edildiği,31.12.2016 tarihi itibariyle ise de davalının davacıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 105.416,02 TL olarak tespit edildiği, davalı ----- davacı şirkete, davaya konu ------- yıllarına ait yasal ticari defter kayıtlarına göre; 23.09.2016 dava tarihi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “teknik bilirkişinin raporunda (C) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümlerin Hazine adına oluşturulan 1459 sayılı parsel kapsamında kaldığı tapu kaydının oluştuğu 2007 yılından geriye bu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme gerçekleştiği, ancak; taşınmazların yol olması nedeniyle tescile karar verilemeyeceği gözetilerek bu bölümler bakımından mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında tanzim edilen acentelik sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedilmiş olduğu, davacı tarafından dava konusu yapılan demirbaş bedelinin 2.600,00 Euro'luk kısmının mülkiyetinin davacıya devredilmiş olup, sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle diğer demirbaşların leasing sistemi ile satın alınmış olması ve yine sözleşme hükümleri gereğince davalının devir yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. .../... -2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
koyduğu tüm şebeke, sistem ve malzemelerin mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunun tespiti ile istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Trabzon Aile Mahkemesi ise, davacı ile davalılardan ...’un evliliklerinin devamı sırasında ve eşler arasındaki yasal mal rejiminin mal ayrılığı olduğu önceki yasa döneminde, davalı ... adına satın alınan taşınmaz üzerine yapılan ve davacının halen oturmakta olduğu bildirilen binanın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitinin istenildiği, bu isteğin edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi veya katkı payı alacağı olarak kabulünün olanaklı olmadığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacının evlilik birliği içerisinde edinilen ve davalı adına kayıtlı olan taşınmaza yönelik “katkı payı alacağı” veya TMK’nun 227,231 ve 236. maddelerine dayalı bir isteği bulunmamaktadır. İstek aile hukukundan kaynaklanmayıp, sadece mülkiyetin tespitine yönelik olduğundan Aile Mahkemesinin görev alanı dışındadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davalı vekili,... yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş,müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını,dava dilekçesinde davacının teslim ettiği mal miktarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlükleri yetkili kılındığından, yetki itirazının reddine karar verilerek yapılan yargılama sonunda,benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında .. tarihli sözleşme bağlamında ticari ilişki bulunduğu, davalıya ait usulüne uygun tutulmuş defter ve kayıtlarda takip tarihi itibariyle davacıya .. borçlu olduğunun saptandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne ve İ.. sayılı takip dosyasına davalının itirazının.. için iptali ile takibin bu miktar üzerinden ve bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle takip talebindeki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen alacağın %20 si oranındaki .. icra inkar tazminatının...
Kabule göre; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle, sonuç olarak “mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına” şeklinde hüküm kurmak yeterli iken ve istihkak davalarında mülkiyetin tespitine ve aidiyetine yönelik karar verilemeyeceği dikkate alınmadan, yazılı şekilde “mahcuzların davacıya ait olduğunun tespitine” şeklinde hüküm kurulması da isabetli olmamıştır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 26.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili davaya cevaplarında, açılan davayı kabul etmediklerini, murisin sözleşme tarihi itibariyle hukuki ehliyete haiz olmadığını, yine sözleşme ve senet altındaki imzaların murislerine ait olmadığını, sözleşme yükümlülüklerinin davacı tarafından yerine getirilmediğini, kat irtifakı kurulmadığı gibi iskan ruhsatının da alınmadığını, bu sebeple bir kısım arsa sahiplerinin davacıyı vekaletten azlettiğini, tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur....
Davanın, mülkiyetin tespiti ve kadastro çalışmaları sırasında mera olarak bırakılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle, öncelikle dava konusu taşınmazın malikinin kim olduğunun açıkça belirlenmesi ve bu husustaki mülkiyeti belirleyen kararın kesinleşmesinden sonra tazminat davasının görülmesi gerektiğinden, kadastro çalışmaları sırasında mera olarak bırakılan dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle edinilip edinilemeyeceğinin saptanıp mülkiyetinin kime ait olduğunun belirlenmesi için, açılan mülkiyetin tespiti davasının bu davadan ayrılıp, ayrı bir esasa kayıt edilerek, bu davanın görülmekte olan dava yönünden bekletici mesele sayılarak buna ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra sonucuna göre tazminat davasının incelenmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile davanın reddine dair hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
Bankasına bloke edilmesine karar verildiği, bu sebeplerle 191, 194, 199, 215, 224 ve 236 DSİ parsel sayılı taşınmazların mülkiyetlerinin müvekkiline ait olduğunun tespiti istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 215 ve 224 DSİ parsel sayılı 70,40 m2 ve 225,77 m2 yüzölçümündeki taşınmazların mülkiyetinin 1/6‘sının, 191, 194, 199 ve 236 parsel sayılı sırasıyla 690,43 m2, 92,56 m2, 351,54 m2 ve 159,74 m2 yüzölçümlü taşınmazların mülkiyetlerinin tamamının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mülkiyetin tespiti istemidir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 03.06.1991 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....