WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 22 yıllık evli olduklarını, bu evliliklerinden iki çocukları bulunduğunu, müvekkili ile davalı eş arasında evliliklerinin ilk zamanlarında başlayan anlaşmazlıkların günden güne artarak devam ettiğini, davalının olumsuz tutum ve davranışlarının aile birliğini çekilmez hale getirdiğini, eşler arasında derin görüş ayrılıkları ve ruhi uyumsuzluğun olduğunu, davalı eşin evlilik birliğinin taraflara yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, Tokat Aile Mahkemesi'nin 2012/612 Esas sırasında boşanma davası açtıklarını, davanın reddine karar verildiğini, red kararından sonra tarafların tekrar bir araya gelme iradeleri olmadığını belirterek; tarafların boşanmalarına, küçük Hayriye Tekin'in velayetinin davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin...

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (TMK m. 166/4). Türk Medeni Kanununun 166/4 maddesine dayalı olarak açılan davada boşanmaya karar verilebilmesi için; davacı tarafın, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleştiğini ve bu kesinleşme tarihinden başlayarak üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunu kanıtlaması gerekli ve yeterli olup; davalının kusurunun kanıtlanması gerekmez. Tarafların kusur durumu; boşanma kararı için değil; boşanmanın fer'i (eki) olan yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) ile maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri bakımından değer taşır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti babaya verilen ortak çocukla anne arasında kurulan kişisel ilişki annelik duygusunun tatminini sağlayacak yeterlikte olmadığı gibi; yılda üç kez kişisel ilişki, çocuğun sağlıklı gelişimi bakımından da uygun değildir. Mahkemece yeterli kişisel ilişki kurulmaması bozmayı gerektirir ise de; bu husus yeniden yargılama yapılamasını gerektirmediğinden; hükmün kişisel ilişkiye yönelik bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....

      Ne var ki, yargılama sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar taşınmaz üzerinde bulunan eski evin yıkıldığını, yeni evin davalı ... tarafından yeniden yaptırıldığını bildirdiklerine göre, muhdesat yönünden olumlu–olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olup davalı ...’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 94,20 TL harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 05.07.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Bu sebeple yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

          Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fili ayrılık sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan boşanma davasının reddine karar verilmiş ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Davacı tarafından daha önce açılıp reddedilen davanın kesinleştiği tarihten sonra, bu davanın açıldığı tarihe kadar, üç yıldan fazla bir süre geçtiği görülmektedir. Davalı da önceki kararın kesinleşmesinden sonra davacı ile bir araya gelmediklerini, ortak hayatın kurulamadığını kabul etmiştir. O halde, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucunda yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir." Dosya incelendiğinde; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere sadakat yükümlülüğünü ihlal eden ve maddi yükümlülüklerini yerine getirmeyen koca birliğin sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurludur. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun 170. maddesi uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması gerekmektedir. Eldeki davada, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali toplanan delillerle kanıtlanamamıştır. Bu itibarla mahkeminin davanın reddi kararı usul ve yasaya uygundur. Açıklanan sebeplerle davacı kadının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının çelişkili ve hayatın olağan akışına aykırı beyanlar olduğunu, erkeğin kusurunun kanıtlanamamış olması nedeniyle kadının davasının ve tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini ve kadının aile şirketinde çalıştığını ve yoksulluğa düşmediğini belirterek; hükmün tamamı yönünden temyize başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak ve ortak hayatın devamına imkân vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı ve buna bağlı olarak davanın ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulünün doğru olup olmadığı, doğru ise miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Özel hayatın gizliliğini ihlal etme HÜKÜMLER : Kamu davasının düşürülmesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la değişik 14. ve eklenen geçici 13. maddeleri uyarınca; bir dairenin bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderdiği ve kendi görev alanına girmeyen bir suça yeniden bakma zorunluluğu bu suçun dairenin temyiz inceleme görevine giren bir suç ile birlikte gelmesi durumunda söz konusu olacağı, yerel mahkemece kurulan hükmün Dairemizce bozulmasına karar verilmiş ise de, bozmaya uyularak kurulan ve temyize konu olan özel hayatın gizliliğini ihlal etmek suçundan verilen hükme, Tebliğname tarihi, temyizin kapsamına ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.01.2022 gün ve 2022/1 sayılı kararının Ceza Daireleri İşbölümüne ilişkin ortak hükümlerin 6. fıkrası uyarınca, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek (12.)...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbiren Velayet-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı olarak davacı ve tarafların ortak çocukları yararına mahkemece hükmolunan tedbir nafakalarının dava tarihinden itibaren hüküm doğuracağının tabi bulunmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesi ile kendisi ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakası (TMK m.197) ile birlikte ortak çocukların velayetlerinin tedbiren kendisine verilmesini de (TMK m.336/2) talep ettiği halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir...

                  UYAP Entegrasyonu