Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde, annenin, düzensiz, ahlaka aykırı bir yaşamının olmadığını, Mayıs 2019 tarihinde davacının isteği ile davalı ve çocuğun Türkiye'ye geldiğini, bir müddet davacı ile kaldıklarını, sonrasında da annenin, çocuğun baba yanında kalmasına izin verdiğini, annenin 2020 yılı başında hamile olup üzerine de korana virüsü de çıkınca çocuğunu çok sık göremediğini, bunun dışında hiçbir zaman çocuğunu görmemezlik yapmadığını, dosyadaki raporların çocuğun baba yanında kalması velayetin değiştirilmesi için yeterli gerekçeye sahip olmadığını, kararın çocuk için olumsuz sonuç doğuracağını, annenin başka bir çocuğu daha olduğunu, kardeşlerin ayrılmasının doğru olmadığını, yargılama sırasında davalının annesinin Rusya'da olması nedeniyle tanık olarak bildirmediklerini ancak yargılama sırasında Türkiye'ye geldiğini, dinlenmesi için talepte bulunduklarını, mahkemenin bu taleplerini değerlendirmediklerini, sosyal inceleme aşamasında uzmanların yabancı olması nedeniyle...
Davalı- karşı davacı annenin kendi yanında yaşayan ortak çocuğa karşı olumsuz tutum ve davranışlarda bulunduğuna dair inandırıcı deliller de bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığının da ispat edilmediği, çocuğun yaşı itibariyle de anne bakım, şefkatine muhtaç oldukları, hali hazırda anne yanında alıştıkları ortamının bulunduğu, nitekim ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesine yazılan talimat sonucu davalı-karşı davacı yönünden hazırlanan sosyal inceleme raporuna göre; ortak çocuğun tercihinin anne yanında kalmak doğrultusunda olduğu, baba ile uzun süredir hiç konuşmadığını belirttiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, çocuğun üstün yararları gözetildiğinde velayetin, davalı-karşı davacı anneye bırakılması gerekirken, davacı-karşı davalı babaya bırakılması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
dolayı, evlilik birliği içinde kendini aldatan, sürekli başka erkeklerle yazışan, görüşen, uygunsuz fotoğraflarını başka erkeklere gönderebilen bir anneye müşterek çocuğun velayetini vermek istemediğini, davacı annenin sık sık yayla, gezme ya da başka etkinlikleri nedeni ile müşterek çocuğu ihmal ederek ilgilenmediğini, davacı annenin çocuğun eğitimini umursamadan, okul günlerini ve dahası davalı baba ile tesis edilen kişisel ilişki günlerini kapsayacak şekilde şehir dışına gittiğini, çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin icra emri düzenlendiğini, müşterek çocuk ve davacının yaşadığı adrese icra memuru ve rehber öğretmen eşliğinde gidilerek çocuğun adresinde olmadığı ve davalı baba ile kişisel ilişki tesis edilemediğine dair tutanak tutulduğunu, davacı annenin kendi öncelikleri ile çocuğun menfaatlerine zarar verecek biçimde hareket ettiğini, herhangi bir ihtiyacı veya zorunluluğu olmadan keyfi olarak müşterek çocuğu il dışına çıkardığını, okula gitmesini engellediğini...
Bu nedenle ortak çocuğun bizzat ya da istinabe yoluyla eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması (Yargıtay HGK 16.03.2012 tarih E.2011/2-884-K. 2012/197 ile 22.01.2014 tarih E.2013/2-2085-K.2014/30 sayılı kararları) ve gerektiğinde yeniden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller velayetin kaldırılmasını gerektirmemekle birlikte velayetin değiştirilmesi çocuğun yararına olacaksa velayetin değiştirilmesi gerekir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Ana veya baba ile çocuğun yararının çatışması halinde, çocuğun yararı üstün tutulmalıdır (TMK.md. 183,349)....
Dosya arasında bulunan davalı-karşı davacı annenin velayeti istemediğine ilişkin 24.11.2015 tarihli dilekçesi ile babanın temyiz aşamasında ileri sürdüğü annenin çocukla ilgilenmediği ve çocuğu okula göndermediğine ilişkin iddiaları sebebiyle çocuğun üstün yararının belirlenmesi bakımından psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir....
Aile Mahkemesinin 2013/565 Esas, 2014/488 Karar sayılı ilamı ile yaşı küçük İlknur'un velayetinin babadan alınarak anneye verilmesine hükmedildiği, hükmün 07/07/2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki bu dosyada davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı annenin 2009 yılı başlarında ortak haneyi terk ederek gittiğini, bundan sonra çocuğun bakım ve yetiştirilmesi ile ilgilenmediği, hiçbir zaman çocuğu görmediğini, çocuğun 9 senedir davacı babaannesi tarafından bakılıp büyütüldüğünü, küçüğün annesini görse bile tanımayacağını, annenin velayet hakkını kötüyü kullandığını ileri sürerek velayetin kaldırılması için dava açtığı, davalı annenin usulüne uygun tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmada önce açılan davayı kabul etmediğini dile getirerek çocuğunu istediği, sonradan bu talebinden vazgeçtiği, dahili davalı babanın vasisinin açılan davayı kabul ettiği, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne yaşı küçük çocuk İlknur'un velayetinin davalı annesi...
Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK m. 385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "Davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Taha 28.09.2011 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla ortak çocuğun velayeti davalı anneye bırakılmış, karar 19.04.2017 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise, 02.01.2018 tarihinde açılmıştır....
DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Kaldırılması) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı anne Cennet ile dava dışı baba Nadir'in boşandıklarını, ortak çocuk Eylül'ün velayetinin mahkeme kararı ile baba Nadir'e bırakıldığını, ortak çocuk Eylül'ün babası Nadir'in 23/07/2018 tarihinde öldüğünü, çocuğun bu tarihe kadar babası ve kardeşleriyle birlikte yaşadığını, boşanma davasından beri ve halen Eylül ile annesinin hiç görüşmediğini, aralarında anne-çocuk ilişkisinin yaşanmadığını, Eylül'ün davacı abi ile birlikte yaşamak istediğini, anne Cennet'in istikrarsız bir hayat sürdüğünü, bu durumun çocuğun gelişimi yönünden olumsuz olduğunu, çocuğun artık kanuni temsilden yoksun kaldığını, çocuğun annenin velayetine verilmek yerine abisinin vesayetine bırakılmasının çocuğun üstün yararına uygun olacağını, çocuğun uzun süreden beri ve halen davacı abisi ile birlikte yaşadığını ve annesi ile...
Her ne kadar soy bağının kurulması davasının velayetin değiştirilmesi davası yönünden bekletici mesele yapılması gerekmekteyse de; ATK raporuna göre davacının müşterek çocuğun babası çıkması nedeniyle bekletici mesele yapılmaksızın incelenmeye başlandığı, yargılama sırasında uzman raporunun alındığı, uzman raporuna göre çocuğun yaşı ve hali hazırdaki durumda annenin velayet görev ve sorumluluklarını yerine getirdiği gerekçesiyle velayetinin anne de kalması, babasıyla kişisel ilişki kurulmasının uygun olacağının rapor edildiği, mahkememizce taraflarca bildirilen delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, dinlenen tanık beyanlarına göre davalı annenin velayet görev ve sorululuklarını ihmal ettiği sonucuna varılamadığı anlaşılarak, müşterek çocuğun yaşı, uzun zamandır anne ile yaşıyor oluşu, annenin velayet görev ve sorumluluklarını ihmal etmemesi, anne ile çocuk arasında var olan duygusal bağ ve babanın tam olarak kurulu bir düzeninin bulunmaması nedeniyle çocuğun üstün yararı gereği velayetinin...