Mahkemece, dava konusu taşınmazların borcun doğumundan sonra borçlu tarafından davalı kardeşine yapılan satışın mal kaçırma amacı ile yapıldığı, taşınmazların gerçek bedelleri ile satış bedelleri arasında fahiş fark olduğu ve satışın öz kardeşe yapılması nedeni ile iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve İİK'nun 278/3-1, maddesine göre kardeşler arasındaki tasarrufun bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.835,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 20/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili ile davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu ... hakkında yürütülen takipte mal beyanında belirttiği taşınmazını mal beyanında bulunmasından üç gü sonra diğer davalı 3. kişi ...'ya satarak devir ettiğini, satışın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, ileri sürerek muvazaalı satışın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi vekili, satışın gerçek bir satış olduğunu müvekkilinin borçlunun durumunu bilebilecek kişilerden olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu vekili, satışın gerçek olduğunu, oğlunun evlenme masraflarını karşılayabilmek amacıyla satışın yapıldığını savunmuştur....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur (TMK m. 733/4). Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer (TMK m. 733/4). Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. TMK'nın 733. maddesi gereğince; "Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilir. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer."Bu süre hak düşürücü bir süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kendileri ve ... dışındaki davalıların ortak murisi olan ...'ın, 22 parsel sayılı taşınmazdaki 1/8 hissesini 07.03.2008 tarihinde davalı ...'a sattığını, daha sonra aynı hissenin 29.12.2009 tarihinde davalı ...'a satışının gerçekleştirildiğini, murisin 1936 doğumlu ve ileri derecede kanser hastası olduğunu, ilk satışın vekaleti alınarak gerçekleştirildiğini, gerek davalı oğlu ... tarafından yapılan bu satışın, gerekse diğer davalılar arasında yapılan 2.satışın muvazaalı olduğunu, satışlar için bedel ödenmediğini, diğer mirasçılar olan kendilerinden mal kaçırmanın amaçlandığını, ilk satış için...'...
Mahkemece takibin iptali talebi yönünden ileri sürülen iddia ve vakıalar üzerinde durulmadan sadece terditli olarak ileri sürülen satışı iptali talebine yönelik inceleme ve gerekçelendirme yapılarak şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüş olup, bu husus T.C. Anayasası'nın 141/3. maddesine, HMK'nın 27/2- c maddesine ve HMK'nın 297/2. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. İstinaf başvurusu bu yönleriyle yerinde görülmüştür. O halde mahkemece; öncelikle şikayetçilerin aktif husumeti bulunup bulunmadığı ve ileri sürülen iddiaların nevi itibariyle süreli olup olmadığı da göz önünde bulundurularak takibin iptali talebi yönünden inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi, bu talep yerinde görülmez ise terditli olarak ileri sürülen satışın iptali talebi hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalılara ait taşınmazın kamulaştırıldığını, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Kanunla değişik 8.maddesi hükmü gereğince öncelikle pazarlıkla satın alma yoluna başvurulduğunu, 58 malikin 27 si ile anlaşılarak ferağının alındığını, diğerlerine ise tebligat yapılmasına rağmen bir kısmının duruşmalara gelmediğini, ... mirasçılarının ise gelmesine rağmen bedelde anlaşma sağlanamadığını belirterek aynı yasanın 10.maddesi hükmüne göre kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan kısmın tapusunun iptali ile idare adına tescilini istemiştir....
ve 3528 yevmiye ile Büyükşehir Belediyesine intikal eden bölümün tapusunun iptali ile adlarına tescil istemişlerdir....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunun 733/3 maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı ve satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın bulunduğu taşınmazda 13.9.2002 tarihinde davaya konu pay satışı yapılmıştır. Satışın yapıldığı bu tarihte davacı taşınmazda paydaş olmayıp, ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.2.2006 tarih, 2004/515 – 2006/34 sayılı ilamı ile ½ payın davacı adına tesciline karar verilmiş ve bu karar 10.10.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Her ne kadar davacı tarafından 14.6.2001 tarihinde kesinleşen ... 1....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....