Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4.Aile Mahkemesince davanın "kabulüne" dair verilen 26.02.2008 gün ve 2007/1005 Esas, 2008/182 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 25.05.2009 gün ve 2008/7984 E., 2009/9826 K. sayılı ilamı ile; (...Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması gerekir. Dinlenen tanık sözlerinden, boşanma davasından sonra da tarafların aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmaktadır. Bu hal, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, ortak hayatın sürdürülmesinin fiilen mümkün olduğunu göstermektedir. O halde, davanın reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır...)...

    TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4.Aile Mahkemesince davanın "kabulüne" dair verilen 26.02.2008 gün ve 2007/1005 Esas, 2008/182 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 25.05.2009 gün ve 2008/7984 E., 2009/9826 K. sayılı ilamı ile; (...Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması gerekir. Dinlenen tanık sözlerinden, boşanma davasından sonra da tarafların aynı evde birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmaktadır. Bu hal, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, ortak hayatın sürdürülmesinin fiilen mümkün olduğunu göstermektedir. O halde, davanın reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır...)...

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Hükümler : 1- Sanık ...'in mağdur ...'e yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan: TCK'nın 134/1-2, 62/1, 53/1, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet 2- Sanık ...'nun mağdur ...'ya yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan: TCK'nın 134/1-2, 62/1, 53/1, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet 3- Sanık ...'nun mağdur ...'e yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan: TCK'nın 134/1-2, 62/1, 53/1, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet 4- Sanık ...'ın mağdur ...'ya yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan: TCK'nın 134/1-2, 62/1, 53/1, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet 5- Sanık ...'ın mağdur ...'...

        Sitesi kat malikleri kurulunda 02/08/2009 tarihinde, site hesabından ayrı olarak, kuruluş ve işletme masrafları faydalananlardan karşılanmak üzere bloklar için ayrı ayrı fer'i şartlara uygun asansör yapılmasına olanak sağlamak üzere mevcudun oy birliği ile karar alındığını,.... bağlantılı ortak merdivenlerinin sahanlığına 2011 yılında asansör tesis edildiğini, asansöre kilit kart sistemi takılmak suretiyle, bir kaç malik dışındaki diğer kat maliklerinin asansörü kullanmalarının engellendiğini, böylelikle ortak yer ve tesislerin işgal edilerek özel mülkiyet ilan edildiğini, davalı site yöneticiliğine ihtarname gönderilerek, asansörden faydalanabilmek için anahtarın derhal ortak tesisten faydalanabilecek her kat malikine teslim edilmesinin ihtar edildiğini beyan ederek, netice olarak ortak yere yapılan asansörün yapım ve maliyet bedelinin tespitine, asansörden faydalanabilecek G ve H bloklardaki her bir kat malikinin ödemesi gereken bedelin tespit edilmesine, ortak tesis olan asansöre akıllı...

          sebebiyle bozulmuş, sair yönlerden onanarak kesinleşmiştir....

            Mahkemece, davanın feragat sebebiyle reddine, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. Dairemizin 26.04.2011 tarihli ilamıyla "davalı Hazine yararına avukatlık ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, davanın feragat sebebiyle reddine, davalı Hazine lehine 1.100,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir....

              TMK'nın 166/son maddesine göre "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir."...

              Ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin okul ve mesai günü olan pazartesi sap 18:00'e kadar belirlenmesi, ortak çocuğun eğitimini engelleyecek nitelikte olacağı ve davalı-karşı davacı babanın çalışma günü olması sebebiyle kişisel ilişkinin tesisini zorlaştıracağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır. 4-Dava, 12.08.2014 tarihinde açılmış, tarafların ortak çocuğu ... ise dava açıldıktan sonra 13.12.2014 tarihinde doğmuştur. Ortak çocuk için belirlenen tedbir nafakası yükümlülüğünün çocuğun doğumundan sonra başlayacağı gözetilmeden yazılı şekilde ortak çocuk için dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 5-İlk derece mahkemesinin 18.02.2015 tarihli, 2014/195 esas ve 2015/29 karar sayılı kararı ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından münhasıran reddedilen kendi davası yönünden temyiz yasa yoluna başvurulmuştur....

                Mahkemece ihtarname masrafı hakkında hüküm kurulmaması hatalıdır. 4- Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece, erkeğe izafe edilen hakaret, şiddet ve evden kovma vakıalarına ilişkin tanık beyanlarının uzunca süre önce yaşanmış olan ve tarafların evliliklerine devam ederek hoşgörü ile karşılamış olduğu olaya ilişkin olduğu, affedilen veya en azından hoşgörü ile karşılanan olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, yine, Mahkemece erkeğe izafe edilen "hastalıkla ilgilenmeme" olayının da 2014 yılında olduğu, dava dilekçesindeki anlatıma göre, bu olaydan sonra da ortak hayatın yeniden kurulduğu, davalı-davacı kadının 2016 yılında ortak çocuk Nilgün'ün boşanmasını ileri sürerek ortak konuttan ayrıldığı, bu tarihten sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığı; davalı-davacı kadının, eşine yönelik "Allah belasını versin, sürüm sürüm sürünsün, ciğerinden yansın" şeklinde beddua içerikli sözler söylediği, gerçekleşen bu durumda evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-davacı...

                    UYAP Entegrasyonu