Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece her iki dava ekleri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, karşılıklı boşanma davaları bakımından kararın kesinleştiğinden bahisle boşanmaya ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.11.2018(Pzt.)...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında ... 1.Aile Mahkemesinin 2015/103 Esas, 2017/75 Karar sayılı boşanma davasının reddine karar verildiği, bu kararın 12.04.2017 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden bu yana tanıkların yeminli beyanlarıyla sabit olduğu şekilde tarafların bir araya gelmedikleri, taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulamadığı, bu haliyle taraflar arasındaki evliliğin temelden sarsıldığı anlaşılarak davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyet yönünden yapılan değerlendirmede ise ortak çocuğun duruşmada dinlendiği ancak sorulan soruları anlayamadığı, uzman bilirkişi raporundaki tespitler, çocuğun rahatsızlığı ve uzun süredir anne yanında yaşıyor olması nedenleri ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00TL tedbir nafakasına,...

      Mahkemece, bu durum gözetilmeden kesinleşen boşanma, velayet, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakaları, tazminatlar, yoksulluk nafakası ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, velayeti davacı anneye verilen ortak çocuk 2013 doğumlu ... ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki uzun olup küçüğün yaşı itibarıyla bedeni ve fikri gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceğinden, daha uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, ayrıca taraflarca özellikle talep edilmediği halde günümüzdeki ulaşım kolaylıkları da dikkate alındığından ayrı şehir, aynı şehir ayrımı yapılması da doğru görülmemiştir. Ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/12/2020 NUMARASI : 2020/181 ESAS 2020/1297 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının para hesabı yaptığını, gereksiz bir çok şeyi biriktirdiğini, feragat edilen dosyadan sonra tekrar bir araya gelmediklerini, 3 yıllık fili ayrılık süresinin geçtiğini, tüm bu nedenlerle tarafların TMK'nun 166/ son maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı olarak değil, daha önce verilmiş bulunan "tarafların bir yıl süreyle ayrılıklarına" ilişkin karara dayalı olarak ayrılık süresinde ve sonrasında ortak hayatın kurulamamış olması sebebiyle (TMK m. 172/2) verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık...

          GEREKÇE: Dava; TMK'nun 166/son maddesine dayalı ortak hayatın yeniden kurulmaması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davacı erkek istinaf itirazında bulunmamış, davalı kadın boşanma, kusur belirlemesi, boşanma hükmüne bağlı olan yargılama gideri ve vekalet ücretini istinaf kapsamı dışında bıraktığından, hüküm anılan yönlerden usulen kesinleşmiştir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Davalı kadın süresinde olmayan cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat ile aylık 1.000,00 TL nafaka talebinde bulunmuş, davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde 1.000,00 TL nafakanın tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin olduğunu belirtmiştir....

          "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkek tarafından açılıp ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasının 1.06.2010 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın erkek tarafından 10.3.2014 tarihinde açıldığı, toplanan tüm delillerden reddedilip kesinleşen davadan sonra tarafların ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulmadığı, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu belirlemeler karşısında davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

            Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların kesinleşen önceki ret kararından sonra ortak hayatı yeniden kurmak amacına yönelik olarak bir araya gelmedikleri gibi ortak hayatın yeniden kurulduğu iddia edilmemektedir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşulları oluşmuştur. Davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.03.2016 (Salı)...

              çocuk İrem ile davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 4- Boşanmanın eki niteliğinde bulunan Türk Medeni Kanununun 174/1-2....

                Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı davacı erkek tarafından açılan birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-davacı erkek, birleşen davasında boşanma yanında ortak ve şahsi eşyaların taksimine karar verilmesini de talep etmiştir. Davalı-davacının bu talebi boşanma davasının eki sayılmadığından ayrıca nispi harca tabidir. Davalı-davacı erkek tarafından başvurma harcı yatırılmıştır. Başvuru harcı dava dilekçesindeki tüm talepleri kapsar. O halde mahkemece, davalı-davacı erkeğin eşya talebiyle ilgili olarak talep ettiği eşyaların ve değerlerinin açıklattırılması, bu değer üzerinden nispi harçların tamamlattırılması ( Harçlar Kanunu md. 30 - 32 ), tamamlandığı takdirde, taleple ilgili olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurulmaması bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu