Ek protokol içeriğinde ise: “Taraflar, aralarında akdedilmiş bulunan 07.11.2017 tarihli protokolün “Süre ve Geri Ödeme” başlıklı 5. maddesinde yer alan protokol bitiş tarihinin 31.03.2021 olarak değiştirilmesi amacıyla ek protokolü akdettikleri, madde 3.' e göre, işbu ek protokolün, banka ve kuruluş arasında 07.11.2017 tarihinde akdedilen protokolün eki ve ayrılmaz parçası olduğunun ifade edildiği görülmüştür....
Eczane, aynı zamanda protokolün 6.3.2 maddesi çerçevesinde bulundurulması yaptırıma bağlanmış sayıda ilaç kullanım ve ... kurulu raporunun eczanede tutulduğunun tespit edilmesi nedeniyle 3 ay fesih cezası da almıştır. Bu cezanın, 2007 tarihli protokolün, 6.9 maddesinin "Eczacı tarafından, bu protokolün 6.3 numaralı maddesinde belirtilen fiillerden fesih gerektiren birden fazla farklı fiilin aynı fatura döneminde tespiti halinde yeniden sözleşme yapılması için bekleme sürelerinden uzun olan süre uygulanır" düzenlemesi çerçevesinde 6.3.24 maddesinde düzenlenen 1 yıllık fesih yaptırımı içine içtima edildiği ihtilafsızdır....
Yapılan yargılama sonucunda davacının sözleşmeye aykırı davrandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının gerek yargılama sırasında gerek temyiz aşamasında ileri sürdüğü üzere 1.2.2012 tarihli Eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokol kapsamından davaya konu eylemlerle ilgili 2007 protokolünün 6.3.10 maddesi 01.02.2012 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı sabit olmakla beraber 6.12 maddesinde " Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi halinde; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesine neden olan fiil /fiiller için bu protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır....
Dava; Hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davacı, dava konusu alacağın tarafların arasında imzalanan adi yazı protokole dayandırmış, davacı vekili ... tarihli celsede; dava konusu protokolün pay devri ile ilgili olduğu, Protokolde belirlenen ücretin ise peştemaliye gideri olduğu, protokolde peşin olarak kararlaştırılan ...,-TL'yi davalının ödemiş olduğu, kalan ...,...-TL yi ise ödemediğini ileri sürmüştür. Davalı, hisse devir sözleşmesinin Noterlikçe yapıldığı, davacının pay devir ücreti alacağının olamadığını, dava konusu protokolün hisse devrine ilişkin olduğu ancak Noterlikçe yapılmadığından geçersiz olduğunu ileri sürmüş, ancak davacının şirket adına yapmış olduğu harcamalara karşılık gelir şekilde ...,- TL ödeme yaptığını kabul etmiştir. Bununla beraber davacıya ...,-TL borcu olmadığını ve davanın reddini savunmuştur. Tarafların "......
Dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden; davalı tarafından davacı aleyhine 08.10.2009 tarihli protokolden bakiye kalan alacak için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemiyle ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada, 08.10.2009 tarihli protokolün İİK'nun 35/A maddesi kapsamında ilam hükmüne haiz olduğu ve davalının protokolden kaynaklanan yükümlülüğünün bir kısmını protokolün imzalanmasından önce, bir kısmını ise protokolden sonra yerine getirdiği, ayrıca protokolün imzalanması sırasında davacının iradesinin fesada uğratıldığının ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek, 03.04.2012 günlü ve 2010/928 E. 2012/270 K. sayılı ilam ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın derecaattan geçerek 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği, yine 08.10.2009 tarihli protokolün iptali istemiyle davacı tarafından davalı aleyhine ... 13. İş Mahkemesinde açılan davada; ... 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilaç teminine ilişkin protokolün feshi isteminin iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Değerlendirme Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davalı Kurum tarafından Protokolün 5.1 inci maddesi gereğince sözleşmenin fesh edileceğine ilişkin 20.12.2016 tarihli bildirimin davacıya gönderilmesine, 26.12.2016 tarihinde yazının tebliğ edilmesine ve 26.01.2017 tarihinde Protokolün 5.1 inci maddesi gereğince sözleşmenin fesih edilmesine, davalının Protokolün 5.1 inci maddesinde yer alan düzenlemeye uygun olarak sözleşmeyi feshettiğinin anlaşılmasına göre, davacı tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir. VI....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 647.910,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, koşulları oluşmadığından davacı tarafın icra inkar, davalı tarafın da kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
Yine protokolün 6.10. maddesinde; "Bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri kurum tarafından bu Protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiiller için Kurumca bu Protokol hükümleri uygulanır....
Gıda A.Ş. arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinde imzasının bulunmadığını 30.12.1999 tarihli borç tasfiye protokolünde müvekkile ait fındık fabrikasına ipotek konulması koşuluyla kefil olduğunu, ancak ipotek tesis edilmediğinden protokolün hükümsüz kaldığını, bu nedenle protokolün eki olan kefaletin de hükümsüz kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kefalet ilişkisinin dayanağı olan 30.12.1999 tarihli protokolde öngörülen ek ipotek verilmesine dair şartın gerçekleşmemesi nedeniyle protokolün geçersiz hale geldiği, davalının bu şartın gerçekleşmesini önleyici bir davranışının da ispatlanamadığı, ipotek tesisine ilişkin vaadin de resmi şekle tabi olup, protokolde bu şekil şartına da uyulmadığı ve geçersiz olduğu, dolayısıyla kefaletin de geçersiz hale geldiği belirtilerek davanın reddine oyçokluğuyla karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....