Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, önalım hakkına konu payların iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yargılama gidenlerine ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Davacılar, 13.01.2012 ve 03.02.2012 günlü davalıya yapılan pay satışlarının iptali için önalım hakkına dayalı olarak dava açmıştır. Davalı, satışlardan sonra 07.02.2012 tarihinde keşide edilen ihtarname ile davacı paydaşlara satışın haber verildiğini, hisseleri ayni bedelle ferağ ve devredeceklerini bildirdiklerini, bu sebeple dava açılmasına sebbiyet vermediklerinden yargılama giderlerinden sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile payların iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş, davalının davacı paydaşlara ihtar göndermesi nedeni ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir....

    Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu 1/4 payın davalıya satış tarihi 17.09.2014 olup dava ise 23.01.2015 tarihinde açılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından davacıya noter aracılığıyla bildirilmediği anlaşıldığından, üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemez....

      Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır....

        TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 733 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tapu iptali-tescil-önalım davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, onalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin süre yönünden reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Onalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde, diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Onalım hakkı, alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır....

          Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK'nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 Esas, 470 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır....

            Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

              Mahkemece, dava konusu taşınmazların borcun doğumundan sonra borçlu tarafından davalı kardeşine yapılan satışın mal kaçırma amacı ile yapıldığı, taşınmazların gerçek bedelleri ile satış bedelleri arasında fahiş fark olduğu ve satışın öz kardeşe yapılması nedeni ile iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve İİK'nun 278/3-1, maddesine göre kardeşler arasındaki tasarrufun bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.835,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 20/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                bir zorunlulukta bulunmadığı, bu durumda dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu onaylanmama işleminin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; davalı tarafından tahmini bedelin yüksek hesaplanması nedeniyle ihaleye başkalarının da katılmasının zorlaşdığı iddiasıyla temyizen incelenip bozulması istenilmektedir....

                  Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili ile davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu ... hakkında yürütülen takipte mal beyanında belirttiği taşınmazını mal beyanında bulunmasından üç gü sonra diğer davalı 3. kişi ...'ya satarak devir ettiğini, satışın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, ileri sürerek muvazaalı satışın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi vekili, satışın gerçek bir satış olduğunu müvekkilinin borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu vekili, satışın gerçek olduğunu, oğlunun evlenme masraflarını karşılayabilmek amacıyla satışın yapıldığını savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu