Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın işten ayrıldığı 2007 yılından sonra davacı şirketin ithal özlü tel satışlarında ciro ve kar kaybına uğradığı, uğramış olduğu bu zararın davalının tutum ve davranışlarıyla sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklı olduğu gerekçesiyle haksız rekabet nedeniyle 100.000,00 TL maddi tazminat ile davacının tek satıcılık yetkisinin ihlali ve uğratılan müşteri portföyü kaybı için de ayrıca 100.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir. E) Gerekçe: İşçinin sadakat borcu kapsamında uyması zorunlu olan davranışlarının başında işverenle rekabet etmemek gelmektedir. İşçinin rekabet yasağı, iş sözleşmesinin bitmesiyle başlayacaktır. Nitekim hizmet ilişkisi içerisindeki sadakat yükümlülüğü, hizmet ilişkisinin bitimi ile birlikte rekabet yasağına dönüşecek ve işçinin yükümlülüğü rekabet yasağı şeklinde adlandırılacaktır....

    bünyesinde çalıştığı ilden farklı olarak yeni şirket bünyesinde İstanbul ilinde çalıştığı, bu itibarla rekabet yasağı sözleşmesine aykırı bir eyleminin olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir....

      yasağına aykırı davrandığı takdirde son ----yılda elde ettiği brüt yıllık geliri kadar cezai şart bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirketten istifa ederek müvekkilin piyasadaki en büyük rakiplerinden biri olan, müvekkil ile aynı ilde --- ve aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı ----- çalışmaya başlayarak, müvekkil ile akdetmiş olduğu ---------maddesinde düzenlenen rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiğini, Davanın kabulü ile Davalı---- akdetmiş olduğu iş sözleşmesindeki rekabet yasağı hükmüne aykırı olarak dava dışı ----çalışmaya başlaması nedeniyle, taraflar arasındaki--- brüt tutarı olan----- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir....

        Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı tarafından, talep edilen cezai şart bedeli tam olarak belirlenebilir nitelikte olduğundan işbu davanın belirsiz alacak veya kısmi dava şeklinde açılması mümkün olmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple, işbu davanın esasa girilmeksizin usulden reddinin gerektiğini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, sayın mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin sona erdiğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’nin ihlal edilmediğine hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, mahkeme aksi kanaatte ise, Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi’ndeki cezai şart hükmünün geçersiz olduğuna hükmedilerek huzurdaki davanın esastan reddini, cezai şart miktarının tenkisini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine...

          İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak TBK'nın 444 ve devamı maddeleri uyarınca cezai şart istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda mahkemenin görevsizliğine dair karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu rekabet yasağı ve buna dayalı tazminata ilişkin olarak taraflarca Rekabet Yasağı ve Sır Saklama Yükümü Sözleşmesi akdedilmiştir. Bahsi geçen bu sözleşmenin 2.2 .maddesinde işçi aleyhine rekabet yasağı öngörülmüştür. Rekabet yasağı 6098 sayılı TBK'nın Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ilâ 447. maddelerinde düzenlenmiştir....

            İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

              İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

                Davalı vekili, rekabet yasağı düzenlemesinin geçersiz olduğunu, ayrıca müvekkilinin yasağa aykırı bir eyleminin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan 27/02/2009 tarihli iş akdine bağlı gizlilik ve rekabet yasağı düzenlemesinde rekabet yasağına ilişkin olarak herhangi bir yer ve süre şartı getirilmediği, sadece aynı sektörde iş takibi, pazarlama ve yahut ticari faaliyet gösteremeyeceğinin düzenlendiği, bununla birlikte sözleşmeye aykırılık halinde 50.000 USD tutarında tazminat ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak rekabet yasağının yer ve süre yönünden sınırlandırılmaması halinde geçerli olmayacağı, bu durumda taraflar arasındaki rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli sayılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                  Taraflar arasındaki 06.07.2010 tarihli sözleşmede iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği 08.11.2012 tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta 6098 Sayılı TBK'nın 445. maddesinin tatbik edileceğine dair mahkeme gerekçesi yerinde ise de, anılan kanunda bahsi geçen iki yıllık rekabet yasağı süresinin 06.07.2010 tarihinden itibaren başlatılarak davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede 5 yıllık rekabet yasağı süresi öngörülmüş, coğrafi alana yönelik kısıtlama ise yapılmamıştır. TBK'nın 445/1 fıkrasında bu tür sözleşmeler bakımından yer ve zaman sınırlaması öngörüldüğü gibi, aynı maddenin ikinci fıkrasında da mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir....

                    İşçi ile işveren arasında TBK'nın 444 ve devamındaki maddelerinde işaret edilen koşullar dahilinde tesis edilecek rekabet yasağı sözleşmesi, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine konulacak bir hükümle düzenlenebileceği gibi bu hususta ayrı bir metin ile rekabet yasağı sözleşmesinin akdedilmesi mümkündür. Her iki durumda da rekabet yasağı, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden bağımsız olarak varlığını sürdürür. Başka bir anlatımla hizmet sözleşmesi içerisinde ayrı bir hüküm olarak rekabet yasağı kaydının mevcudiyeti hâlinde, taraflar arasındaki sözleşmede hem hizmet ilişkisinin devamı süresince geçerli olan bir hizmet sözleşmesinin, hem de hizmet ilişkisi sona erdikten sonraki döneme dair yükümlülükler içeren bir rekabet yasağı sözleşmesinin varlığı kabul edilerek tarafların her iki sözleşme ile bağlı oldukları kabul edilmelidir....

                      UYAP Entegrasyonu