Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kendileri ve ... dışındaki davalıların ortak murisi olan ...'ın, 22 parsel sayılı taşınmazdaki 1/8 hissesini 07.03.2008 tarihinde davalı ...'a sattığını, daha sonra aynı hissenin 29.12.2009 tarihinde davalı ...'a satışının gerçekleştirildiğini, murisin 1936 doğumlu ve ileri derecede kanser hastası olduğunu, ilk satışın vekaleti alınarak gerçekleştirildiğini, gerek davalı oğlu ... tarafından yapılan bu satışın, gerekse diğer davalılar arasında yapılan 2.satışın muvazaalı olduğunu, satışlar için bedel ödenmediğini, diğer mirasçılar olan kendilerinden mal kaçırmanın amaçlandığını, ilk satış için...'...

    Mahkemece takibin iptali talebi yönünden ileri sürülen iddia ve vakıalar üzerinde durulmadan sadece terditli olarak ileri sürülen satışı iptali talebine yönelik inceleme ve gerekçelendirme yapılarak şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüş olup, bu husus T.C. Anayasası'nın 141/3. maddesine, HMK'nın 27/2- c maddesine ve HMK'nın 297/2. maddesine aykırılık teşkil etmektedir. İstinaf başvurusu bu yönleriyle yerinde görülmüştür. O halde mahkemece; öncelikle şikayetçilerin aktif husumeti bulunup bulunmadığı ve ileri sürülen iddiaların nevi itibariyle süreli olup olmadığı da göz önünde bulundurularak takibin iptali talebi yönünden inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi, bu talep yerinde görülmez ise terditli olarak ileri sürülen satışın iptali talebi hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir....

    Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunun 733/3 maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı ve satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın bulunduğu taşınmazda 13.9.2002 tarihinde davaya konu pay satışı yapılmıştır. Satışın yapıldığı bu tarihte davacı taşınmazda paydaş olmayıp, ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.2.2006 tarih, 2004/515 – 2006/34 sayılı ilamı ile ½ payın davacı adına tesciline karar verilmiş ve bu karar 10.10.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Her ne kadar davacı tarafından 14.6.2001 tarihinde kesinleşen ... 1....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Satış kararının iptali ve satışın düşürülmesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6.İcra Hukuk ile ... 5. İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, satış kararının iptali ve satışın düşürülmesi istemine ilişkindir. ... 6.İcra Hukuk Mahkemesince, alacaklının ... 4....

        Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalılara ait taşınmazın kamulaştırıldığını, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Kanunla değişik 8.maddesi hükmü gereğince öncelikle pazarlıkla satın alma yoluna başvurulduğunu, 58 malikin 27 si ile anlaşılarak ferağının alındığını, diğerlerine ise tebligat yapılmasına rağmen bir kısmının duruşmalara gelmediğini, ... mirasçılarının ise gelmesine rağmen bedelde anlaşma sağlanamadığını belirterek aynı yasanın 10.maddesi hükmüne göre kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan kısmın tapusunun iptali ile idare adına tescilini istemiştir....

            , müvekkilinin daha fazla hak kaybına uğramaması bakımından satışın durdurulması gerektiğini ileri sürerek icra müdürlüğünün hukuka aykırı kararları kaldırılarak satışın durdurulmasını talep etmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlular aleyhine yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlıklarının tespit edilemediğini borçlulardan Coşkun Daşdemir'in adına kayıtlı taşınmazını 25.06.2010 tarihinde davalı kardeşi ...'e satarak devir ettiğini, satışın muvazaalı olup bu nedenle tapu kaydının iptal edilerek borçlu ...adına tesciline, borçlu ...'in adına kayıtlı taşınmazını diğer davalı ...'e 08.04.2011 tarihinde satarak devirettiğini, bu satışın İİK'nun 277.maddesi uyarınca iptale tabi olduğunu bu nedenle bu tasarrufun iptali ile takip dosyasında haciz ve satış yetkili tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı İdare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı İdare vekili, borçlu hakkında vergi borcu nedeniyle 6813 Sayılı Kanun uyarınca takip yürütüldüğünü, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını raicin çok altında diğer davalı 3.kişiye satarak devrettiğini ileri sürerek muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi, taşınmazı borçludan raiç bedelini ödeyerek satın aldığını, satışın gerçek bir satış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın eşinden miras kaldığını, diğer mirasçılarla birlikte 3.kişiye raiç bedeliyle satıldığını beyan etmiştir....

                Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK’nın 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu pay dava dışı önceki paydaş Hesbi Bağrıyanık tarafından davalıya 24.04.2008 tarihinde tapuda satış yoluyla devredilmiştir. Anılan satış tarihi üzerinden davanın açıldığı 10.10.2011 tarihine kadar üç yıl beş aydan fazla süre geçmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu