Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 26.01.2009 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında yönetici seçimiyle ilgili kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile mahkemece yönetici seçilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Dava konusu anataşınmazda (478 ada 1 parsel sayılı) davacının maliki olduğu bağımsız bölüm var ise buna ilişkin tapu kaydı ile anataşınmazdaki bütün bağımsız bölümleri sırasıyla gösteren tapu kayıtlarının ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesinden, 2- 26.01.2009 tarihli kat malikleri kurulu kararının içinde bulunduğu karar defterinin yönetimden istenilerek dosya içerisine konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirketin 30.12.2020 tarih 12 sayılı ve 12.04.2021 tarih 03 sayılı yönetim kurulu kararlarının TTK.'nun 391.maddesi gereğince batıl olduğunun tespiti ile butlanına karar verilmesini talebine ilişkindir. Yönetim kurulu kararlarının batıl olduğu iddiası, batıl yönetim kurulu kararı sebebiyle menfaati zedelenen herkes tarafından ileri sürülebilir. Başka bir ifadeyle yönetim kurulu kararlarının hükümsüzlük sebeplerinin etki alanı içerisinde bulunan ve söz konusu yönetim kurulu kararı sebebiyle menfaatleri zedelenen herkes butlan iddiasını ileri sürebilir. Bu bağlamda davacı ortağın da işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun belirlenmiştir....

      "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davadnce verilen 10/04/2013 tarih ve 2012/828-2013/509 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, ancak ortaklar arasındaki anlaşmazlıktan dolayı davalı şirketin, 05.11.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verildiğini, söz konusu kararınnlandığını, şirketin yönetim kurulunun böyle bir karar alma yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek; davalı şirketin 05.11.2012 tarihli yönetim kurulu kararının kesin hükümsüzlük sebebiyle batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/350 esas sayılı dava dosyasında 19/06/2014 tarihli genel kurul kararının tamamı hakkında talepte bulunulmuş olmakla, yargılama sonucunda verilecek nihai kararla, anılan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun seçimi ile ilgili olarak alınan kararda irdeleneceği ve yönetim kurulunun seçimine ilişkin kararının yok hükmünde sayılıp sayılmayacağının belirleneceği, yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti halinde, seçilen yönetim kurulu tarafından alınan tüm kararlar geçmiş etkili şekilde yok hükmünde sayılacağı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de davacı vekilinin bekletici mesele talebi ilk derece mahkemesince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararı usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu talebine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

          İlk derece mahkemesince, genel kurulda kabul edilen 3,4,5,6 ve 7. maddelerin oylamalarında yasal nisapların sağlandığı, muhalefet şerhi koymayan davacıların, bu maddelere karşı dava açma hakları bulunmadığı, davalı kooperatifin 3130 ortağı bulunduğu, genel kurul toplantı nisabının 783 olduğu, dava konusu genel kurulun yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 8. maddesinin oylamasına 669 ortağın katıldığı, yasaya ve anasözleşmeye aykırı olarak, toplantı nisabı sağlanmadan alınan bu kararın mutlak butlanla batıl olduğu, dava tarihi itibariyle seçilmiş ve faaliyetine devam eden bir yönetim kurulu bulunduğundan, davacıların genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile dava konusu genel kurulun 3,4,5,6 ve 7. maddelerine karşı açılan davanın HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine, 8. maddenin batıl olduğunun tespitine, koşulları oluşmadığından genel kurula çağrı izni verilmesi talebinin reddine, 8 nolu...

            Şirketinin hisselerinin devri ile ilgili sözleşmenin ve devir sonrası alınan ortaklar kurulu kararının yasaya uygun olmadığının tespitine karar verildiği, ancak şirketin davada taraf olmadığı anlaşılmıştır. ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ...E.sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş, davacı tarafından davalı ... şirketine karşı, şirket ortağı olduğunun tespiti istemli dava açıldığı anlaşılmış, eldeki davada davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespiti için bu davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. Mezkur davada mahkemece ... karar sayılı ve 20/04/2017 tarihli karar ile ...'nın davalı ... Şirketinin ortağı olduğunun tespiti istemi reddedilmiş, karar istinaf ve temyiz kanun yollarından geçerek 07/01/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Davada sıfat, davanın tarafı ile dava konusu arasındaki hak ilişkisine dayalı bağdır. Başka ifade ile davada sıfat, maddi hukuktaki alacaklı sıfatı ve borçlu sıfatı ile özdeştir....

              tarih ve 19 numaralı yönetim kurulu kararı ile ihraç kararının ortadan kaldırılarak davacının üyeliğinin devamına karar verildiğini ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunun tespitine, B blok 20 numaralı dairenin davacı adına tahsisine, davacı adına tahsis kararı verilemediği takdirde aidatların eskalasyon değeriyle hesaplanarak ve yıllık %30 faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Bu belirlemelere göre; ilk derece mahkemesince de vurgulandığı üzere, 21/11/2019 tarihli yönetim kurulu kararının butlanla malul olduğunun tespitine dair Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/1154 E. sayılı davada yönetim kurulu kararının butlanına karar verilse dahi, yönetimin yine görevine eski haliyle devam edeceği, TTK'nın 410. maddesine göre şirket yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırabileceği, üç kişiden oluşan davalı şirket yönetim kurulu üyelerinden davacı dışında diğer iki yöneticinin genel kurulu toplantıya çağırma hakkının bulunduğu, davacı dışında iki yöneticinin şirketi genel kurul toplantısına çağırmasında usulsuzluk bulunmadığı, bu nedenle istinaf isteminin reddi gerektiği anlaşılmıştır....

                kararına dayanıp dayanmadığının bir yönetim kurulu kararı var ise TTK’nın 391. maddesine aykırı olması sebebiyle batıl olduğunun tespitine ve iptaline, bir yönetim kurulu kararı yok ise şirket esas sözleşmesine ve TTK’ya aykırı yapılan pay devir işleminin geçersizliğinin ve hükümsüzlüğünün tespiti ile pay devrinin iptaline, davalı ...’a ait hissenin tamamının güncel devir bedelinin belirlenmesi ve depo edilmesi suretiyle müvekkili adına tescili ve pay defterine kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Dava; davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan (6) nolu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu