Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olan kira bedelinin tahsili için açılan Kayseri 3.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/251 Esaslı dosyasının ve tarafımızdan açılacak davaların bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, gayrımenkul üzerinde bulunan muhdesatın aidiyeti ve muhtesat oranlarının tespiti ile ilgili talepte bulunan davalı yada üçüncü kişi bulunması halinde muhdesatın aidiyeti ve muhtesat oranlarının tespiti davası açılması ve bunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, mevcut davaya konu gayrımenkul üzerinde bulunan muhtesatın aidiyeti ve muhtesat oranlarının tespiti hususları saptanmadan ortaklığın giderilmesinin mümkün olmadığını beyan etmiştir....

Ayrıca davanın, muhtesat tespiti ve muhtesatların, tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine ilişkin olduğunun anlaşılması halinde ise, ortaklığın giderilmesi dava dosyası ile dava konusu 297 ada 8 parselin tapu kaydı dosya içine getirtilip, davalının ve dava dışı diğer tapu maliklerinin, davacıların muhtesat iddialarını açıkça kabul edip etmediklerinin tespiti ile davacıların eldeki davada hukuki yararlarının olup olmadığı; muhtesat iddialarını açıkça kabul etmeyen davalı dışında tapu malikleri var ise, onların da davaya dahili hususunda davacı vekiline kesin mehil ve imkan verilmeli, var ise bildirmeleri halinde delillerinin toplanması ile sonucuna göre bir karar verilmeli; Davacı tarafın talebinin, dava konusu muhtesatlardan (sebepsiz zenginleşmeden) kaynaklanan alacak isteminden ibaret olduğunun anlaşılması halinde ise, davalının, dava konusu edilen muhtesatlar nedeniyle ortaklığın giderilmesi dosyası kapsamında davacılar aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, ortaklığın giderilmesi...

iddiasında bulunulduğunu, ayrıca müvekkilinin hakkına bir tecavüz meydana gelmiş olması hasebiyle de yine aynı tarih olan 22.10.2015 tarihinde muhdesatın aidiyetinin tespiti talepli işbu davanın ikame edildiğini, davalıların ise taraflarınca ortaklığın giderilmesi davasına cevap dilekçesi sunulması ve işbu davanın ikame edilmesinin ardından olmak üzere ortaklığın giderilmesi davasına sunmuş oldukları 02.11.2015 tarihli beyan dilekçeleri ile muhdesatın aidiyeti iddialarını kabul ettiklerini, izah ettikleri, sıra ile gerçekleşen olayların muhdesatın aidiyetinin tespiti talepli işbu davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığını değil, davanın kabul edildiği sonucunu ortaya çıkardığını, bu davanın açılmasına sebebiyet veren hususun, davalıların ortaklığın giderilmesi davası açmak ve bu davada müvekkiline ait muhdesata değinmemek suretiyle müvekkiline ait taşınmazla ilgili hukuki bir tehdit oluşturmasından ileri geldiğini, nitekim, müvekkiline ait muhdesatın tapuda kayıtlı olmadığını, ortaklığın...

Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada yöntemine uygun biçimde taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiği açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin davada taraf olmaları zorunludur. Dosya içeriğindeki tapu kayıtlarından dava konusu muhdesatların üzerinde yer aldığı 645 parsel sayılı taşınmazda taraflar dışında ....,’in de paydaş bulunduğu anlaşılmaktadır....

    Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu hukuksal olguların ışığı altında duraksamasız belirtmek gerekirse hukuki yarar dava koşuludur. Öte yandan; muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin davada taraf olmaları zorunludur....

      Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/11/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, 201 ada 1 (eski 422) parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuş; davalı ... ise dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaçlar, ahır, su kuyusu, ekmek damı ve avlu duvarının kendisine ait olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur....

        , aksi durumda emsal işletmenin kazanç durumunun araştırılması, ayrıca ortaklığın üçüncü kişilere ve kurumlara borcunun olup olmadığının tespit edilmesi, özellikle ortaklık faaliyeti kapsamında yapılan masrafların tespiti yönünden 28.02.2015 tarihli sözleşmenin dikkate alınması, ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle aktif ve pasif değerlerinin hesaplanması suretiyle, konusunda uzman üç kişilik tasfiye memuru heyetinden tasfiye işlemine dair sonuç bilanço alınıp, taleple bağlı kalınarak ( menfi tespit ) hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetersiz tasfiye raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3....

          Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olaya gelince; davanın açıldığı tarihte taraflar arasında görülmekte olan bir ortaklığın giderilmesi davasının mevcut olduğunu bu ortaklığın giderilmesi davasına dayanılarak açılan davanın bozma öncesinde Mahkemece kabulüne 22.04.2011 tarihinde karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay ........

            bilirkişi aracılığı ile BK 538 ve devamı maddeleri hükmünce tasfiye sağlanması, neticede ortaklığın fesh edildiğinin tespiti ile varsa tasfiye payına hükmedilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır....

              ve ... parsellerdeki ortaklığın giderilmesini istemiş, mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Ortaklığın giderilmesi davalarında dava tarihinde yürürlükte bulunan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 699/2.maddesi hükmü gereği talep olduğu takdirde asıl olan, taşınmazın aynen taksimi suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermektir....

                UYAP Entegrasyonu