Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu bu yükümlülüklere uygun hareket etmek ve bunların gereklerini yerine getirmek zorundadır. Borç ilişkisinden ve özellikle sözleşmeden doğan bu yükümlülüklerin ihlâl edilmesi aynı zamanda sözleşmenin ihlâlini oluşturmaktadır. Sözleşmenin ihlâli ise kusurlu ifa imkânsızlığı (borcun hiç ifa edilmemesi), temerrüt veya gereği gibi ifa etmeme olarak karşımıza çıkmaktadır. 14. Görüldüğü üzere sözleşmenin ihlâli sadece kusurlu ifa imkânsızlığı ve temerrüt hâlinde söz konusu olmayıp ayrıca “gereği gibi ifa etmeme” hâlinde de söz konusu olmaktadır. “Gereği gibi ifa etmeme” hâli için öğretide ayrıca daha kapsamlı olan “sözleşmenin müspet ihlâli” kavramı da kullanılmaktadır. Bir borcun gereği gibi ifa edilmesi, edimin borca uygun olarak tam ve doğru bir şekilde yerine getirilmesidir. Gereği gibi ifadan söz edilebilmesi için borçlanılan edimin bütün unsurlarıyla birlikte yerine getirilmesi gerekir....

    Davalı vekili, protokole konu taşınmazlar üzerine haciz şerhi konulmuş ise de bu durumun kesinlikle protokol hükümlerinin yerine getirilmesi kabiliyetinin ortadan kalktığı şeklinde yorumlanamayacağını, zira hacizlerin kaldırılma ihtimalinin olduğunu, ayrıca haciz şerhlerinin taşınmazların devrine engel olmadığını,ayrıca dava dilekçesinde konu bölümünde borçlu olunmadığının tespiti yönünde bir talepten söz edilmişse de sonuç ve istem bölümünde bu yönde bir talep olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      Bahse konu protokolden daha sonra 29/11/2018 tarihinde, davacının ... Aydınlatma Teknolojileri Top.San.ve Tic.Ltd.Şti’deki 32120 adet hissesinin devri ve .... Şirketine haksız rekabet oluşturacak şekilde eylem ve işlemlerde bulunmama konusunda 29.11.2018 tarihinde protokol düzenlenmiş olduğunu. Davacının geçerli olduğunu iddia ettiği 31/05/2018 tarihli protokoldeki konuları da içerir yeni bir protokol olduğu, davacının tüm hak ve alacaklarının işbu protokol kapsamında düzenlendiğinin görüleceğini. Davacının kötüniyetli olarak bahse konu taleplerde bulunduğunu. 29/11/2018 tarihli protokol, davacıya yapılan kısmi ödemeler ve kendi üzerine düşen edimlerinin müvekkil tarafından yerine getirilmesi sebebiyle, taraflar arasında hukuki uyuşmazlığa sebep olduğunu. Bu kapsamda taraflarınca açılan menfi tespit dosyasının ... Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/71 E. Numarası ile derdest olduğunu. Bu dosyaya delil olarak dayandıklarını....

        Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Mahkeme tarafından uzlaştırma" başlıklı 254. maddesinde yer alan; "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez....

          - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 29.03.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek protokoller ile davalı yüklenicinin davacılara ait taşınmaza toplu iş yeri yapımı konusunda anlaştıklarını, davalı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediği gibi 28.03.2013 tarihli fesih beyanı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini ileri sürerek, davalı ile yapılan sözleşmenin feshedildiğinin ve yüklenicinin yerine getirmediği edimlerinin davacı arsa sahipleri tarafından yerine getirildiğinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; fesih sözleşmesinin davacı ve davalı alacaklılarının tarafları rahatsız etmelerini engellemek amacıyla formalite gereği yapılmış olup herhangi bir geçerliliği bulunmadığını, davalı yüklenicinin fesih beyanından sonrada inşaatın yapımına devam ettiğini edimlerini yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

            İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu çekin dava dışı Porr Bau GmbH'nin davalıya olan 15.04.2013 tarihli sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinin 07.05.2013 tarihli Ek Protokol de hüküm altına alındığı ve davalının 15.04.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklı bir alacağı kalmadığı, 03.04.2015 tarihinde dava dışı şirket ile davalı arasında başka bir satım sözlemesi imzalanmış olsa da davaya konu çekin 07.05.2013 tarihli sözleşme dışındaki sözleşmeler yönünden teminat foksiyonu bulunmadığı, dava tarihinde 07.05.2013 tarihli ek protokolden kaynaklanan borcun ödendiği anlaşıldığından dava konusu çekin teminat fonksiyonu kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur....

              Somut olayda; çekişmeye konu dairenin salonundaki baca ile duvarlardaki plastik boya eksikliklerinin tamamlanmasına ilişkin “ifa” borcunun yerine getirilmesi noktasında borçlunun temerrüdünün bulunmadığı; edimin ifasının alacaklıya ait mecurda kiracı olarak bulunan üçüncü kişi tarafından engellendiği, takip dosyasında bulunan 11.03.2014 tarihli tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı ile sabittir. Bu halde, alacaklının bedel talebini, ilamda giderilmesine hükmedilen eksikliklerin tamamlanmamasında borçlunun kusuru bulunmadığı gerekçesiyle reddeden memur işlemi usul ve yasaya uygun olup, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır....

                -TL.düşmek ve mal aldığı her partide 3 KN teslim etmek suretiyle taahhütlerini yerine getirmeyi kararlaştırdıklarını, 2.maddede belirtilen bu edimin de davacının kendilerinden mal almaması nedeniyle yerine getiremediklerini, davalının kusuru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, B.K.nun 73.maddesi gereğince yetki itirazının reddine, tarafların, taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerine uymadıkları, davalının davacı tarafından gönderilen ihtarname ile 01.08.2006 tarihinde temerrüde düştüğü, davalının protokolün 1.maddesinde belirtilen malları davacıya teslim etmediği, davalı tarafın protokolün 2.maddesinde belirtilen yükümlülükleri de yerine getirmediğinden davalının kabul ettiği borcu davacı tarafa temerrüt tarihinden itibaren ödemesi gerektiği gerekçeleriyle bilirkişi raporu doğrultusunda ve taleple bağlı kalınarak takibin toplam 38.912.-TL.asıl alacak, 7.863.68.-TL.işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.775.68....

                  Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, sanık hakkında, 231’inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, mahkeme tarafından, 231’inci maddenin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” şeklindeki hükmü uyarınca edimin ifa tarihine kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 27/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir. Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun'la değişik CMK'nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231. maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez....

                      UYAP Entegrasyonu