Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 5. Hukuk Dairesi iş bölümünün, 2. maddesinde belirtilen düzenleme nedeniyle davanın niteliğine göre, istinaf incelemesine bakma görevi 5....
Böyle bir amacın gerçekleşme olasılığı bulunmayan hallerde, sorunlu paydaş yönünden paydaşlıktan çıkarma (Md. 696, 697), nihayet paylı mülkiyetin sona ermesi (Md. 698-699) düşünülmüştür. Görüldüğü üzere yasa koyucu, öncelikle, kimi halde devamı zorunlu paylı mülkiyet ilişkisinin ayakta tutulmasına özen göstermiş, paydaşlık ilişkisinin ve paydaşlığın sona erdirilmesini son çare olarak amaçlamıştır. Yasanın bu amacı 693/2. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, mülkiyet çekişmesi ve sorunu olmayan paylı taşınmazlarda, kullanma ve yararlanma biçimi yönünden hakimin müdahale zorunluluğu bulunduğu tartışmasızdır....
Dairemizin görevini belirleyen iş bölümü kararının '' paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyunun giderilmesi (TMK'nın 642, 696- 699 ) davaları (paydaşlıktan çıkarma dahil) sonucu verilen hüküm ve kararlar '' şeklinde düzenlenen 2. bendine göre dairemizin ortaklığın giderilmesi davasındaki tek görevi bu davalar sonucu yargılaması yapılarak verilen kararların ve yargılamanın yenilenmesine ilişkin kararların istinaf incelemesi ile sınırlı olup, kesinleşen ortaklığın giderilmesi davaları sonucu yapılan ihale işlemleri, paraların paylaştırılması, ipoteğin kaldırılması gibi hususlarla ilgili davalar sonucu verilen kararların istinaf incelemesini yapma görevi bulunmamaktadır. Kaldı ki; ipoteğin kaldırılması ile ilgili davalar sonucu verilen kararların istinaf incelemesini yapmakla görevli Antalya 5....
Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde: "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli, 01/09/2021 tarihli iş bölümüne ilişkin kararının, 5. Hukuk Dairesi iş bölümünün, 2. maddesi içeriğine göre istinaf incelemesine bakma görevinin 5. Hukuk Dairesi'nin görevinde olduğunun anlaşılması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, ancak 5....
. … DAVANIN KONUSU : 1) Ortaklıktan Çıkarma ve Satma Hakları Tebliği (II-27.2)'nin 1. maddesinin birinci fikrasında geçen “hakim ortağın diğer ortakları ortaklıktan çıkarma hakkı ile” ibaresinin, 2) 4. maddesinin birinci fıkrasında geçen “diğer pay sahiplerinin tamamını ortaklıktan çıkarma hakkı” ibaresinin, 3) 5. maddesinin ortaklıktan çıkarma hükümlerini içeren altı, yedi, sekiz, dokuz, on ve onbirinci fikralarının, 4) 6. maddesinin ikinci fıkrasının iptali istenilmektedir....
Davacı her ne kadar şirketin feshi talebinin kabul edilmemesi halinde pay değerinin ödenmesi ile paydaşlıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiş ise de, Mahkememizce, bu talep yönünde karar verilebilmesi için de şirketin haklı sebeple feshi şartlarının oluşması gerekmekte olduğundan, bu şartlar oluşmadığından davanın tümden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Olayda, davacının, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı açtığı davanın reddedilerek, bu kararın kesinleştiği görüldüğünden ve ceza mahkemesince verilen beraat kararının disiplin cezasını ortadan kaldırması mümkün olmadığından, davacının isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan, herhangi bir şekilde memurluk görevinden ayrılanların göreve alınma istemlerinin açıktan atama istemi olarak ele alınabilmesi için o kişinin göreve dönmesine yasal bir engel bulunmaması gerekmekte olup, davacının aldığı meslekten çıkarma cezasının yargı kararı ile ortadan kalkmaması ve af yasaları kapsamında da olmaması nedeniyle isteminin açıktan atama istemi niteliğinde ele alınmasına imkan bulunmamaktadır.Zira, meslekten çıkarma cezası nedeniyle davacıyı göreve almamak konusunda idare bağlı yetki içindedir....
yazılı ve sözlü savunma yaptığı, dolayısı ile davacı tarafından üyelikten çıkarma kararına karşı yapılan itirazın reddolunduğunun ve üyelikten çıkarma kararının kabul olunduğunun davacı şirket temsilcisi ve vekili tarafından 28/09/2021 tarihli genel kurul'da öğrenildiği, -...'...
Hakim, çıkarma işlemini haklı gördüğü takdirde, çıkarılacak paydaşın payını karşılayacak kısmı maldan ayırmaya olanak varsa, bu ayırmayı yaparak ayrılan parçanın paylı mülkiyet çıkarılana özgülenmesine karar verir. Aynen ayrılmasına olanak bulunmayan maldaki payın dava tarihindeki değeriyle kendilerine devrini isteyen paydaş ve paydaşlar bu istemlerini paydaşlıktan çıkarma istemi ile birlikte ileri sürmek zorundadır. Hakim, hüküm vermeden önce re 'sen belirleyeceği uygun bir süre içinde pay değerlerinin ödenmesine veya tevdiine karar verir. Davanın kabulü halinde payın istemde bulunan adına tesciline hükmolunur.” olduğunu, Teknik Yönetmeliğin 4. maddesi 6. paragrafı uyarınca “ ortak markalar, hak sahipleri tarafından ortak markalara ait malların tamamında veya bir kısmında kullanılmak üzere dahi inhisarı yahut inhisarı olmayan lisans sözleşmesine konu edilmez, yararlanma hakları hiçbir şekilde devredilemez, bedelli bedelsiz başkasının kullanımına geçicide olsa sunulamaz....
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır....