Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmuş olduklarını, icra takip tarihi itibariyle ticari defterlerde davalıdan 2.724.247,25 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, taraflar arasında intifa hakkını tesis eden sözleşmenin 31/10/2005 tarihli protokol olduğunu, 14/09/2010 tarihli protokolün 4. maddesinde intifa hakkının geçerliliğini koruyacağı ancak süresinin tarafların anlaşmasıyla kısaltıldığının kararlaştırılmasıyla intifa hakkımın tapudan terkinine ilişkin hükümler konusunda 31/10/2005 tarihli protokolün geçerli olduğunun kabul edildiğini, bu protokolün 4. maddesinde de intifa hakkının terkinine ilişkin masrafların davalı tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiğini, esasen 14/09/2010 tarihli protokolün 10. maddesinde de sözleşmenin uygulanmasından doğan her türlü masrafin davalı tarafından karşılanacağının zikredildiğini, intifa hakkının kaldırılmasından doğan masraflar da bu kapsamda olduğundan davalı tarafından...
Bölge adliye mahkemesince; davacı eczane tarafından gerçeğe aykırı olarak adına reçete düzenlenen kişinin TC kimlik numarasının girilmiş olmasından dolayı davacı hakkında cezai şartın uygulandığını, Protokolün 5.3.5 maddesinde açıkça bu tür usulsüzlük durumunda reçete bedelinin 10 katı ceza uygulanacağının belirtildiği, bu nedenle cezai işlemin yerinde olduğu, ayrıca Protokolün 4.3.6 maddesinde bu gibi durumlardan reçete bedelinin de eczaneye ödenmeyeceği, ödenmişse geri tahsil edileceğinin belirtildiği, sonuç olarak iptali istenen cezai işlemin protokol hükümlerine uygun olduğu gerekçeleriyle davalı kurumun istinaf talebinin kabulü ile, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/12/2017 Tarihli, 2016/80 Esas, 2017/371 karar sayılı kararının iptaline, davacı ...'...
tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi halinde ;Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesine neden olan fiil /fiiler için bu protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır.Bu protokolün yürürlük tarihinden önce (5.3) numaralı maddede sayılan fıilerden dolayı sözleşmesi feshedilen eczanelerin yazılı talebi üzerine, bu protokoldeki cezai şart ve fesih hükümleri uygulanır, yine 2012 protokolüne eklenen ek Protokolün 7.maddesi uyarınca; "01.02.2012 tarihinde imzalanan protokolden önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şartı gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz " hükmünün düzenlendiği yazılıdır....
su kaynaklarının müvekkilinin de içerisinde bulunduğu 5 köy arasında paylaşıldığını, ancak ölçümün ekim ve kasım aylarında yapılması gerekirken, eylül ayında yapıldığını dolayısı ile debilerin yanlış ölçüldüğünü, ayrıca davalı tarafça protokollerde yer alan güzergahlarda değişiklik yapıldığını, bu nedenle müvekkili köyün mağdur olduğunu belirterek , protokolün iptali ile, davalının suya vaki müdahalesinin menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; iptali istenilen protokolün müvekkilleri olan ... Belediye başkanlığı, 5 köy muhtarlığı, Köy Hizmetleri, İller Bankası Temsilcileri ve ... Kaymakamlığı katılımıyla hazırlandığını, ... Valiliği adına ... Valisi tarafından onaylanarak, idari bir işlem niteliği kazandığını, dolayısı ile idari işlemin iptali hususunda görevli mahkemenin ......
Taraflar arasında 15.08.2013 tarihli protokol düzenlenmiş olup, anılan protokolün 3/2 maddesinde bu dava ve dayanağı olan icra takibinden de söz edilmiş ise de, aynı protokolün 3/7 maddesinde “malik iş bu protokolün her hangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal ettiği ve/veya yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde, iş bu protokol imza tarihinden itibaren geçersiz hale gelecektir” hükmüne yer verildiğinden ve sözleşmenin 3/3. maddesinde öngörülen sürede ödeme yapılmaması nedeniyle protokol hükümlerinin somut olayda uygulanamayacağının kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin geçersiz hale gelen protokol hükümlerine göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 17.02.2009 tarih, 2622 sayılı kararıyla onaylandığını beyan etmiştir.Bahse konu protokolün 44. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihine kadar ... aleyhine tanzim edilmiş olup da ... 'ce ödenmemiş bulunan park bahçe gibi kamu alanları ve diğer tüm genel aydınlatma ile trafik sinyalizasyon elektrik tüketimlerine dair faturalara konu bedeller ... , ... ve ... tarafından talep edilmeyecek ve bu protokolün yürürlüğe girmesiyle birlikte taraflar bu hususlarda karşılıklı mahsuplaşmış sayılacaktır. Bu faturalara istinaden yapılan icra takipleri ile açılan davalar takip edilmeyerek sona erdirilecektir....
Sigortalı ...’in 15.4.2001 tarihinde öldüğü, davalı ile davacı arasındaki protokolün ise ölüm tarihinden sonraki bir tarihte 25.12.2001 tarihinde imzalandığı dosya içeriği ile sabittir. Dosyada hesaptan para çekilmesi için kullanılan kartın banka tarafından hangi tarihte verildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Taraflara kusur yüklenmesi ya da yüklenememesi para çekiminde kullanılan ATM kartının 25.12.2001 tarihli protokolden önce mi yoksa sonra mı verildiğinin tespitine bağlıdır. Eğer banka, protokolün imza tarihi 25.12.2001 tarihinden sonra kart düzenlemiş ise ölü kişiye kart düzenlemiş olacağından zararın tamamından sorumlu tutulması gerekecektir. ATM kartı protokolün imza tarihinden önce verilmiş ise bu durumda protokol hükümlerinin önceki tarihli kartlar için de uygulanıp uygulanmayacağı karar yerinde tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davalı, davacı şirket ile imzalanan 06.12.2012 tarihli ek protokolün inanç sözleşmesi niteliğini taşımadığını, kaldı ki, davacı şirketin ek protokolde belirtilen edimlerini yerine getirmemesi üzerine taraflar arasında 06.12.2013 tarihli fesih ve ibra başlıklı belgenin düzenlendiğini, sözü edilen belge ile ek protokolün tüm sonuçlarıyla birlikte feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen ve davacı yanca imzası inkar edilmeyen 06.12.2013 tarihli fesih ve ibra başlıklı belge uyarınca ek protokolün feshedildiği,bu itibarla,davacının artık 06.12.2012 tarihli ek protokole dayalı olarak hukuken korunmaya değer hak ve menfaatinin kalmadığı, davacı şirketin 06.12.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir talebinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....
şahsına verildiğini, bu nedenle fatura bedelinden sorumlu olmadıklarını,taraflar arasındaki protokolün aslının sunulması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda tarafların aynı iş kolunda olması nedeni ile birbirlerinden altın aldıkları, davaya konu 1000 gr altının davalının çalışanı ... tarafından istendiği, bu nedenle davacının 1000 gr altını bu çalışana teslim ettiği, ayrıca takibe dayanak faturayı düzenlediği, ... bu işlemi şirket kayıtlarına geçmediği, ... davalının çalışanı olup, davalı adına iş yaptığı, sonrasında altını zimmetine geçirmesinin taraflar arasındaki ticari ilişkiyi doğrudan etkilemediği, davalı tarafça da kabul edilen 06/01/2015 tarihli protokolün içeriğinden de anlaşılacağı üzere tarafların bu hususlarda mutabık kaldıkları, ancak her iki taraf imzalamadığından protokolün yürürlüğe giremediği, ......
O halde Mahkemece ilam hükümünde yer almayan ya da aynen tasdikine karar verilmeyen ''protokolün içeriği'' nazara alınarak, tazminatın ödenmesinin şarta bağlandığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi yerinde değildir. Ancak ilam hükmünde tazminatın ödemesinin 31.12.2012 tarihine ''vadeye'' bağlandığı, alacaklı tarafından vade gelmeden 03.12.2012 tarihinde takibin başlatıldığı görülmektedir. Bu nedenle takibin iptali yerinde olup, Mahkeme kararının anılan gerekçeyle onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. ve İİK' nun 366. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....