Şti iş yerinde çalışmaya başladığı, davalının davacı iş yerinde boya planlama koordinasyon bölümünde planlama uzmanı olarak çalıştığı, dava dışı iş yerinde de halen lojistik ve planlama alanında çalıştığının anlaşıldığı, davacı tarafça davalının rekabet yasağı sözleşmesi kapsamında taraflar arasındaki rekabet yasağı hükümlerine riayet etmeyerek 2 yıl süre ile davacı iş yerinde çalışmayı kabul ve beyan etmesine rağmen 2 yıllık süre dolmadan iş yerinden ayrılarak aynı iş kolunda faaliyet gösteren dava dışı iş yerinde aynı pozisyon ile çalışmaya başladığını, bunun da rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık içerdiğinden; sözleşme gereği 6 aylık son ücreti tutarında cezai şart ödemesi gerektiği iddiası ile dava açılmış ise de; her iki iş yeri iş kolunun farklı olduğu; davacı iş yerinin dokuma, hazır giyim ve deri iş kolunda çalışır iken tekstil yönlü faaliyetlerinin bulunduğu, dava dışı İndec Ltd....
yasağı hükümleri bulunduğunu; davalının rekabet yasağı hükümleri uyarınca iş akdinin sona ermesinden itibaren 2 yıl süreyle davacı şirketin çalışma bölgeleri kapsamına giren illerde davacı şirketle herhangi bir şeküde rekabet etmemeyi taahhüt ettiğini ve bu taahhüdün ihlal etmesi halinde cezai şart ödemeyi kabul ettiğini; yaptıklan bu rekabet yasağı sözleşmesinin kanuna uygun olduğunu; davalının işyerinden ayrıldıktan 1 ay sonra aynı sektörde faaliyet gösteren bir işletme kurarak rekabet yasağını ihlal ettiğini; davalının gerçekleştirdiği haksız rekabet eylemleriyle davacı şirketin ticari itibarına zarar verdiğini ve bu doğrultuda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek haksız rekabetin önlenmesine, ----- manevi tazminatın ve --------- cezai şartın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak 01.10.2012 tarihli sözleşmede, davacının işçisi olarak çalışan davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra rekabet yasağını düzenleyen hükümler bulunduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK'nın 444. maddesinde işçinin işverene karşı sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde işverenle rekabet etmekten kaçınmayı öngören sözleşmenin rekabet yasağı sözleşmesi olduğu tanımlanmıştır. Ayrıca, bu sözleşmenin rekabet yasağı sözleşmesi olup olmadığı hususunun bu konuda özel mahkeme niteliğindeki asliye ticaret mahkemesince takdir edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin rekabet yasağı sözleşmesi olması ve 6102 sayılı TTK'nın 4/1-c maddesinde rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklanan davaların mutlak ticari dava olduğunun düzenlenmesi nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin somut uyuşmazlıkta görevli olduğu düşünülmeden, yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan rekabet yasağı taahhüdünde davalı tarafın iki yıl süre ile .... bölgesinde teknik personel olarak çalışmaması yönünde rekabet etmeme yükümlülüğünün bulunduğu, taahhüdün yalnızca teknik personel olarak çalışmaması yönünde olduğu, davalının sonradan çalışmaya başladığı satış sorumlusu ve satılan mallarla ilgili teknik destek verilmesi olarak tanımlanabilecek işinin taahhüt kapsamında kalmadığı, bu nedenle rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırılık teşkil edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Böylelikle davalı, rekabet yasağının sona erme halini ispat edememiştir. Taraflar arasındaki 22/04/2005 tarihli hizmet sözleşmesinin rekabet yasağını düzenleyen 10. maddesinin incelenmesinde; süre ve yer sınırına ve özellikle davalı işçinin daha sonra çalışmaya başladığı şirkette çalışmaması gerektiğine dair belirlemeler olduğu ve rekabet yasağı kaydının geçerli olduğu kanaatine varılmıştır. Rekabet yasağına ilişkin hüküm (m.444/2) ile Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, işçinin rekabet yasağına aykırı eylem nedeni ile işverenin maddi bir zararının doğması gerekmeyip, zarar doğma ihtimalinin bulunması yeterlidir (Yargıtay 11. HD., 26/11/2019 tarih, 2018/1961 E., 2019/7515 K.)....
Dava; taraflar arasında yapılmış sözleşmelerdeki rekabet yasağının ve yasadan kaynaklanan haksız rekabet hükümlerinin ihlali nedeniyle haksız rekabetin tespiti ile men'ine ve davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen zararların tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf, çalışanı olan davalının işten ayrıldığı 08/09/2015 tarihinden yaklaşık 1 yıl kadar sonra bir kısım müşteri ve çalışanlarını yeni ortağı ve çalışanı olduğu aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı ... ... A.Ş.'ne yönlendirmek suretiyle taraflar arasında yapılmış portföy ve hisse devir sözleşmelerindeki rekabet yasağı ve TTK'daki haksız rekabet hükümlerine aykırı davranmak suretiyle davalı tarafça zarara uğratıldığını ileri sürmüş; davalı taraf ise, sözleşmelerdeki ve yasadaki rekabet yasağı ve haksız rekabet hükümlerine aykırı bir davranışlarının bulunmadığını, müşteri kaybının davacı taraftan kaynaklanan nedenlerden kaynaklandığını savunmuştur....
ın davacı yana ait kullanılabilir ve rekabet şartlarını zorlayabilir bilgi birikimine sahip olduğu, 09.01.2017 tarihli iş sözleşmesinin eki olarak düzenlenmiş “Gizlilik Sözleşmesinin” Çalışma ve Rekabet Yasağı Bölümündeki düzenlemelerin geçerliliğinin hukuki kıymetlendirme ve takdiri Mahkemenizde olmak üzere; davalı işçinin çalışma ve rekabet yasağına aykırılığın kabulü halinde, davalının sorumluluğu olduğu cezai şart miktarı 84.000,00TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir. Davacı vekili 21/02/2024 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2008 tarih ve 9–517–566 sayılı kararında da vurgulandığı üzere Borçlar Kanununun 348. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Borçlar kanununun 348 ve devamı maddelerine dayalı olarak iş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak TBK'nın 446. maddesi uyarınca ceza koşulu alacağının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu rekabet yasağı ve buna dayalı cezai şarta ilişkin olarak taraflarca 04.08.2017 tarihli iş sözleşmesi akdedilmiştir. Bahsi geçen bu sözleşmenin 9/e-f maddelerinde işçi aleyhine rekabet yasağı öngörülmüş ve yasağın ihlali ceza koşuluna bağlanmıştır. Rekabet yasağı 6098 sayılı TBK'nın Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ilâ 447. maddelerinde düzenlenmiştir....
Hizmet sözleşmesinin devam ettiği dönem için ayrıca bir rekabet yasağı sözleşmesinin akdedilmesine gerek yoktur. İşçinin İş Kanununun 25./II. b,d ve e bentleri gereğince doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması sadakat borcunun ihlali olarak kabul edilmiş; bu halde işverenin iş akdini feshedebileceği gibi tazminat da isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Buna karşılık taraflar, sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmü iş akdine koyabilecekleri gibi bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) de yapabilirler. İş akdi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu, ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olabilir (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, Beta Yayınları, 2005, S:277). İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır. Rekabet etmeme borcu ise, ancak iş sözleşmesi taraflarının açıkça kararlaştırmaları halinde ortaya çıkar....