Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, dava konusu taşınmaz hakkında kamulaştırma kararı alındığı, taşınmaz malikinin ölü olduğunun belirtildiği, veraset ilamının dosya içerisinde bulunmadığı, mirasçı olduğu belirtilen dava dosyası davalısı .... a pazarlıkla satın alma görüşmesi tebligatının yapıldığı, görüşmenin yapılamadığı, başkaca bir mirasçı olup olmadığının araştırılmadığı ve tebligat yapılmadığı, davacının davayı yalnız ... hakkında açtığı ve diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi için mahkemeden veraset ilamı alınması hususunda yetki verilmesini istediği, mahkemece mirasçıların araştırılmadığı ve pazarlıkla satın alma görüşmesi için davet edilmedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, tapu kayıt malikinin ölü olup olmadığı araştırılıp, ölü ise davalı ... Durukan'ın mirasçı ./.. .......

    Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak ... iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda; davalının dava konusu taşınmazda pay satın aldığı tarih 26.04.2012, davacının dava açma tarihi ise 12.05.2014'tür. Dosya kapsamında davacıya yapılmış bir ihtar bulunmadığı, TMK 733. Maddesinde belirlenen iki yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğu anlaşılmaktadır....

      Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nin 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut uyuşmazlıkta; satış işlemi, satıcı veya alıcı tarafından noter aracılığı ile davacıya bildirilmemiş olup bu nedenle davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır....

        Bankası A.Ş. tarafından davacı aleyhine açılan Tasarrufun İptali davası hükme esas alınmış ise de ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/364 Esas sayılı ... Bankası A.Ş. tarafından ... Tic. Ltd. Şti. vs. aleyhine açılan Tasarrufun İptali davasında davalılar vekilinin satışın gerçek satış olduğuna ilişkin hiçbir dilekçe ve beyanı mevcut değildir. Davalılar vekili Av. ...'ın 07/11/2007 tarihli cevap dilekçesi davada hak düşürücü sürenin gerçekleştiğine ve esasa ilişkin beyanda bulunma haklarının saklı tutulmasına ilişkindir. Mahkemece de, Tasarrufun İptali davasında hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Görüldüğü üzere, Tasarrufun İptali davasında, mahkemece satışın gerçek olduğu hiçbir şekilde tartışılmadığı gibi bu husus mahkemece hükme de esas alınmamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaalı satışın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalı ...'in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını, ancak borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait traktörü babası olan diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan satışın iptali ile borçlu davalı ... adına tescilini talep etmiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece satışın muvazaalı olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur.Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olaya gelince; davalı ve davacının dava konusu taşınmazda kayden malik oldukları dosya içerisindeki mevcut 18.02.2015 tarihli tapu kaydından anlaşıldığından, mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

              Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Türk Medeni Kanun’unun 733/4. maddesi gereğince önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirilmesi hak düşürücü sürenin başlaması bakımından zorunludur. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olayda, dava konusu pay 26.02.2009 tarihinde satılmış, davacı satıştan haberdar edilmemiş ve davasını 24.02.2011 tarihinde yani iki yıllık hak düşürücü süre içinde açmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...'ın evlilik birliği içinde edindikleri dava konusu taşınmazdaki katkı payının tahsiline ve bu alacağı engellemek maksadı ile taşınmazın davalı ...'ın eniştesi Hayrettin'e yapılan muvazaalı satışın iptalini istemiş, mahkemece muvazaalı satışın iptaline ilişkin dava tefrik edilerek incelenmekte olan dava dosyası üzerinden yargılama yapılarak sona erdirilmiştir. Davalı ... vekili, taşınmazın ortaklaşa alınmadığını satışın davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, mal kaçırma amacının olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı ... vekili, muvazaa iddiasının yersiz olduğunu belirtmiştir....

                  Fıkrasında "İdare, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen tahmini bedeli belirtmeksizin, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz mal, kaynak veya bunların üzerindeki irtifak haklarının bedelinin peşin veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılıyor ise, bu fıkradaki usullere göre taksitle ödenmesi suretiyle ve pazarlıkla satın almak veya idareye ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmi taahhütlü bir yazıyla malike bildirir." hükümlerine yer verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davalıya uzlaşma konusunda yöntemine uygun çağrı yapılmadığı gibi anlaşmazlık tutanağı da düzenlenmediği, bu şekilde pazarlıkla satın alma usulü uygulanmadan dava açıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                    Fıkrasının dördüncü cümlesinin bir kısmının iptali yönünden HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı idare vekilinin tüm, davalının ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki; Kamulaştırma Kanunu'nun 8. Maddesinin 1. Fıkrasında "İdarelerin, bu Kanuna göre, tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulünü öncelikle uygulamaları esastır." ve 4. Fıkrasında "İdare, kıymet takdir komisyonunca tespit edilen tahmini bedeli belirtmeksizin, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz mal, kaynak veya bunların üzerindeki irtifak haklarının bedelinin peşin veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılıyor ise, bu fıkradaki usullere göre taksitle ödenmesi suretiyle ve pazarlıkla satın almak veya idareye ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmi taahhütlü bir yazıyla malike bildirir." hükümlerine yer verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu