Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar-karşı davacılar vekili, davacının aralarındaki protokol çerçevesinde üstlendiği edimini yerine getirmediğini, zira teslim ettiği kaynak kodlarının içi boş ve kullanılamaz vaziyette olduğunu, davacının kendi edimini yerine getirmediği halde kendilerinden talepte bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, edimini yerine getirmeyen davacının bu nedenle müvekkilini zarara uğrattığını savunarak haksız açılan davanın reddini, karşı dava olarak da işlerini yapamaz duruma gelen müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları ve manevi tazminat talepleri saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL tazminatın davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

    . - K A R A R - Davacı vekili, güvenlik hizmetleri ihalesi sonucu davalı idare ile sözleşme imzalanması sırasında müvekkilinin davalıya toplam 162.000,00 TL’lik iki adet kesin teminat mektubunu verdiğini, sözleşmeden kaynaklı tüm edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme hükümlerinin yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacının, davalıya 162.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile davacının teminat mektuplarının iadesine dair kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Kapatılan 23....

      Ceza Dairesi'nin 08/03/2018 tarihli ve 2018/1162 esas, 2018/4745 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumunun fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdiren maddi hukuka da ilişkin olduğundan kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlere uygulanabileceği, yerine getirilen hükümler yönünden ise, sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanacağı nazara alındığında; sanıkların hukuki yararı bulunduğundan anılan karar infaz edilmiş olsa dahi 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işleminin yerine getirilmesi için dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmemesinde isabet görülmemiştir. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çekin hukuken geçerli bir çek olduğu açık olmakla, edimin yerine getirilmediği ve senetle değiştirildiği iddiasını ispat etme yükünün davacıda olduğunu, müvekkilin yerine getirmediği bir edimi olmadığı ve söz konusu çek senetle değiştirilmediğini, davacı, edimin yerine getirilmediğini ancak yerine getirilmeyen edimin hangi siparişe konu edim olduğunun açıklamamış olduğunu, müvekkilinin davacı ile olan ticari ilişkisinden kaynaklı tüm edimlerini yerine getirmiş olduğunu, yerine getirilmediği iddia edilen edimin ne olduğunu davacının ispat etmesi gerektiğini, senetle ispat kuralı gereği söz konusu e-mail başka delillerle desteklenmediği sürece delil niteliğine haciz olmadığını, davacının delil olarak gösterdiği senet bordrosu ile teslim edilen senetlerin, dava konusu yaptığı çekin değişimi için verildiğini iddia etse de, bu senetlerin değişim için verildiğine dair ortada delilin bulunmadığını, çek iade alınmadan senet verilmiş olması,...

          Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; Dava; protokolden kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davanın taraflar arasında protokolden kaynaklı olması sebebi ile davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılması gerekirken mahkememize gönderme kararı verilmiş olup, bu sebeple mahkememizce görevsizlik kararı verilmiştir....

            İş sahibinin ödeyeceği bedel bir miktar para olabileceği gibi para yerine hizmet, kira, arsa payı devri veya başka bir şey de olabilir. Sözleşmede kararlaştırılan edimin aynen yerine getirilmesi ve ifası mümkün olduğu sürece diğer taraf kararlaştırılan edimden vazgeçerek bedelin nakit olarak ödenmesini talep edemez. Davalı iş sahibi, davacının imzasını taşıyan 27.12.2006 tarihli Barter sözleşmesi ile, davacı şirketin antetli kağıdına yazılı teklif mektubu suretlerini ibraz ederek iş bedelinin bir kısmının nakit, kalanın da barter çeki ile ödeneceğini, nakit ödemeden sonra davacının barter çekini almaktan kaçındığını savunmuştur. Gerçekten de otomatik kayar kapı ile ilgili teklif mektubunun üçüncü sayfasında ödemenin “siparişte %50 nakit, bakiyesinin iş bitiminde barter” şeklinde yapılacağı belirtilmiştir....

              maddesi uyarınca çektirilecek cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilmesi ile ilgili mahkemece verilecek kararlar aynı Kanun'un 101/3. maddesi gereğince itiraza tabi olduğundan, CMK'nin 264. maddesine göre de kanun yolunun ve merciin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, hükümlünün 04.11.2019 tarihli talebi itiraz niteliğinde kabul edilerek, itiraz merciince karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 28.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Mahkemece öncelikle bu hususun yerine getirilmesi için takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir. ..//.. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, TAAD 2013/14, s.234, Ünal, Nurdoğan/Erol, Ramazan/Erol, Mesut. İhale ve Sözleşme Yönetiminde Kamu Görevlilerinin Cezai-İdari-Mali Sorumlulukları, Ankara 2015, s.148) Öğretide ağırlıklı görüşe göre ise; ihale kararı sonrası yapılan sözleşmeler bu kapsamda değerlendirilecek, ihale ile alım usulü olmayan doğrudan temin yoluna başvurulmasından sonra yapılan sözleşmeler ile idarenin yaptığı diğer sözleşmeler gereğince taahhüt edilen edimin yerine getirilmesinde hileli hareketlerde bulunulması, TCK’nin 236. maddesinde düzenlenen edimin ifasına fesat karıştırma suçu kapsamında değerlendirilmeyecektir. (Gökcan, Hasan Tahsin/Artuç, Mustafa. Türk Ceza Kanunu Şerhi, Adalet Yayınevi, VI. Cilt, Ankara 2021, s. 7927 vd.; Akbulut, Berrin. Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, Ceza Hukuku Dergisi, Ağustos 2009, sh. 50, Demir, Nazlı Hilal, Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu, Fasikül, Nisan 2013, Sayı: 41, s.25, Eker Kazancı, Behiye....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı evlenirken düzenlenen 06/03/1982 tarihli cihaz senedi ile cihaz bedelinden dolayı 798.775,00 TL olarak borçlanıldığı, bu borca mahsuben senette 36 kalem halinde sayılan 398.775,00 TL değerindeki eşya ve altının davacıya verildiği, bakiye 400.000,00 TL için davacı istediği zaman ödeneceğinin taahhüt edildiği, senedin borçlu sıfatıyla T3, borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla T8 tarafından imzalandığı, senetten kaynaklanan bakiye 400.000,00 TL edimin yerine getirildiğini ispat külfetinin davalılarda olduğu, davacının işbu senet nedeni ile mükerrer tahsil talebinde bulunmadığı, senette toplam borçlanılan miktarın 798.775,00 TL olup, senette belirtilen 36 kalem eşyanın ve ziynetin davacıya teslim edilmesiyle bakiye 400.000,00 TL yönünden borçlanıldığı, senetten kaynaklanan edimin yerine getirildiğinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin gibi kesin bir delil ile ispat edilmesi gerektiği, davalıların senet kuvvetindeki bir...

                    UYAP Entegrasyonu