Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşte somut olayda da davacı, davalı ile akdettiği sözleşmeyi ayakta tutmuş, ancak asıl borcun yerine getirilmesinden yani kendisine isabet eden dairelerin tesliminden vazgeçmiş, ancak onun yerine bu dairelerin bedellerini veya hukuki nitelendirmesi ile "ifa yerine geçen olumlu zararını" talep etmiştir. Bahsi geçen olumlu zarar, davacının ifadaki çıkarı olup bu da daha açık bir anlatımla davalı yüklenicinin sözleşmede yüklendiği edimi tümüyle yerine getirmesi durumunda alacaklının (arsa sahibi) elde edeceği çıkardır. Bu zarar tutarının belirlenmesinde ise yüklenilen edimin yerine getirilmesi gereken (borçlunun temerrüde düştüğü) tarih esas alınır....

    için bozulması üzerine dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, düzenlenen raporda, sanığın, 31/03/2018 tarihine kadar zararı gidereceğini beyan ettiği, katılanın da teklifi kabul ettiği, böylelikle edimin ifasının ileri tarihe ertelendiğinin anlaşıldığı olayda; 5271 sayılı CMK’nın 254/2. maddesi uyarınca uzlaşma sonucunda edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması nedeniyle sanık hakkında, aynı Kanun'un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, edimin yerine getirilmemesi nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden, bozma nedeni yapılmamıştır....

      hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasa'nın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK'nin 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri nazara alındığında, kesin kabul komisyonunda görev...

        Genel olarak ifa, borçlanılmış edimin yerine getirilmesi suretiyle alacaklının tatmin edilerek borcun sona erdirilmesidir. Kural, asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borçların da sona ereceğidir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir. Ancak evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile, borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir. Açıklanan nedenlerle Mahkemece, davacının anaparayı tahsil ederken faiz hakkını ve diğer feri haklarını saklı tuttuğuna ilişkin ihtirazi kayıt koyulmaması nedeniyle, BK 113 maddesi gereğince faiz isteme hakkının sona erdiğinden bahisle davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma HÜKÜM : Edimin ifasına fesat karıştırmaya teşebbüs suçundan mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Bozmaya uyulduğu halde soruşturma aşamasına ilişkin evrak ile dosya ekleri dosya arasında bulundurulmadan bozmanın gereği yerine getirilmeyerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlileri suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK'nin 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve aynı Kanun'un 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında; kabul işlemini yapan kamu görevlileri hakkında açılmış bir kamu davası...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma, ihmali ve icrai davranışla görevi kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK'nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun...

                Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez....

                  Kanuni düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, hizmet sözleşmelerinden kaynaklı alacaklar nedeniyle işleyecek zamanaşımı süreleri aksine bir düzenleme yoksa hizmet ilişkisinin son bulduğu tarih itibariyle işlemeye başlar ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki sözleşme mahiyeti itibariyle hizmet sunum sözleşmesi niteliğinde olup hizmet verilmesine ilişkin edimin yerine getirilmesi sırasında zamanaşımı süresinin başlamayacağı açıktır. Yapı denetim yönetmeliğinin 22.maddesinde " yapı denetim hizmet süresi, sözleşmenin imzalandığı tarihten denetlenen yapı için yapı kullanma izninin alındığı tarihe kadar geçen süredir. " düzenlemesine yer verilmiş, benzer şekilde taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesine bu hüküm derc edilmiştir....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davalı ile dava dışı İstanbul Üniversitesi arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine ek olarak arsa sahibi olan İstanbul Üniversitesine bina yapılma ediminin üstlenilmesine ilişkin protokolden kaynaklı belirsiz alacak davasıdır....

                  UYAP Entegrasyonu