WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını yasada öngörülen ( TMK md. 324/1) yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer sebepler varsa hakim tarafından kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md. 324/2). Davalının, 1997 doğumlu ortak çocuğa cinsel istismar içeren eylemi nedeniyle yargılandığı ve ceza aldığı, bu durumda kişisel ilişki sebebiyle ortak çocukların huzurunun ciddi olarak tehlikeye gireceği, davalının bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığı nazara alındığında, 2013 doğumlu ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmaması da isabetli olup davalının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/02/2023 NUMARASI : 2021/520ESAS, 2023/67 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 30/09/2009 evlendiğini, müşterek 1 tane çocuklarının bulunduğunu, Sorgun 1. Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesi'nin 2015/66 E. 2015/478 K....

Dosya kapsamından, tarafların fiili ayrılık süresinde ve kararın kesinleşmesinden itibaren yeniden bir araya gelmedikleri, ortak hayatın bir daha kurulmadığı, fiili ayrılık döneminde davalı karşı davacı kadının herhangi bir kusurunun varlığının iddia ve ispat edilemediği sabittir. Reddedilerek kesinleşen davadan önce gerçekleştiği iddia edilen kusurlu davranışlar bu davada inceleme konusu yapılamaz. TMK'nun 166/son maddesi uyarınca açılan davalarda tarafların kusurlu olup olmamasının bir önemi bulunmayıp, önceki reddedilen kararın kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl içerisinde ortak hayatın yeniden kurulmaması yeterli olup, davacı karşı davalı erkeğin davasında da TMK'nun 166/son maddesi koşulları oluştuğundan, mahkemece asıl davanın kabulüne ve davacı karşı davalı erkek lehine vekalet ücreti takdiri ile asıl davada yapılan yargılama giderlerinin davalı karşı davacı kadından tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

Velayet kendisine verilmeyen taraf ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişki de çocukların üstün yararı yanında analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir. Davalı baba ile ortak çocuk Melisa arasında kişisel ilişki tesis edilirken sadece iki haftada bir ve bayramlar dikkate alınarak yaz tatilinde ve yarı yıl tatilinde kişisel ilişki kurulmaması babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....

    Baskı Sh111 Dr Muhsen Abdulkader Saleh) bu zarar nedeniyle ortak hayatın yeniden kurulamaması gerekmektedir. Zarar sadece fiziksel şiddet olarak değil, eşi küçümsemek ve aşağılamak şeklinde de olabilir....

    , kesinleşen yönler hakkında yeniden hüküm kurulmamıştır....

      Tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra biraraya geldiklerini ve ortak yaşamın yeniden kurulduğunu ispat yükü davalı kadındadır. Dosya kapsamındaki tanık beyanları, sosyal inceleme raporu ve diğer delillerin tetkikinden davacı erkeğin ayrı bir yerleşim yerinin olduğu, tarafların ayrı evlerde yaşadıkları, davacı erkeğin özellikle cumartesi günleri olmak üzere izin günlerinde ortak çocuklarla zaman geçirmek için davalı kadının evine geldiği, davalı kadının 13/02/2017 tarihli sosyal inceleme raporundaki beyanlarında çalışmadığını ve davacıdan aldığı nafaka ve davacının ortak çocuklarla eve gelirken yaptığı alışverişlerle geçimlerini sağladığını beyan etmesinden de anlaşıldığı üzere, davacı erkeğin kadına daha öncesinde hükmedilen nafakaları ödemeye devam ettiği anlaşılmış olup, taraflar arasındaki ortak yaşamın yeniden kurulduğu ispatlanamamıştır....

        Aile Mahkemesinin 2014/207 esas, 2014/709 karar sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, bu kararın 26/04/2018 tarihinde kesinleştiğini, tarafların geçen bu 3 yılda ortak hayatın yeniden kurmalarının mümkün olmadığını belirterek, ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları değerlendirildiğinde; tarafların 16/09/1999 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 2 müşterek çocuklarının olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından açılan dava, TMK 166/4 maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması (fiili ayrılık) nedenine dayalı boşanma davası olup, İstanbul 5....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece; "Tarafların ailelerinin etkisi altında kalmalarından dolayı her iki tarafda kusurlu olsa da, aralarındaki geçimsizliğin sebebi, küçük çocuklarının olması, tarafların evlilik süreleri ve yine her iki tarafın ortak çocuğu görme çabası sebebiyle, yeniden bir araya gelebilecekleri" gerekçesiyle Türk Medeni Kanunu'nun 171. maddesi gereği ayrılık kararı verilmiştir....

          İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kendi tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmaması, yoksulluk nafakası ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesinin gerekçeli kararında da davalı erkeğin talebine uygun istinaf sınırlaması yapılmıştır. Davalı erkeğin ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kendi tedbir nafakası talebi hakkında istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesinde; istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık görülen haller dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir....

            UYAP Entegrasyonu