Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda, davacı, dava konusu 27 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlara ilişkin tespit talebinde bulunmuş ve dava konusu taşınmaza ilişkin olarak ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/46 Esasında ortaklığın giderilmesi davasının devam ettiğini belirtmiştir. Bahsi geçen dosyanın incelenmesinden, davanın, işbu dosyanın karar tarihi olan 10/11/2015 tarihinde önce, 20/09/2012 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Başka bir ortaklığın giderilmesi davası açıldığı lieri sürülmemiştir....

    geçersiz harici satış sözleşmesi ile TAPULU taşınmazı satın alan ve tapu kaydı ile bir ilgisi dahi bulunmayan davacıya dahi muhtesatın kendisi tarafından meydana getirildiğinin (yapıldığının) tespiti davasında, davacının HUKUKİ YARARININ olduğunu kabul etmekte, Yüksek HUKUK GENEL KURULU'nca da davacının hukuki yararının olduğuna vurgu yapılmakta ve direnme kararının bozulmasına karar verilmektedir. Yine Yüksek 7. HD' nin “ ... taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davasının açılmadığı, herhangi bir kamulaştırma işlemininde olmadığı, bu bakımdan davacının muhtesatın aidiyetinin tespiti davasının açmakta hukuki yararının kabul edilemeyeceği ve davanın reddi gerektiği yönündeki bozma ilamları, HGK'nun 05.10.2012 tarih ve 2012/7-334 E, 2012/650; 28.03.2014 tarih ve 2013/7-670 E, 2014/423 ( bu karara konu muhtesatla ilgili dava açıldıktan sonra paydaşlar arasında ortaklığın giderilmesi davası açılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mülkiyetin aidiyetinin tespiti KARAR Taraflar arasında görülmekte olan mülkiyetin aidiyetinin tespiti istemli davanın dava dilekçesinde ortaklığın giderilmesi davasından söz edilmiştir. Bu durumda, söz konusu dava dosyasının yargılaması devam ediyorsa tüm sayfalarının onaylı ve okunaklı suretinin, dosya karara bağlanmış ise incelenmek ve iade edilmek koşulu ile bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konduktan sonra temyiz incelemesi yapılmak suretiyle Dairemize gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Tespit davaları, kendine özgü davalardan olup, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Yargıtayın bozma ilamında belirtildiği gibi; öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda Karataş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/173 E. Sayılı dosyası ile dava konusu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası görüldüğü anlaşılmaktadır....

        Öyleyse, ortaklığın giderilmesi davasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise-satış henüz yapılmamış olsa bile- muhtesat tespiti davasının artık dinlenmesinde hukuki yarar kalmayacaktır. Zira, artık hak iddia edenin genel hükümlere dayalı (sebepsiz zeginleşme. TBK.md.77 vd.) bir eda davası açma imkanı devreye girecektir). Ayrıca, paydaş veya miras ortağı olmayanın (üçüncü kişilerin) ortaklığın giderilmesi davasında taraf sıfatı olmayacağından; muhtesat tespiti davası açma hakkının da bulunmadığının da kabulü gerekir. Bu konuda Kamulaştırma Kanunu'nun 19. maddesine 2004 yılında eklenen ” ......

          Öte yandan Adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur. Bir başka ifade ile adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ona karşı da dava açılamaz. Bu bağlamda adi ortaklığa karşı açılacak davalar adi ortaklığın kendisine karşı değil dava konusunun paradan başka bir şey olması halinde ortaklığı oluşturan ortakların tamamına, dava konusunun para olması halinde ise ortaklar arasında müteselsil sorumluluk esası geçerli olduğundan ortaklardan biri ya da birkaçı aleyhine yöneltilmelidir....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/273 Esas sayılı dosyası ile taraflar arasında dava konusu taşınmazın da bulunduğu birden fazla taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın görüldüğü, dava konusu taşınmaz yönünden davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği görülmüştür. Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir....

              Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın 02/10/2014 havale tarihli yazısında, dava konusu taşınmazın, Belediyelerince yürütülen "Buca Yeşildere Caddesini ...Otogarına bağlayan 35 mt lik Ekspres Bağlantı Yolu" güzergahında kaldığının tespit edildiği ancak kamulaştırma işlemlerinin etaplar halinde yapıldığının ve dava konusu taşınmaz için henüz bir kamulaştırma işleminin olmadığının belirtildiği, taraflar arasında görülen bir ortaklığın giderilmesi davasının olmadığı ve kentsel dönüşüm uygulamasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır....

                Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir. 1-Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat aidiyetinin tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır. H.M.K'nun 312.maddesine göre, davalıların yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamaları için, davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermemelerinin yanında, yargılamanın ilk oturumunda davacının talep sonucunu kabul etmiş olmaları da gerekir. 2-Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir....

                  Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Mahkemece, eldeki davanın açıldığı tarihte derdest bir ortaklığın giderilmesi davasının olmadığı ve bu nedenle de hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; HMK'nun 115/3. maddesine göre; " .... Dava şartı noksanlığı hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez". Somut olayda tespit davasının açılmasından sonra ......

                    UYAP Entegrasyonu