O halde, davalı erkeğin dava tarihinden önce ortak konuttan ayrıldığı sabit olup kadının ispat külfetini yerine getirdiği kabul edilmelidir. Evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülük doğrultusunda hayatın olağan akışına uygun olan eşlerin birlikte yaşamalarıdır. Bu durumda evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüğe ve hayatın olağan akışına aykırı davranarak ortak konuttan ayrılan ve ayrılığa sebebiyet veren davalı erkek ortak konuttan ayrılmasının haklı sebebe veya sebeplere dayandığını ispatla yükümlüdür. Bu bakımdan ispat yükü yer değiştirmiş olup davacı üzerinde bulunan ispat külfeti davalıya geçmiştir. Mahkemece bu yön gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davacı kadının davasının kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru olmadığından, kadının istinaf başvurusunun kabulü gerekmektedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1911 KARAR NO : 2021/1915 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞEFAATLİ ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 14/06/2021 NUMARASI : 2019/41 ESAS, 2021/64 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalının 1985 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, tarafların müşterek üç çocukları bulunduğunu, müvekkil ile davalı evlilikleri boyunca birçok problem yaşamış ve sürekli anlaşmazlıklar yaşadıklarını, müvekkil ile davalı 10 yıldır fiili olarak ayrı olarak yaşamakta olduklarını, fiili olarak son bulmuş bu evliliğin kağıt üzerinde...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1097 KARAR NO : 2021/1124 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YUSUFELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2020/218 ESAS - 2021/322 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (Ortak Hayatın Yeniden Kurulamaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2016/15 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığında davanın feragat nedeniyle reddedildiğini ve kararın 13/03/2017 tarihinde kesinleştiğini, o tarihten bu yana tarafların biraraya gelmediklerini, ortak hayatın yeniden kurulamadığını, ortak hayatın yeniden kurulamamasında davalı tarafın kusurlu olduğunu belirterek, TMK 166/4 maddesi gereğince tarafların boşanmalarına...
Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda boşanma kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gereklerinin yerine getirilmediğinin kabulü gerekir. Mahkemece, boşanma yönünden kararın kesinleştiğinden bahisle bozma sonrası verilen 02.03.2018 tarihli ikinci kararda boşanmaya ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.05.2019 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı (koca)'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti davacı anneye verilen ortak çocuklar ... ve ... ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilin davalıya karşı Osmaniye Aile Mahkemesinde 2011/207 Esas 2012/198 Karar sayılı boşanma davası açtığını, mahkemenin davanın reddine karar verdiğini, kararın kesinleştiğini, huzurdaki davanın eylemli ayrılık bebeyile boşanma davası olduğunu, eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davasında ortak hayatın yeniden kurulmuş sayılmadığı durumların, çocuklar için bir araya gelmek, bir konuyu görüüşmek için bir araya gelmek, zorunluluk sebebiyle bir araya gelmek, diğer sebeplerle bir araya gelmek olduğunu, tarafların geçtiğimiz dini bayramda bir araya geldiğini bu durumun ortak hayatın yeniden kurulmuş sayıladığı durumlardan olmadığını, zaten tarafların aynı bahçenini içinde ikamet etmekte olup dini bayramlarda zorunluluk olmadığı halde bir araya geldiklerini, özellike davacı tarafın dini bayramda kurban edilmek üzere bir adet hayvan getirdiğini, bayramı eşiyle birlikte geçirdiğini, kurbanı birlikte...
Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; ortak çocuk yararına aylık 200-TL iştirak nafakasına ve hükmedilen nafakanın her yıl %5 oranında artırılmasına hükmedilmiştir. İlk hükümde ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarı ve artış talebi hakkında karar verilmemesi davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktar ve artış hükmü kurulmaması yönlerinden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde ortak çocuk yararına aylık 200 TL iştirak nafakasına ve hükmedilen nafakanın her yıl %5 oranında artırılmasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına gerekçede yer alan açıklamalara göre tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiğinin anlaşılmasına, hüküm fıkrasında bu madde yerine aynı kanunun 166/1. maddesinin gösterilmesinin maddi yanılgı sonucu olup bu hususun mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece "Tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesinde yer alan üç yıllık fiili ayrılık süresinde ortak hayatın yeniden kurulmadığı" gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiş, “Davalı kadının ortak...
Davalı temsilcisi, davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle değil ortaklık şartı olan "kooperatif amacına uygun motorlu taşıt bulundurmak" şartını kaybettiği için ihraç edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Somut olayda, taraflar ayrı yaşamakta, ortak çocuk Mehmet, davacı kadın yanında kalmaktadır. Davacı ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlayamasa dahi yanında bulunan ortak çocuk için nafaka talep edebilir. Davalı, ortak çocuk Mehmet'in kendisini dövdüğünü iddia etse de görgüye dayalı tanık beyanı bulunmamaktadır. Mahkemece, yukarıda anılan TMK'nın ilgili maddeleri çerçevesinde davacı kadın yanında kalan ortak çocuk yararına tarafların ekonomik, sosyal ve mali durumları ile ortak çocuğun ihtiyaçları da gözönünde bulundurularak TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken ortak çocuk yönünden de davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....