Mahkemece; "yaşı nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocuk velayet tercihini baba yönünde kullanması ve sosyal inceleme raporunda da velayetin babaya verilmesi yönünde görüş bildirilmesine rağmen, babanın ortak çocuğu kendi ailesinin yanına bıraktığı, bakım ve ihtiyaçlarıyla babanın anne ve babasının ilgilendiği, babanın velayet görevini yerine getirmediği ve annenin velayet görevini yerine getirebilecek yeterliliğe sahip olduğu" gerekçesiyle ortak çocuğun velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılmış ise de; davacı-karşı davalı baba iş bulamadığı için yaşadığı çocuğun ve ailesinin bulunduğu bir süre dönemediğini, sonrasında yerleştiğini beyan etmiş olup, ortak çocuğun velayet konusunda görüşlerine başvurulduğu tarih dikkate alındığında 13.09.2013 günlü beyanı sonrası yaşadığı veya yaşamak istediği ortamı değerlendirmesine imkan verecek, dolayısıyla velayeti konusunda görüşünün yeniden alınmasını gerektirecek ölçüde uzun süre geçtiği de gözetilerek, ortak çocuğun yeniden bizzat ya...
Dosya kapsamına alınan sosyal inceleme raporuna göre, müşterek çocuğun anne ile birlikte yaşadıkları, annenin çocuğun bakımını üstlendiği, her ne kadar müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesini ve babasıyla birlikte yaşamayı istediği yönünde beyanları olsa da müşterek çocuğun anne yanında süre gelen düzenli yaşantısının olduğu, çocuğun alışmış olduğu çevre ve okul düzeninin değişmesinin gelişimi açısından fayda sağlamayacağı, annenin çocuğun okul toplantılarına katılım sağlayarak bakımı ve eğitimi konusunda yeterli düzeyde ilgili olduğunun rapor edildiği, davalı annenin velayet görevini fiilen yerine getirdiği, annenin yaşam şartlarının çocuğun yaşantısına uygun olduğu, annenin velayet görevini kötüye kullandığının ispatlanamadığı, annenin çocukla babanın görüşmesi hususunda destekleyici bir tutum sergilediği anlaşılmakla, davanın reddi yerinde görüldüğünden; davacının istinafının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk 2014 doğumlu İlhami'nin velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden tarafların Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/566 Esas , 2014/449 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocuk İlhami'nin velayetinin davalı anneye verildiği, kararın 18.08.2014 tarihinde kesinleştiği her iki tarafın 2. Evliliklerini yaptıkları, ortak çocuğun fiili olarak anne yanında kaldığı anlaşılmıştır. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocukların velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
alkol kullandığını, kızı ile de alkol almak istediğini söylediğini, çocuğun alerji sorunu olduğunu buna rağmen davacının evde evcil hayvanla çocuğun vakit geçirmesini sağladığını, çocuğun polene de alerjisi olduğunu, buna rağmen çocuğu pikniğe götürdüğünü, davacının davasının haksız olduğunu, ortak velayet için tarafların istekli olmalarının gerektiğini, davacının davranışlarından ötürü ortak velayetin çocuğa fayda sağlamayacağından ortak velayeti istemediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
alkol kullandığını, kızı ile de alkol almak istediğini söylediğini, çocuğun alerji sorunu olduğunu buna rağmen davacının evde evcil hayvanla çocuğun vakit geçirmesini sağladığını, çocuğun polene de alerjisi olduğunu, buna rağmen çocuğu pikniğe götürdüğünü, davacının davasının haksız olduğunu, ortak velayet için tarafların istekli olmalarının gerektiğini, davacının davranışlarından ötürü ortak velayetin çocuğa fayda sağlamayacağından ortak velayeti istemediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Toplanan delillerden; davacı babanın, davalı anneye karşı kasten yaralama suçundan özgürlüğü bağlayıcı ceza ile mahkum olduğu, kararın kesinleşmesi üzerine hükmün infazına başlanıp hükümlü hale geldiği ve bu sebeple kısıtlanıp kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Davalı babanın velayet görevini yerine getiremeyeceği gerçekleşmiştir. Tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede de; velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir husus tespit edilememiştir. Annenin diğer müşterek çocuk .... kaldığı, ekonomik ve sosyal yönden düzenli yaşam koşullarına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Velayette asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Babanın velayet görevini gereği gibi yerine getiremeyeceğinin sabit olduğuna, annenin de bu görevi yapabilecek durumda olmasına göre; çocuğun da kardeşlik duygusunu yaşamadaki yararı gözetildiğinde, velayetin annede kalmasında üstün yararı bulunmaktadır....
Uzman tarafından hazırlanan raporda da davacı annenin müşterek çocuğun bakım ve sorumluluğunu üstlenme konusunda yeterli motivasyona sahip olmadığı belirtilmiş, tanıklar da davacı annenin fuhuş yaptığını ve madde kullandığını beyan etmişlerdir. Bu nedenlerle davacı annenin de velayet görevini üstlenecek yeterlilikte olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; velayetin Türk Medeni Kanununun 348/1. maddesi gereği anne ve babadan kaldırılarak, çocuğa vasi atanmak üzere sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulmasına (TMK.md. 404/2) karar vermek gerekirken, davanın reddi şeklinde hüküm kurulması hatalı olmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.10.2015(Çrş.)...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, tarafların Ankara 1 Aile Mahkemesi'nin 21/10/2009 tarih, 2009/971 Esas, 2009/1289 Karar sayılı kararıyla boşandıkları, müşterek çocukları 2007 doğumlu Emine Özce'nin velayetinin davalı anneye verildiği, davacının velayetin değiştirilmesi hususunda isteğinin asıl olarak davalının yeniden evlenmiş olmasına dayandığı, velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesinin, velâyetin değiştirilmesi için yeterli bir sebep olmadığı gibi velayet hakkı sahibi davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği yahut ihmal ettiğine dair dosyaya yansıyan bir delilin de bulunmadığı, alınan uzman raporunda da velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durumun tespit edilmediği görülmekle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özet ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanma kararı ile müşterek çocuğun velayet hakkının, annenin durumunun gelirinin olmaması, ailesinin yanında kalacak olması nedeni ile babaya verildiğini, TMK 183 maddesinde düzenlenen velayetin anneye verilerek değiştirilmesi şartlarının oluştuğunu, davalı babanın yeniden evlendiğini, yeniden evlenmesinin velayet hakkınn değiştirilmesi nedeni olduğunu, davalının yeni eşinin de çocuğu olduğunu, davalının müşterek çocuk ile ilgilenmediğini, davalının yoğun çalıştığını, çocuğa babaannenin baktığını, onun evinde kaldığını, müşterek çocuğun anne yanında kalmasının müşterek çocuğun üstün yararına olduğunu, annenin bakım ve sevgisine muhtaç olduğunu, karar gerekçesinin hatalı olduğunu, müşterek çocuğun idrak çağında olduğunu, beyanının alınmasının gerektiği, müşterek çocuğun baba ve yakınlarından etkilendiğini, SİR raporundaki beyanına itibar edilemeyeceği, karar gerekçesine itibar...