Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin infisah sebepleri arasında sayılan haklı sebebin oluşmadığı, bu kabul çerçevesinde şirketin fesih ve tasfiyesi talebinin yerinde görülmediği, davacının anne, babası ve kardeşinin davalı şirkete ortak olduğu, anne ve babanın boşanmaları sonrasında davacının diğer şirket ortaklarıyla ilişkisinin olumsuz hale geldiği, taraflar arasında kalıcı olan ve dava sırasında da süren husumetin çıkma isteği için haklı sebep teşkil ettiği, çıkma payı alacağının öz varlığın hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanarak belirlenmesi gerektiği, yapılan tespite göre davacının çıkma payının şirket öz kaynaklarına göre 104.290,23 TL olduğu belirlenmiş olup, bu miktarı davacının davalı şirketten çıkma payı olarak talep edebileceği, şirket büyük ortağı aleyhine bu dava açılmış ise de davacıya ödenecek çıkma payından davalı şirket sorumlu olduğundan davalı ... aleyhine açılan davanın reddinin gerektiği sonucuna...

    davacı ile 2018 yılında ortaklığı sona erdirme kararı aldıktan sonra kendisinin dava dışı şirketi kurma kararı alıp davalı karşı davacının tamamen bilgisi dahilinde gerçekleştiği, ortaklıktan kaynaklı davalının kendisine 580.000 usd tutarlı borçlarını ödememesi sebebiyle mal ve senet karşılığı borçlandığı, ancak borcunu ödemediği gibi kendisini silah zoru ile tehdit etmek suretiyle kendisinden aynı tutar ve tarihli senetler aldığı anılan nedenlerle ortaklıktan haklı sebeple ayrılmasına ve ayrılma payı alacağının kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davacının çıkarma kararı verildiği tarihten bu yana aidat yükümlülüğü bulunan kooperatife aidat ödemediği, kooperatife uzun süre uğramadığı, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmediği anlaşıldığından davacının ihraç kararını zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu, yine davacının davalı kooperatife 24/01/2017 tarihli dilekçesiyle başvurup çıkma payı talebinde bulunduğu ve davalı tarafından davacıya 24/01/2017 tarihli para alındı makbuzu ile 866,00.TL ödendiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın TMK'nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırılık sebebiyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Yukarıda açıklanan sebepler ile, davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 1997 yılında ortak olduğunu, kooperatif inşaatının yavaş yürümesi nedeni ile ortaklıktan çıktığını, çıkma payı alacağının çok altında bir miktarın hesabına yatırıldığını, alacağın 23.500,00 TL olduğunu ileri sürerek, Kooperatifler Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca ödenmesi gereken aidat alacakları ve faizine karşılık olmak üzere 20.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 23.05.2013 tarih ve ..... sayılı kararı Dairemizin 13.05.2014 tarih ve ..... sayılı ilamıyla; " Davalı kooperatifçe davacının banka hesabına çıkma payı alacağının muaccel olmasından önce 09.09.2005 tarihinde 6.000,00 TL, 20.10.2005 tarihinde 4.000,00 TL ödeme yapıldığı belirlenmiş olup, davalı tarafça kısmi ödeme yapıldığı davacının da kabulündedir....

        Bu durum 08/10/2018 tarihinde ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan olduğunu, müvekkili şirket hisselerini ortağına devretmesine karşılık kendisine herhangi bir çıkma payı ödenmediğini, müvekkilinin bu hususta şirketten çıkma payı dahil her türlü alacağının tahsili için arabuluculuk müracaatı iktiza ettiğini, arabuluculuk görüşmeleri ......

          izin almak suretiyle genel kurulu toplantıya çağırabileceği halde bu tarihe kadar pasif ve sessiz kalmış ve bu hakkını kendisi bizzat kullanmadığını, dava dilekçesi ile bu yönde ileri sürmüş olduğu iddianın samimi ve dayanağı olmadığı ve davacıya çıkma için haklı sebep vermediğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....

            Mahkemece iddia, savuma ve tüm kanıtlara göre, davalı şirketin limited şirket olması nedeniyle, ortaklar kurulu karar almadıkça kar payı alınamayacağı, şirket hesaplarının eksi bakiye vermiş olması nedeniyle ortaklık payı ve kar payı talebinin reddi gerektiği, davacının çıkma sebebi olarak ileri sürdüğü toplantıya çağrılmadığı iddiasına karşısında incelenen karar defterine göre iki toplantı yapıldığı ve davacının bu iki toplantıya katıldığının anlaşıldığı, ayrıca şirketin işleri hakkında bilgi verilmediği yönündeki ve taraflar arasında güven kalmadığı ve aralarında anlaşmazlık olduğu iddiasını ise ispatlayamadığı, kar payının verilmemesinin ortaklıktan çıkma için haklı neden olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              Bu durumda mahkemece, davacının noter aracılığıyla kooperatife duyurmasının ortaklıktan çıkmasının gerçekleşmesi için yeterli olduğu, somut olayda dava dilekçesinin tebliği ile istifa iradesinin kooperatife ulaştığı ve üyeliğinin sona erdiğinin kabulü gerektiği, ortaklıktan ayrılmış olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararının kalmadığı gerekçesiyle, bu istem yönünden davanın HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine, çıkma payı alacağı yönünden ise istifanın gerçekleştiği tarih gözetildiğinde dava tarihi itibariyle çıkma payı alacağının henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, üyeliğinin devam ettiğinin kabulü ile yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ise de karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesi değiştirilerek, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün...

                Kat 33 Nolu dava konusu daireye ilişkin çıkma alacağı yönünden davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle istinaf başvurusunda bulunduklarını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının lehlerine kaldırılmasını, müvekkili tarafından peşinen ödenen F Blok 7 Numaralı daire bedeli olan 108.000,00 TL ve G Blok 3. Kat 22 nolu dairenin çıkma payı olan 3.397,00 TL olmak üzere toplamda 111.997,00 TL nin ihtar tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte taraflarına verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Dava, davalı kooperatife ödendiği ileri sürülen daire ve üyelik aidatı bedellerinin iadesi istemine ilişkindir....

                Kat 33 Nolu dava konusu daireye ilişkin çıkma alacağı yönünden davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle istinaf başvurusunda bulunduklarını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının lehlerine kaldırılmasını, müvekkili tarafından peşinen ödenen F Blok 7 Numaralı daire bedeli olan 108.000,00 TL ve G Blok 3. Kat 22 nolu dairenin çıkma payı olan 3.397,00 TL olmak üzere toplamda 111.997,00 TL nin ihtar tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte taraflarına verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Dava, davalı kooperatife ödendiği ileri sürülen daire ve üyelik aidatı bedellerinin iadesi istemine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu