Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

belirlenmiş olup, 445. maddesine göre; rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve rekabet yasağı süresinin, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşmaması gerekir....

    Rekabet etmeme borcu ise işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan değildir. İş akdinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş akdine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır(Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2005, S:277). Bu noktada, iş görme ve sadakat borçları ile rekabet etmeme borcu(rekabet yasağı) arasındaki ayrıma değinilmesinde yarar bulunmaktadır: İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır....

      Rekabet etmeme taahhüdünü içeren bu sözleşmeyle işçi işverene karşı hizmet sözleşmesinin bitiminden sonrasına yönelik olarak menfi bir yükümlülük, bir yapmama borcu altına girmektedir. Başka bir deyişle rekabet yasağı sözleşmesi ile işçinin ekonomik faaliyet özgürlüğüne ve ekonomik geleceğine kısmen dahi olsa sınırlama getirilmektedir(Sabah Altay, Türk Borçlar Kanunun Hükümlerine Göre İşçi ile İşveren Arasında Yapılan Rekabet Yasağı Sözleşmesi, MÜHF-HAD, C.14, sy.3, s.179 vd.). Rekabet yasağı kaydının geçerli olabilmesi için işçinin, hizmet ilişkisi içinde olduğu işverenin müşteri çevresi ve üretim sırları gibi ticari sırları bilebilecek bir pozisyonda çalışması ve bu bilgileri önceki işverenle rakip durumunda olan yeni işveren ile paylaşabilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Bu anlamda, ayrılan işcinin yeni işyerinde aynı pozisyonda çalışması da şart değildir....

        Tarafların bildirdikleri tanıkların beyanları alındıktan sonra davacı ile dava dışı davalı işçinin çalıştığı firmaya ait kayıtlar celp edilerek dosya 1 teknik ressam konusunda uzman makine mühendisi ve 1 rekabet yasağı konusunda uzman hesap bilirkişisine tevdi edilerek, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi hükümleri, TBKnun rekabet yasağına ilişkin maddeleri değerlendirilerek, davalının davacı şirkette çalıştığı konum itibariyle davacıya ait ticari sırlara, üretim teknolojisine, özel üretim biçimi gibi üretim sırları ya da müşteri çevresine erişebilme imkan ve ihtimalinin bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacı işverene zarar verme ihtimal ve riskinin olup olmadığı, dava dışı firmanın faaliyet alanları da incelenerek, rakip firma olup olmadığı da raporda açıklanarak, davacının rekabet yasağı sözleşmesi kapsamında alacağına ilişkin rapor düzenlenmesi talep edilmiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesi'nin güncel nitelikte olan ilamlarının, Yargıtay'ın artık yerleşik hale gelmiş içtihatlarıyla örtüşmekte olup, Yargıtay HGK'nun emsal kararı uyarınca da davada görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, rekabet yasağına ilişkin taahhütten kaynaklı olarak çıkan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemeleri'nin görevli olduğu noktasında bir tereddüt bulunmadığını, belirterek,kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak sözleşmede öngörülen ceza koşulunun tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı 12.10.2017 tarihli, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5....

            olabilecek bir iş ifa etmediğini, rekabet yasağı sözleşmesinin konusunun, başkaları tarafından kolaylıkla öğrenilemeyen ve korunmasında sahibinin menfaati olan üretim ve iş sırları olabileceğini, rekabet yasağı sözleşmesinin konusunun sır niteliğini kaybeder ise rekabet yasağı sözleşmesinin sona ereceğini, iş sırlarına vakıf olmayan bir çalışan ile rekabet yasağı sözleşmesi yapılamayacağını, davacının, bünyesinde hiçbir bilgi erişimine imkânı bulunmaksızın asgari ücretle çalıştırdığı işçinin işyerinden ayrılmasından sonra kendisini önemli ölçüde zarara uğratabilecek bilgiler kullanma ihtimali olduğu iddiasını yöneltmesinin abesle iştigal olduğunu, davacı iddiasını ispatla yükümlü olup rekabet yasağı ihlali iddiasında bulunan tarafın bu konudaki somut vakıaları açık şekilde ileri sürerek, ne sebeple kendisi ile rekabet içerisinde bulunulduğunu ispatlaması gerektiğini, oysa dava dilekçesinin işbu şartları haiz olmadığını, genel geçer ifadeler ile rekabet yasağını ihlal ettiği ileri sürülen...

              bir yasaklama getirilemeyeceğini, davalının, davacının satış gücüne ya da ürünlerini pazarlamasına katkı sunan ve bu hususta bilgi ya da takdiri olabilecek bir iş ifa etmediğini, rekabet yasağı sözleşmesinin konusunun, başkaları tarafından kolaylıkla öğrenilemeyen ve korunmasında sahibinin menfaati olan üretim ve iş sırları olabileceğini, rekabet yasağı sözleşmesinin konusunun sır niteliğini kaybeder ise rekabet yasağı sözleşmesinin sona ereceğini, iş sırlarına vakıf olmayan bir çalışan ile rekabet yasağı sözleşmesi yapılamayacağını, davacının, bünyesinde hiçbir bilgi erişimine imkânı bulunmaksızın asgari ücretle çalıştırdığı işçinin işyerinden ayrılmasından sonra kendisini önemli ölçüde zarara uğratabilecek bilgiler kullanma ihtimali olduğu iddiasını yöneltmesinin abesle iştigal olduğunu, davacı iddiasını ispatla yükümlü olup rekabet yasağı ihlali iddiasında bulunan tarafın bu konudaki somut vakıaları açık şekilde ileri sürerek, ne sebeple kendisi ile rekabet içerisinde bulunulduğunu...

              Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ikale sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı Borçlar Kanunu, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Anayasa'ya göre hükümsüz olduğunu, rekabet yasağı işlerin türü bakımından sınırlandırılmadığını, rekabet yasağı karşılığı davalı herhangi bir bedel ödenmediğini, bu durum ekonomik açıdan davalının mahfına neden olduğunu, davalı, rekabet yasağını ihlal etmediğini, rekabet yasağı sınırları dışında değerlendirilebilecek bir eylemi olmadığını, davalının kurmuş olduğu şahıs şirketi vasıtasıyla davacının tedarikçileri ile iletişime geçerek davacının rakipleri adına tedarik kanalları ile iş yapma olanağı araştırdığının tespit edildiği iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davalının White Water Firması ile kendisinin belirlemiş olduğu polkima firmasını bir araya getirmesi dışında görüşmelere müdahil olmadığını, dolayısı ile gizliliği ihlal etmediğini, dava tümden reddedildiğini, rekabet yasağının ihlal edilmemiş olması, gizliliğin de ihlal edilmediğini gösterdiğini...

              İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

                ın 02.07.2007-31.07.2009 tarihleri arasında müvekkili şirkette çalıştığını, müvekkilinin ticari sır ve müşteri bilgilerine vakıf olduğunu, 27.07.2009 tarihinde işten ayrılırken BK'nın 348. maddesi uyarınca rekabet yapmama konusunda ibraname imzaladığını, ibranamede sayılan firmalara 30.03.2011 tarihine kadar teklif vermemeyi taahhüt ettiği halde davalı ...'ın müvekkili ile aynı alanda faaliyette bulunan davalı şirketin %50 hissesini 21.05.2010 tarihinde devralıp yetkili müdür olduğunu, rekabet yasağı kapsamındaki şirketlere fiyat teklifi verdiğini, ibranamede sayılan firmaların taşıma işlerini gerçekleştirerek müvekkilini zarara uğrattığından sözleşmede öngörülen 50.000.- USD cezai şartı ödemesi gerektiğini, davalı şirketin TTK’nın 57/6-7-8. fıkralarını ihlal ettiğini, davalı şirketin ortağı ve yetkilisi ...'ın rekabet yasağı sözleşmesinde imzası olup bu halde davalı şirketin kusurlu bulunduğunu ileri sürerek davalıların haksız rekabetinin ve davalı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu