Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz." hükmü getirilmiş olup, yine aynı protokolün 6.12. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi halinde; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesine neden olan fiil/fiiller için bu protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. 01.02.2012 tarihinde imzalanan protokolden önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz. Bu protokolün yürürlük tarihinden önce (5.3) numaralı maddede sayılan fiillerden dolayı sözleşmesi feshedilen eczanelerin yazılı talebi üzerine bu protokoldeki cezai şart ve fesih hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir....

    İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; protokolün 7 nci maddesinin mali yükümlülüklere ilişkin olduğunu ve bu nedenle nafaka olarak değerlendirilmesi gerektiği, kadının evli iken dahi eşini aldattığının ispatlandığı dolayısıyla nafaka ödeme yükümlülüğünün kalmadığını, protokolün 7. maddesinin şartının çocuklarla birlikte oturması olarak belirlendiğini, velâyetin de ortak olarak devam edeceğine karar verildiğini, kadının velâyetin değiştirilmesi için dava açtığını ve protokol tarihinde eşini aldattığını gizleyerek haksız kazanımlar sağladığını ve bu nedenle protokol hükümleri ile davacının da bağlı olmayacağını ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. C....

      Eczanesi tarafından 95 adet katılım payı atlatılmış reçete ve 682 adet katılım payı atlatılmak amacıyla sisteme girilip silinen reçete tespit edildiği, davacının bu eylemi ile Protokolün 5.3.15 maddesini ihlal ettiği, bu nedenle 2013/1 sayılı Ek Protokolün 13. maddesi ile 01/11/2013 tarihinden geçerli olmak üzere protokole eklenen 5.3.15 maddesi ile protokolün 6.17, 4.3.6 ve 4.3.7 maddeleri uyarınca 195.130,52 TL cezai şart ve bir kez uyarılma cezası verildiği, toplanan deliller ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporundan; uyarma ve cezai şart işleminin protokol hükümlerine uygun olduğu, ancak 5510 sayılı kanunun geçici 62. maddesinin hekim ve diş hekimi muayenesi katılım paylarının usulüne uygun tahsil edilmemesine yönelik olup eldeki davada, katılım payının atlatılması için kasten reçete girilip silinmesinin söz konusu olduğu, 5510 sayılı kanunun geçici 62.maddesinin dava konusu işleme uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça...

        Öncelikle; davacı müvekkil şirket ile davalı şirket vekili arasında düzenlenen 15.05.2017 tarihli dava konusu protokolün, icra kefaleti için lazım gelen hiçbir şekli unsuru taşımadığı açıktır. Bu protokol icra dairesi huzurunda icra müdür veya icra memurunca yapılmış, hazırlanmış bir protokol olmadığı gibi icra memurunca tutulan haciz zaptında davacının kefil olduğuna dair herhangi bir beyan da yer almamaktadır. Bu husus protokolün 10. maddesinden anlaşılmaktadır. Bu maddede protokolün her iki taraf temsilcisi huzurunda tanzim olunduğu ve imzalandığı açıkça belirtilmiştir. Protokolün diğer maddelerinde de protokolün icra memurunca düzenlenmediği görülmektedir. Yine Protokol'de tarafların isim-unvan ve imzaları dışında herhangi bir isim ve imza da yer almamaktadır. Diğer taraftan müvekkil şirket protokolü imzalarken hiçbir şekilde ...'nin icra borcuna kefil olma, ...'nin borcunu üstlenme iradesi taşımamaktadır....

          Zira 2009 protokolünün 6.3.2. maddesi 2012 ve daha sonraki yıllarda yürürlüğe giren protokollerde yer almadığı için bu maddeye yönelik uygulanan cezai işlemin iptali gerekir. Ancak söz konusu cezai işleme dair Kurum 2012 protokolünü değerlendirmiş ve dava açılmadan önce 07.02.2013 tarihinde sözleşmenin 3 ay süreyle feshi işlemini iptal etmiştir. Bu durumda davacının 6.3.2. maddeden uygulanan cezai işlemin iptali talebinin hukuki yarar yokluğundan reddi gerekir. 2009 protokolünün 6.3.3. maddesi uyarınca davacı hakkında uygulanan cezai işleme dair madde nedeniyle sonraki tarihlerde yürürlüğe giren protokollerde daha az ceza öngörüldüğü gibi, hastanın ilacı aldığını beyan etmesi halinde ceza verilemeyeceği hükmü de eklenmiştir....

            , hem alacak miktarının takip konusu miktar ile aynı kabul edilerek tek başına bu borca ilişkin bono düzenlenmediği hem de protokolün 4....

              Ltd.Şti. adlı şirketlerin davalı banka ile imzaladıkları 27.11.1997 tarihli protokolü kefil sıfatıyla imzaladığını, protokolün gereklerinin yerine getirilmemesi üzerine müvekkili aleyhine icra takipleri tehdidi doğması üzerine müvekkilinin 04.02.2005 tarihli protokolü imzalamak zorunda olduğunu belirterek 04.02.2005 tarihli protokolün feshini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, 04.02.2005 tarihli protokolün icra tehdidiyle imzalanmadığını, davacının dava dışı şirketlerin kullandığı kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını belirterek davanın reddini istemiştir....

                Karar sayılı ilamıyla "Dosya içerisindeki 27.02.2018 tarihli protokolün şarta bağlı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Protokolün imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK'nın 170/(1). maddesi uyarınca, bir sözleşmenin hüküm ifade etmesi, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen bir olguya bırakılmışsa, sözleşme geciktirici koşula bağlanmış olur. (2) Aksi kararlaştırılmamışsa, geciktirici koşula bağlı sözleşme, ancak koşulun gerçekleştiği andan başlayarak hüküm ifade eder. Düzenlemesi karşısında, protokolün de şarta bağlı olduğu şartların gerçekleşmesi halinde protokolün hüküm ifade edeceği anlaşıldığından, mahkemece protokol şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılarak, gerçekleştiğinin anlaşılması durumunda dava konusuz kaldığından karar verilmesine yol olmadığına ilişkin hüküm tesis edilmesi gerekmektedir ( Yargıtay 15.HD, T: 26.06.2018 2018/732 E, 2018/2684 K sayılı ilamı)....

                  Başkanlığına bedelsiz devredildiğini sözü edilen protokolün 4.maddesine göre; davacı Belediyenin, Gençlik Parkı içindeki her türlü işyerini kiraya vermeye, tahsis etmeye, daha önce Bakanlık veya Belediye tarafından kiraya verilmiş yerlerin kira veya tahsisini uzatmaya veya sona erdirmeye yetkili olduğunu ve bu yetkiye dayanarak dava konusu Gençlik Parkı ... Kültür Merkezi alanı içersinde kalan eski ... Gazinosu binasının davalı derneğe tahsisine ilişkin 18.04.1994 günlü protokolün, Belediye Encümeni'nin 02.09.2004 günlü kararı ile iptal edildiğini, durumun davalı derneğe ihtar edilerek taşınmazı 15 ... içersinde boş olarak teslim etmesinin bildirilmesine rağmen, davalı tarafından gereğinin yapılmadığını bildirerek, davalının dava konusu taşınmaza vaki müdahalesinin önlenmesi ile, taşınmazın boş olarak teslimini istemiştir....

                    Aynı protokolün 5.2. maddesinde ise protokolün 5. maddesinde yer alan fiillerin tespiti halinde eczacıya 15 gün süre verilerek eczacının yazılı savunmasının isteneceği hususu düzenlenmiştir. Somut olayda, davacının MEDULA sistemine girişi davalı kurum tarafından engellenmiştir. Taraflar arasındaki protokolün, protokol hükümlerine uygun bir şekilde feshedildiğine dair davalı kurum tarafından dosyaya herhangi bir bilgi, belge veya yazılı ihtar sunulmamıştır. Bu hali ile; davalı tarafından, usulüne uygun fesih işleminin gerçekleştirildiği ispat edilemediğinden, dava tarihinde taraflar arasındaki protokolün halen ayakta olduğunun kabulü ile, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi hatalıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu