Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

anladığı, bunun üzerine katılan ile sanığın altınların alımı konusunda anlaştıkları, sanığın altınları almak için bir yerlere gidip beyaz bir bez içinde altınları alarak geri geldiği, katılanın yanında getirdiği altın suyu ile sanığın getirdiği altınları test ettiğinde, bunların sahte çıktığı, bunun üzerine sanığın kimliği tespit edilemeyen başka bir şahsı telefonla arayıp durumu bildirdiği, telefondaki şahsın kendisinde iki kese altın olduğunu, yanlış keseden altın verdiğini, diğer keseden gerçek altın vermek için kapora olarak para istediğini söylediği, bu görüşmeden saonra katılanın sanığa 10.000 TL para verdiği ve birlikte bir marketin önüne geldikleri, sanığın katılanın verdiği para ile ayrıldığı, ancak daha sonra geri gelmediği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın tevili ikrar yollu savunmaları, katılan beyanları, tanıkların anlatımları, araçtan alınan parmak izlerinden bir adedinin sanığın sol el işaret parmağı izi ile aynı olduğuna dair...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, 10 adet her biri 17 gram ağırlığındaki altın ve 2 adet 20 gram ağırlığındaki bileziğin aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedeline yönelik olarak açılmış olup, davacı davasını sadece 10 adet altın yönünden bedel itibari ile ıslah etmiş ise de, davacının hem 10 adet altın hem de 2 adet bilezik yönünden aynen iade talebinin olduğu, bu durumda aynen iade talebinin ziynetlerin gerçek bedelini de içerdiği, bu nedenle ziynet eşyalarının aynen iadeye konu bilirkişi tarafından belirlenen bedelleri üzerinden eksik harcın tamamlattırılması gerektiği halde aynen iade talebine yönelik olarak eksik harcın tamamlattırılmadığı, bu hususun Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/12099 Esas 2017/17687 Karar sayılı ilamında da belirtildiği, hal böyle olunca davacı tarafa ziynet eşyalarının bilirkişi raporunda belirlenen değerleri üzerinden nispi harcın tamamlatılması için Harçlar Kanunu 30.maddesine göre süre verilmesi gerekirken eksik nispi...

    Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, kadının evi şiddet tehdidi altında ve jandarma korumasında terk ettiğini, hiçbir eşyasını alamadığını, düğünde kadına 9 adet altın bilezik ve 1 adet yarım metre altın zincir takıldığını ve ziynetlerin davalı erkeğin uhdesinde kaldığını iddia ederek; 9 adet altın bilezik ve 1 adet yarım metre altın zincirin öncelikle aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2. 13.07.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda, fotoğrafların incelenmesinden davacı kadına takılan 9 adet bileziğin her birinin 22 ayar ve 18 gr ağırlığında olduğunun ve bileziklerin dava tarihindeki değerinin toplam 15.876,00 TL olduğunun tespit edilmesinin akabinde; davacı kadın vekili, 15.01.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 11gr, 14 ayar, 65 cm uzunluğundaki altın zincir için talep ettikleri değeri 880,00 TL ve 9 adet bilezik için talep...

      talep etmiş, 20/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 12 adet 22 ayar altın bilezik (toplam 150 gram 33.450 TL), 1 adet 14 ayar altın zincirli kolye takımı (15 gram 3.500 TL), 8 adet 1 gram altın (1.825 TL), 87 adet çeyrek altın (32.365 TL), 10 adet yarım altın (7.440 TL), 15.000 TL nakit para olmak üzere toplam 93.580 TL'nin aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 157/1, 52, 51. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; Temyiz dışı sanık ...’in önceden tanıdığı mağduru arayarak elinde eski altın paraların olduğunu, kendisine satabileceğini söylediği, kardeşi olan sanık ... ile 10 adet eski altın para gönderdiği, mağdurun bu altın paraları kuyumcudan paraya çevirdiği, daha sonra mağdur daha fazla altın almak istediğini temyiz dışı sanık ...’e söylediği, anlaştıkları, mağdurun sanık ...’e 3.900 TL para verdiği, altın paraları alıp getireceğini söyleyen...

        Hal böyle olunca toplanan delillerden ve dinlenen tanık beyanlarından; davacı kadın, düğünde kendisine takılan ve kendisinin yedinde bulunan "1 adet ortası yarımlık kolye, 3 adet altın yüzük ve 1 adet set (küpe + saat) takımını" götürmesine engel olunduğunu, bu ziynet eşyalarının evde kaldığını ispat edememiştir. Davacı kadın dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmamıştır. Davacı kadın tarafından talep edilen ve çeyiz senedinde yazılı olan ve düğün sonrası erkeğe teslim edildiği sabit olan "25'er gramlık 12 adet bileziğin" ise bozdurulduğu yönündeki kadının iddiası karşısında davalı erkek, bu ziynetlerin bozdurulduğunu tevilli olarak ikrar etmekle birlikte kendi hesabında böyle bir para olmadığını savunmuştur. Davalı erkek kendisine senetle teslim edilen bu ziynetlerin iade edilmemek üzere kendisine verildiğini veya kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığını ispatlamadıkça bu ziynetleri davacı kadına iadeyle yükümlüdür....

          Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, kadın tarafından kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Davacı kadın dava dilekçesinde; düğünde takılan 7 adet 40 gr Adana burma, 2 adet altın kolye, 1 adet küpe, 1 adet zincir ve 4 adet yüzük, 5 adet tam altın, 7 adet yarım altın, 6 adet çeyrek altın, 17.500,00 TL paranın bir kısmının davalı tarafından bozdurulduğunu, ziynetlerin sahtesiyle değiştirildiğini, geriye kalanların ise davalıda kaldığını iddia ederek talep konusu ziynetlerin aynen iadesini, olmadığı takdirde bedeli olarak fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak koşuluyla 5.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, davalı ise süresinde cevap dilekçesi sunmayarak davacının iddialarını inkar etmiştir....

          ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2021 NUMARASI : 2016/107 ESAS, 2021/63 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma ve feri talebiyle birlikte, evlenirken 4 tane 35 gram bilezik, 2 tane tam altın, 1 adet zincir ve bir adet beşibiryerdenin mehir olarak belirlendiğini, düğünde de 11.000,00 TL para, 6 adet çeyrek altın, 1 tane yarım altın takıldığını, mehir olarak belirlenen ve düğünde takılan altın ile paraya davalının el koyduğunu, bu para ve takılarla davalının araba aldığını, ancak müvekkilinin davalıdan şikayetçi olması...

          Aynı Kanun'un 53. maddesinin (b) bendinde, "Banka, ülke altın ve döviz rezervlerini para politikası hedefleri ve uygulamaları çerçevesinde yönetir....

            Merciin altın para dışında tesbit edilen altın miktarının geçerli sayılacağı düşüncesi de yasaya uygun değildir. Takip konusu senet bedeli "100 gr. Altın" olarak tesbit edilmekle açıklanan kuralın dışında tutulamaz. Altının 22, 18, 14, 24 gibi ayarlar taşınması ve yazılı bedelin hangi ayarda tahsili gerektiği dahi muhakemeye muhtaçtır....

              UYAP Entegrasyonu