Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER : Tapu kaydı, Gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi ile ekleri, Keşif, Bilirkişi kurulu raporu, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava sözleşme tarihi itibariyle mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespiti ile hukuka aykırı ve kötüniyetli haczin kaldırılmasına, olmadığı taktirde rayiç değerinin tahsili tahsili istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu mesken niteliğindeki taşınmaza ait tapu kaydı ile tüm bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı Şekerbank'ın alacaklı olduğu ve dava dışı kişilerin alacaklı olduğu ihtiyati haciz şerhlerinin bulunduğu sabittir. 6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin seçimlik hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir....

İcra Müdürlüğü’nün 2009/278 sayılı takip dosyasında trafik kaydına 27.01.2009’da haciz konulan 06 AY 5146 plaka sayılı aracın üçüncü kişi tarafından noterde yapılan sözleşme ile 16.04.2008’de satın alındığını, mülkiyetin hacizden önce davacıya geçtiğini belirterek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığı, mülkiyetin davacıya geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

    Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazların incelenen karar defteri, makbuzlar ve sözleşme örneğinden davacıya ait olduğunun tespiti ile davalı tarafından binalara konulan bariyerlerin güvenlik açısından olduğundan mülkiyetin tespiti ile yetinildiği ve bariyer anahtarının edinilmesi hususunda davacının yönetime başvurmakla muhtariyetine karar verilerek açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

      Mahkemece, dava konusu traktörün davacıya ait olduğunun tespitine ve davacının tescil talebinin reddine karar verilmiş; hüküm,davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, Fiat marka motor ve şasi numarası belli 1986 model traktörü dedesi olan ...’in aldığını, satın alınan traktörün ödenemeyen banka kredi borcunu kapattığını, traktörün 1999 yılında dedesi tarafından kendisine devredildiğini, trafik sicili olmadığı için adına tescil yaptıramadığını, traktörü 16 yıldır çekişmesiz olarak kullandığını belirterek mülkiyetin kendisine ait olduğunun tespitini ve adına tescilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu traktörün davacının dedesi ... tarafından davacıya devredildiği, davacı tarafından uzun yıllardır çekişmesiz olarak kullanıldığı gerekçesiyle traktörün davacıya ait olduğunun tespitine, dava konusu traktörün tescil işleminin idari bir işlem olduğu gerekçesiyle tescil talebinin reddine karar verilmiştir....

        a ait olduğunun tespitine, 2.109 ada 876 nolu parselde 552,52 m2 yüz ölçümündeki 109 ada 1070 nolu parselin uzantısı olan ve DSİ tarafından kamulaştırılmasız elatılıp ve kanal olarak kullanılan, fen bilirkişisi... ve...’ın 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide parselin C harfi ile gösterilen 552,52 m2’lik kısmın kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'a ait olduğunun tespitine, 3.109 ada 1073 nolu parselde 654,04 m2 yüz ölçümündeki 109 ada 1070 nolu parselin uzantısı olan ve DSİ tarafından kamulaştırılmasız elatılıp kanal olarak kullanılan, fen bilirkişisi... ve...’ın 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide E harfi ile gösterilen 654,04 m2’lik kısmın kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'a ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

          Hukuk Dairesinin 27.09.2005 ... ve 10247-11158 sayılı bozma kararında özetle: "Dava konusu taşınmaz, karayolları kamulaştırma sahasında kaldığına göre, kamulaştırmadan önce davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluştuğundan davacı yararına mülkiyetin tespitine karar verilmesinde davacı gerçek kişinin hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece, davacının tescil talebi içinde mülkiyetin tespitinin de bulunduğu kabul edilerek, mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, 01.09.2003 tarihli krokide (A) ile gösterilen bölümünün davacı ... mülkiyetinde olduğunun tesbitine, müdahil Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalılar Hazine, ... ve müdahil Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesine göre açılan tescil ve mülkiyetin tesbiti niteliğindedir....

            Hemen belirtmek gerekir ki anılan sözleşme geçerli olup tarafları bağlar sözleşmede de satıştan sonraki vergi resim, ceza ve her türlü hukuki sorumluluğun alıcıya ait olduğu belirtilmiştir. Davacı bu davada mülkiyetin davalıya ait olduğunun tespitini istemiştir. Davalı geçerli sözleşme ile aracın maliki olmuştur. Aracın maliki olan davalı aracın plakasına da sahip olup sözleşmede kararlaştırıldığı üzere satış tarihinden itibaren tüm hukuki yükümlülüklerde davalıya aittir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temiz olunan hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 26.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              alması ihtar ettiği,ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiği ancak davacının buna yönelik bir işlemi olduğu hakkında dosyada belge bulunmadığı,davacının sözleşmeye göre muaccel bir alacağının olduğunun ispatlanamadığı,davalının sözleşme hükümlerine göre belirtilen vadede mallar satıldıktan sonra ödemelerde bulunduğu,davacının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                Öyleyse mülkiyetin davacıya geçtiğinin tesbitine karar verilmesi gerekir” 7-Mülkiyetin devrini amaçlayan sözleşmelerle, bir şeyin mülkiyetinin karşı tarafa kesin olarak geçirilmesi taahhüdü altına girilmektedir. Bu sözleşmeler yapıldığı anda mülkiyet hemen karşı tarafa geçmez. Bu sözleşmelerin amacı, mülkiyetin diğer tarafa geçirilmesi borcunun doğmasıdır. Sözleşme yapıldıktan sonraki bir zamanda, genellikle hemen mülkiyet karşı tarafa geçirilir. Mülkiyetin geçirilmesi bir tasarruf işlemi niteliğindedir ve sözleşmenin amacını oluşturur. TBK’da üç tür temlik borcu doğuran sözleşme tipi düzenlenmiştir. Bunlar sırasıyla satış, bağışlama ve mal değişimi sözleşmeleridir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/386 Esas - 2022/245 Karar DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali KARAR : 2- T3 - NEVŞEHİR VEKİLİ : Av. T4 - Plevne Mah.Serin Sokak No:8 Vergi Dairesi Başkanlığı Kocasinan/ KAYSERİ DAVA : Sözleşmenin İptali DAVA TARİHİ : 02/03/2022 İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2022 Kayseri 1....

                  UYAP Entegrasyonu