Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye kendi bilgisi ve iradesi dışında devir edilmiş olduğunu öğrendiğini, 25/06/2009 tarihinde de davalı şirketin olağan genel kurul toplantısı yaptığını, bu toplantıda kendisine ait payın devrinin yönetim kurulu değişikliği ile gündemdeki diğer maddelerin oylanarak kabul edildiğini, bu durumda kendisine ait olan pay devrinin ve pay devrini onaylayan 25/06/2009 tarihli olağan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitinin gerektiğini ileri sürerek pay devrinin kabulünü içeren 25/06/2009 tarihli olağan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespit ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili davanın reddini istemiş, diğer davalılar cevap vermemiştir....

    DAVA : Hisse Satışının İptali ve Satıcı Adına Tescili Davası DAVA TARİHİ : 22/05/2018 KARAR TARİHİ : 28/03/2019 Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı taraf dava dilekçesinde, davacı ...'in 31/01/2018 tarihine kadar ... Belgelendirme A.Ş. Şirketinin tek kurucusu olduğu, tüm hisselerine sahip olduğu, davalı taraf ile Bursa 23. Noterliğinin 31/01/2018 tarih ve 4534 yevmiye numaralı anonim şirket pay devri sözleşmesi tanzim edildiği ve tüm hisselerin davalıya devredildiğini, davalı tarafın sözleşmeye uymadığını, borçların tamamının ödenmesi edimini yerine getirmediğini, davalı tarafın kötü niyetli eylemleri sebebiyle şirkete yönetici kayyım atanması ve davalı taraf adına kayıtlı hisselerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.02.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 10.09.2008 tarihli harici sözleşmeyle 986 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydındaki davalıya ait 13/48 hissenin kendisine devrinin kararlaştırıldığını ancak davalının hisseyi tapuda devir etmediğni, bunun üzerine davalı hakkında ... 1....

        dan intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açtıktan sonra, 05.....2009 havale tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın kök muris ... mirasçıları arasında yapılan paylaşım sonucu Muris ... ile tespit maliki ...'e isabet ettiğini, bu nedenle ... adına tespit edilen .../... hisse yönünden davasından feragat ettiği ve muris ... terekesi karşısında .... kişi durumunda bulunan davalı ...'ya pay devrinin geçersizliğini öne sürerek davalı ... adına yapılan .../... hisse tespitinin iptali bu hissenin ... ... mirasçıları adına tespit ve tescili istemiyle davasını ıslah etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın ... yönünden feragat nedeniyle, davalı ... yönünden ise esastan reddi ile çekişmeli 162 ada ... parsel ve ... parsel sayılı taşınmazların kadastro komisyon kararındaki tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mirasçılar arasında pay devrinin mümkün olması nedeniyle kabul beyanın, kabul eden davalının miras payı yönünden sonuç doğuracağı tartışmasızdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesi uyarınca; kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Hal böyle olunca; mahkemece, dava muris ... terekesinin taksim edilmesi sonucu çekişmeli taşınmazların davacının babası ... ile amcası ...’e kaldığı iddiasıyla eşit paylarla ... mirasçıları adına tescili istemi ile açılmış ise de, ... mirasçıları tarafından açılmış bir dava bulunmadığından taşınmazın yarı payının ... mirasçıları adına tescili istemi ile sınırlı olduğu göz önüne alınarak, davalı ...'...

            Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından noterde yapılan devir sözleşmesindeki imzaya itiraz edilmediği gibi, noterde resmi olarak yapılan pay devrine ilişkin sözleşmenin sahteliği konusunda herhangi bir iddia ve dava da bulunmadığı, davalı şirketin iki ortaklı olup, ortaklardan ...’nun hissesini davacıya devretmiş olup, diğer ortak ...’nun da pay devrine muvafakat ederek pay defterine kararı işlemiş olduğu gibi, şirketteki hisse oranının da 3/4'ün üzerinde olduğu, buna göre, ortakların devre muvafakat etmiş olması ve pay defterine kaydedilmiş olması, pay devrinin geçerliliği için hisseyi devralan davacının muvafakat ve imzasına gerek olmaması nazara alınarak yapılan hisse devrinin TTK.'nın 520. maddesine uygun bir şekilde gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              devrinin hükmen tescili için iş bu davanın açıldığını beyan ederek; hükmen tescil talebinde bulunmuştur....

                ın gerçekleştirilen hisse devrini şirket pay defterine kaydettirmediğini, gerekli tescil işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek davalı şirkette bulunan 42 hissenin müvekkiline devredildiğinin tespiti ile tescilini, bu olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle haksız olarak ödenen 42.000 TL'nin devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, yapılan hisse devrinin müvekkili açısından bir bağlayıcılığının bulunmadığını, davacının devir ve tescil için şirkete müracaat etmediğini, diğer davalının şirkette 42 değil, 33 adet hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin harici satışı kabul etmek zorunda olmadığını, yönetim kurulunun sebep göstermeden pay devrini reddedebileceğini, pay devri için ödenen bedelden şirketin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, hisselerin devri için ödenen miktarın davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                  nın davalı şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, kendisine davacı hisselerini şirket pay defterine kaydettiğini beyan ettiğini, ancak süreç içerisinde devraldığı hisselerin kendi adına şirket pay defterine kaydedilmediğini öğrendiğini ve kaydın gerçekleştirilmesi için davalı şirkete gönderilen ihtarnamelere, sebep gösterilmeksizin olumsuz cevap verildiğini, davalı şirketin pay defterine kayıt talebini sebep red hakkının bulunmadığını ileri sürerek, davalı şirketin 5000 adet payına sahip olduğunun tespiti ile paylarının şirket pay defterine kaydına karar verilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar şirket paylarının üçüncü kişilere devrinin önlenmesine, davalı şirkete denetim kayyımı atanmasına yönelik tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığından bahisle tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir....

                    Her ne kadar davacı taraf, tüm mirasçılar adına tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş ise de, mirasçılar arasında pay devrinin mümkün olması ve diğer mirasçılara karşı her zaman tapu iptali ve tescil isteminde bulunabilecek olması nedeniyle davanın, davacının miras payı ile sınırlı olarak görülüp sonuçlandırılması gerekirken, dava açmayan mirasçılara da taşınmazlar üzerinde pay verilecek şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; eldeki dava, miras payına yönelik olarak açıldığına göre, dava konusu taşınmazların davacının miras payına isabet eden değeri dikkate alınmak suretiyle harca ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği halde, taşınmazların keşfen belirlenen değerinin tamamı üzerinden harç hesaplanması da isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren...

                      UYAP Entegrasyonu