Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nin 23.12.2021 Tarih ve 35548 Yevmiye Numarası ile onaylı Yönetim Kurulu Karar Defterinin, yasal kurucu unsurlarından yoksun olduğunun ve hükümsüzlüğünün tespiti ile iptaline, yasal unsurlarından yoksun bir deftere kaydedilmiş herhangi bir kararın da evleviyetle yasal Kurucu unsurlarından yoksun olacağı gözetilerek, ... 40. Noterliği'nin 08.02.2022 Tarih ve 3249 Yevmiye Numarası ile tasdik edilen 08.02.2022 Tarih ve 2022/1 Sayılı Kararında TTK 391 uyarınca batıl olduğunun tespiti talepli dava ikame edildiğini, özetle davalı şirket hakkında sahte yönetim kurulu karar defteri oluşturulduğu ve bu deftere alınan usulsüz karar ile müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığı görevi sona erdirilmiş olduğunu, sahte defterin ve alınan yönetim kurulu kararının yokluk ve butlanla malül olduğunun tespiti için müvekkil tarafından davalı şirkete dava açıldığını, ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/129 E. Sayılı dosyasından görülmekte olan dava devam ederken davalı... Otelcilik Tur. Ve Tic....

    Anonim şirket genel kurul kararlarının iptalini isteyebilmek için pay sahibi olmak veya yönetim kurulu üyesi olmak gerekli olup, davacılardan ... ve ...'ün bu sıfatlarının kalmadığı, bu nedenle davalı şirket genel kurul kararı ile yönetim kararının batıl olduğunun tespiti veya iptali konusunda husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, husumet ehliyetinin davanın sonuna kadar bulunmasının ve re'sen gözetilmesinin gerektiği sonucuna varıldığından, davacılardan ... ve ...'ün davalarının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili 25/05/2021 havale tarihli dilekçesinde, herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiğinden, davacılar ... ve ...'ün davalarından dolayı davalı şirket vekili için davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir....

      in de müvekkillerinin haberi olmadan 05/10/2007 tarihinde ortaklar kurulu kararı alarak kendisini müdür olarak atadığını, bu kararda müvekkilinin yerine başkasına imza attırıldığını ve yapılan bu değişikliğin hukuki olmadığını ileri sürerek alınan ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali ile şirkete kayyum atanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının şirket müdürlüğünden haberdar olmasına rağmen davayı 1 yıl sonra açtığını, Olaf dışındaki davacıların da karardan sonra şirkete ortak olduklarını savunarak davanın reddini istemiş, 06/06/2012 tarihli duruşmada davayı kabul etmiştir. Feri müdahil vekili, yargılama sırasında davaya müdahil olarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, kabul nedeniyle davalı şirketin 05/10/2007 tarih ve 2007/04 sayılı ortaklar kurulu kararı ile 08/08/2007 tarihli 2007/1-ek sayılı ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, feri müdahil vekili temyiz etmiştir....

        Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, anonim şirket genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptali ve batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin 11/01/2011 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 4 no’lu bendinde yer alan karar ile yönetim kurulu üyelerinden ... ve ...'...

          Dava; davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan (6) nolu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir....

          Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, iptalini talep ettiği genel kurul kararı ile denetçililik sıfatının kalmadığından davayı denetçi sıfatıyla açamayacağı, genel kurulu çağrıya yönelik yönetim kurulu kararı usulsüz olsa dahi, genel kurulda alınan kararların bu nedenle batıl olduğunun ileri sürülemeyeceği, toplantıda alınan kararların ileri sürülüş biçimine göre batıl olmadığı, davacının tutanağa muhalefet şerhi yazdırmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/2, maddesi, "Genel kurul, anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır....

            Davalı-karşı davacı ... vekili, davacının müdürlük yetkisini kötüye kullanarak şirkete ait işletme ruhsatını ve makineleri sattığını, şirket faaliyetlerini kendisinin engellediğini, bu nedenle fesih davası açamayacağını savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada ise şirkete ait tek mal varlığının 04.08.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile devredildiğini iddia ederek, anılan ortaklar kurulu kararının batıl olduğunun tespitini ve iptalini, davacı-karşı davalının müdürlükten azlini, şirketin zarara uğratılmasından dolayı şimdilik 1.000 TL'nin davacı-karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili, karşı davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı ...'un dava dışı ... Madencilik Ltd. Şti.'nin %50 hisseli ortağı olduklarını, davalı ...'un tek başına aldığı 04.08.2009 tarihli geçersiz ortaklar kurulu kararı ile şirkete ait maden ruhsatı ile makine araç ve gereçlerin davalı şirkete devredildiğini ileri sürerek, ......

              Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; e-mail ve yazışmalardan davacının yönetim kurulu toplantısından haberinin olduğu, 6102 sayılı TTK' de yönetim kurulunun toplantıya çağrılma usulüne dair her hangi bir hüküm bulunmadığı gibi şirket ana sözleşmesinde de düzenleme bulunmadığı, davalı şirketin batıl olduğunun tespiti isteminin 23/11/2016 tarih 08 sayılı yönetim kurulu kararının 3 üyeden 2 sinin katılımı ve 3 yönetim kurulu üyesinden 2 üyenin kabulü ile alındığı, kararın çoğunluk ilkesine uygun olduğu, davalı şirket ana sözleşmesinde yönetim kurulunun üye tam sayısı ile toplantısına ve oybirliği ile karar alınmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, davalı şirketin tüzel kişiliğinin bulunduğu şirket esas sözleşmesinde genel müdürlük ve yönetim kuruluna ilişkin değişiklik yapılmadığı, esas sözleşmenin geçerliği olduğu, alınan kararların paydaşların haklarını etkileyecek bir niteliğe sahip olmadığı gibi yasaya yada esas sözleşmeye aykırı ve yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin...

                İNCELEME VE GEREKÇE Dava, terekedeki payların hukuka aykırı şekilde pay defterine işlenmesine yönelik 06.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararının TTK'nın 391.maddesi uyarınca batıl olduğunun tespiti ile pay defterindeki kaydın düzeltilmesi, talibi ile birlikte, yönetim kurulu kararının yürütmesinin geri bırakılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....

                  tarihli olağan genel kurulunda alınan kararların batıl olduğunun tespitine veya iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu