Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

payın devri gerçekleştiğinden ve pay defterindeki kaydın sadece bir karineden ibaret olduğundan; davalının, hisse devir yükümlülüğünün davacı tarafından yerine getirilmediği bu nedenle cayma hakkının bulunduğu yönündeki iddiası ve yine pay bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle pay devrinin aynı zamanda borcun nakli hükümlerine tabi olması yönündeki yerinde olmadığı, öte yandan, taraflar arasındaki sözleşmede. payın devrinin sağlanabilmesi için pay taahhüdünden kaynaklanan sermaye borcunun tamamının şirkele ifa edilmiş olması yönünde bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davalının, davacının pay bedelinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki iddiası da yerinde olmadığı bu nedenlerden dolayı kök rapordaki görüş ve kanaatte herhangi bir değişikliğin oluşmadığı belirtilmiştir....

    payın devri gerçekleştiğinden ve pay defterindeki kaydın sadece bir karineden ibaret olduğundan; davalının, hisse devir yükümlülüğünün davacı tarafından yerine getirilmediği bu nedenle cayma hakkının bulunduğu yönündeki iddiası ve yine pay bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle pay devrinin aynı zamanda borcun nakli hükümlerine tabi olması yönündeki yerinde olmadığı, öte yandan, taraflar arasındaki sözleşmede. payın devrinin sağlanabilmesi için pay taahhüdünden kaynaklanan sermaye borcunun tamamının şirkele ifa edilmiş olması yönünde bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davalının, davacının pay bedelinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki iddiası da yerinde olmadığı bu nedenlerden dolayı kök rapordaki görüş ve kanaatte herhangi bir değişikliğin oluşmadığı belirtilmiştir....

    Değerlendirme 1.Dava, hisse devrinin tespiti ile şirket pay defterine ve ticaret siciline tescili istemine ilişkindir. 2.Aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince, taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. Aynı ilke istinaf kanun yolu içinde geçerlidir. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre ise istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar haricinde, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekmektedir. 3.Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince, yukarıda özetlenen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      Tedbir talebinin reddi kararından sonra davalı T3 tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; payın tespiti ve tescili davasında müvekkilinin taraf olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, şirketin faal olmadığını, şirket paylarının devrine ilişkin işlemlerin eski ortak ve davacının eşi Salih Saygan tarafından yapılması nedeniyle davacının pay devrinden haberdar olduğunu, davacının oğlunun da şirket ortağı olduğunu, davacının payı devraldığı, pay devrine ilişkin imzaların aynı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Esas sayılı ödeme emri tebliğ edildiği gibi, ayrıca bu nedenle mutad dışı olarak emniyete ifadeye de çağrıldığını, davacının pay devrinin pay defterine işlenerek tescil için Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesi için işbu davayı açtıklarını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği görüldü. DELİLLER VE GEREKÇE : Dosyanın ....Asliye Hukuk Mahkemesinin ....sayılı, 17/02/2020 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği, mahkememiz esasına kaydedildiği görülmüştür. Dava, davacının üzerinde 86 gün kayıtlı kaldığı iddia olunan 1/4'lük şirket hissesinin ... Ticaret Limited Şirketi'nin pay defterine işlenmesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesi talebine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlığın, davacı tarafın davalı şirketteki payını devredip devretmediği, bu devrin geçerli olup olmadığı, pay devrinin sicile işlenmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşıldı....

        Davacı tarafından gösterilen tanık ------- tarihli duruşmada; “avukat olduğum için davacı ile boşanma sonrasında görüştüm, kendisinin dava dışı şirketten kâr payı alıp almadığı hususunu araştırıyorduk, bu esnada davacı pay devri yaptığını ancak, pay devrinde gösterilen bedelin kendisine ödenmediğini sadece imza attığını söyledi, bu konuşma ---yılının başında gerçekleşmiştir, yapılan araştırma sonucu payların devrinin daha yüksek olduğunu öğrendik, pay devrinin yapıldığı tarihte davacı psikolojik baskı altında olduğu için iradesi sakatlanarak bu işlemi yapmıştır, söyleyeceklerim bu kadardır.” şeklinde beyanda bulundu....

          Mahkemece, pay devrinin iptal edilmesi nedeniyle, davalının davacıya ödediğini iade etmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.00. YTL. onama ilam harcının temyiz eden taraftan alınmasına, 15.7.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Noterliği'nin 05816 yevmiye sayılı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile müvekkiline devrettiğini, ödemenin tanıklar huzurunda elden yapıldığını, müvekkilinin ödemenin dışında tadilat işlemleri için 20.000- USD para harcadığını, davalının pay devrinin tescili konusunda yetkili olmasına rağmen çeşitli bahanelerle tescil işlemlerini ertelediğini ve paraları da geri ödemediğini, davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkeme görevsizlik kararı vermiş, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 5235 sayılı Kanunun 7035 sayılı Kanun ile değişik 35/4. maddesi gereğince Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından hazırlanan İş Bölümü Kararı gereğince; istinafa konu kararla ilgili inceleme yapma görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43.Hukuk Dairelerine ait olduğundan, HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca Dairemizin iş bölümü yönünden görevsizliğine, dosyanın UYAP...

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; pay devrinin anasözleşme uyarınca kooperatife bildirilmediği, devir tarihinde davalı ...’in kooperatif ortağı olmaması, ...'ın ise kooperatif yönetim kurulunun 06.08.2007 tarihli kararıyla ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın kesinleşmesi karşısında anasözleşmenin 10 ve 17. maddelerine uygun pay devrinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Limited şirketlerde pay devri usulü mülga 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesinde düzenlenmiş olup, “Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder. Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, devre ilişkin mukavelenin yazılı şekilde yapılmış ve imzasının noterce tasdik edilmiş olması ve ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır.” hükmünden de anlaşılacağı üzere birbirini takip eden üç işlemin yapılması halinde pay devri gerçekleşir. Bu durumda, pay devri şirket pay defterine tescil ile tekemmül ettiğinden zamanaşımının başlangıç tarihi de devrin pay defterine tescil tarihinden başlar." şeklinde kabul edilmiştir. Buna göre limited şirket hisse devrine ilişkin davalarda zamanaşımının hisse devrinin pay defterine tescilinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu