Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin iş sözleşmesi olduğu ve sözleşmeye rekabet yasağı kaydının konulduğu, rekabet yasağı kaydının geçerli olması için TBK'nın 444/2 maddesi gereğince işverene ait bilgilerin kullanılmasında işverenin önemli ölçüde zararına sebep olması gerektiği, davacı tarafça davalının çalışırken edindiği bilgileri kullanarak kendisine önemli ölçüde zarar verdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, 6098 sayılı TBK'nın 444'üncü maddesinde (818 Sayılı B.K'nın 348) düzenlenen işçinin rekabet yasağından ve işçi ile işveren arasında düzenlenen sözleşmeye aykırılık iddiasından kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, davalının iş sözleşmesi kapsamında rekabet yasağı hükmüne aykırı davrandığı iddiasıyla doğduğunu ileri sürdüğü cezai şart niteliğindeki alacağını tahsil etmek amacıyla Bursa 15.İcra Müdürlüğü’nün 2021/......
Bu nedenle rekabet yasağı süresince davalının başka sektörlerde iş bulma olanağı kısıtlıdır. Ayrıca rekabet yasağı kaydına ilişkin davacı iş verenin üstlendiği karşı bir edim de bulunmamaktadır. Buna göre davalı işçinin bir aylık ücreti, davalının diğer sektörlerde iş bulma ve geçimini temin imkanı, rekabet yasağının süresi ile işverenin üstlendiği karşı bir ediminin bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde rekabet yasağı kaydı ve gizlilik maddesinde kararlaştırılan cezai şartın hakkaniyete uygun olmadığı ve aşırı nitelikte bulunduğunun kabulü ile cezai şarttan %50 oranında bir indirim yapılması uygun, makul ve gereklidir. Buna göre sonuç olarak davacının, 23.247,00 TL cezai şart alacağı bulunmaktadır. Mahkemenin bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
sırasında, kurucu şekli nitelikteki emredici hukuk kurallarına uyulmamışsa, alınan genel kurul kararı yok hükmündedir, hiçbir hüküm ve sonuç doğurmayacağını, genel kurul kararlarının yokluğuna örnek olarak kanunen öngörülen toplantı veya karar yeter sayılarına uygun olarak karar alınmamasının gösterilebileceğini, Davalı şirketin ana sözleşmesinde rekabet yasağı maddesine yer verilmemişken, 15.04.2023 tarihli genel kurul kararı ile şirket ortakları şirket ana sözleşmesine rekabet yasağı maddesinin eklenmesi yönünde karar aldığını, davalı şirket ana sözleşmesine sonradan eklenen bu rekabet yasağı maddesi, TTK 607....
Davalı vekili 9 yıldır düzenli olarak davacı şirkette çalıştığını, hiçbir terfi almadığını, emeğinin ve işgücünün karşılığını alamadığını, terfi talep ettiği için istifa etmeye zorlandığını, işçinin bu sebeple işverene yükletilebilecek bir nedenle sözleşmesini feshettiğini bu yüzden dava açılamayacağını, istifa dilekçesinin davacı tarafından zorla imzalatıldığını, yaptığı işin niteliği gereği davacının ticari sırlarını bilebilecek veya temin edebilecek konumda olmadığını, rekabet yasağı ve sır saklama taahhüdünün geçersiz olduğunu, iş sözleşmesinin geçerlilik şartlarının bulunmadığını, ayrıca iş sözleşmesinde rekabet yasağı şartı bulunan bir sözleşme olmadığını, dosyaya sunulan taahhüdün sözleşmeden çok sonra işten çıkarma tehdidi altında imzalatıldığını, bu nedenle rekabet yasağı hükmünün geçersiz olduğunu, talep edilen cezai şartın fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, davacı işveren tarafından davalı işçiye ödenen dava konusu 92.057,94 TL ilave menfaat ödemesinin rekabet yasağı sözleşmesi ve gizlilik taahhütnamesinin karşılığı olmayıp, ihbar tazminatı ve muhtemel işe iade etmeme hususundaki tazminatın işçiye ödenmesinden kaçınmaya yönelik olduğu, davacı işverenin bu suretle makul yarar sağladığı, hal böyle olunca rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağı ve ilave menfaat ödemesinin iadesine ilişkin davacı taleplerinin haksız olduğu, davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Kanun koyucu, geçerli bir rekabet yasağı anlaşmasının sınırlarını kesin olarak çizmiş, gerekirse hakimin müdahalesini de öngörmüş, bu şekilde yapılan rekabet yasağı anlaşmasını ihlal eden işçiyi de işverenin zararlarını tazmin yükümlülüğü altına almıştır. Böyle bir durumda işveren, işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği olgusunun yanında, bu nedenle bir zararının da oluştuğunu kanıtlayarak tazminat talep edebilecektir. Görüldüğü üzere, işçi ve işverenin, TBK'nın 445. maddesindeki sınırlar içinde kalmak kaydıyla, rekabet yasağı anlaşması yapmalarına yasal bir engel yoktur. Zaten cezai şartın amacı da zararın tazminidir. Ancak borçlu, cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının kapsamını ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etmek imkanı bulacaktır....
Kanun koyucu, geçerli bir rekabet yasağı anlaşmasının sınırlarını kesin olarak çizmiş, gerekirse hakimin müdahalesini de öngörmüş, bu şekilde yapılan rekabet yasağı anlaşmasını ihlal eden işçiyi de işverenin zararlarını tazmin yükümlülüğü altına almıştır. Böyle bir durumda işveren, işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği olgusunun yanında, bu nedenle bir zararının da oluştuğunu kanıtlayarak tazminat talep edebilecektir. Görüldüğü üzere, işçi ve işverenin, TBK'nın 445. maddesindeki sınırlar içinde kalmak kaydıyla, rekabet yasağı anlaşması yapmalarına yasal bir engel yoktur. Zaten cezai şartın amacı da zararın tazminidir. Ancak borçlu, cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının kapsamını ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etmek imkanı bulacaktır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesince iddialarının ispatlanmasına imkan verilmediğini, ön incelemenin yapıldığı ilk celsede dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini ve dosya bilirkişiden döndükten sonra direkt olarak bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verildiğini, oysa davanın ispat edilebilmesi için tanıklarının dinlenilmesi ve diğer delillerinin de değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın eksik incelmeye dayalı bulunduğunu, davanın, davalının haksız rekabet hükümleri ve sır saklama ile sadakat yükümlülüklerine aykırı davranarak müvekkil Şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı olduğunu, "rekabet yasağı sözleşmesi bulunduğu" iddiasında bulumadıklarını buna rağmen mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve mahkemece taraflar arasında rekabet yasağı bulunmadığının üzerinde durulduğunu, TBK'nın 396. maddesi gereğince işverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçinin, hizmet ilişkisinin...
Maddesinde sözleşmenin feshedilmesinden sonra (iş akdi sona erdikten sonraki yükümlülük) rekabet yasağının düzenlediğini, sözleşmenin feshinden sonraki bir yıl süre boyunca belirlenen rekabet yasağına aykırı davranılmaması sonucunda müvekkilinin bu yasağa uyması karşılığında davacının son bürüt aylığının oniki katı iş ilişkisinin bitimi ile ödeneceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin fesih tarihi olan 16.01.2019 tarihinden16.01.2020 tarihine kadar rekabet edici işle iştigal etmediğini böylece kendisine düşen edimleri yerine getirdiğini,müvekkilinin 16.01.2019 tarihli fesihle sözleşmedeki rekabet etmeme maddesinin tek taraflı olarak davalı tarafça kaldırıldığını, ivazlı rekabet yasağı sözleşmesinin/hükmünün tek taraflı olarak kaldırılamayacağını bildirerek müvekkilinin 2.598.659,41 TL'lik alacağının şimdilik 250.000,00TL'nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....