KARAR DÜZELTME TALEBİNDE BULUNANIN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarelerince yapılan personel planlamaları neticesinde davacının zorunlu ikinci bölge ikinci görev sırası geldiğinden tercihleri arasında ikinci sırada yer verdiği Hakkari iline atandığı, annesinin sağlık mazeretinin 2. bölge görevine atanmasına engel teşkil etmeyeceği, tebligat alan her personelin atamasının yapılamayacağı, ikinci bölge görev sırası gelen bir kısım personelin atamalarının Yönetmelik hükümleri uyarınca halen yürüttükleri görevler sebebiyle, eşinin görevi veya personel istihdam planlamaları sebebiyle ertelenmesinin hizmetin ve olağan hayatın bir gereği olduğu ileri sürülerek, Danıştay Beşinci Dairesi'nce verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ... DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....
Ancak; Yapılan yargılama giderlerinin, sanıktan payı oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken diğer sanıklarla birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 326/2. maddesine aykırı davranılması, birlikte suç işleyen sanıklar hakkında ortak yapılan yargılama giderlerinin, payları oranında alınmasına karar verilmesi halinde sanığın payına düşen 16,94 TL'nin CMK'nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek, terkin edilecek miktar olan 20,00 TL'nin altında kaldığının anlaşılması karşısında, hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından zina hukuksal sebebine dayalı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması, velayet, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönünden, davalı kadın tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere, delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine ve özellikle mahkemece yapılan ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası olarak belirlendiğinin ve duruşmada hazır bulunan davacı yanca bu konuda bir itiraz yapılmadığının yargılamanın ön incelemede belirlenen uyuşmazlık üzerinden devam edeceğinin tabii bulunmasına göre, davalı kadının tüm, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı...
İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen çocuk ile baba arasında sadece Ramazan Bayramında kişisel ilişki kurularak Kurban Bayramında kurulmaması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
Yasalarla korunduğu dikkate alındığında, konutların içerisinde, dört duvar arasında yaşananların özel hayatın bir parçası olduğuna dair herhangi bir tereddüt yoktur… Katılan ve arkadaşı, müşteki sanık ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, "Tarafların ilk boşanma davasının red ile sonuçlanması sonrasında kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmesine rağmen bir araya gelemedikleri ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı, davacı-karşı davalının TMK 166/4 maddesi kapsamında ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle açılan boşanma davasının yasal koşullarının oluştuğu, davacı-karşı davalının yurtdışında oturma izni alabilmesi için boşandıkları ve davacı-karşı davalının yabancı bir bayanla evlendiği, davacı-karşı davalı oturma izni alıp yurtdışına yerleştikten sonra 16.01.2006 tarihinde yeniden evlendikleri, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıyı yurtdışına yanına alacağını söylediği ancak tanık beyanlarına göre davalı-karşı davacıyı oyaladığı, yanına yurtdışına götürmediği "götürmeyeceğim sen benim bokumu yersen götürürüm" dediği, bu süreçte maddi destekte bulunmadığı gibi yurtdışında başka bir bayanla yaşamaya başladığı, Türkiye'ye geldiği zamanlarda davalı-karşı...
İradi olmayan davranışlar ve olaylar da, evlilik birliğini ortak hayatın devamına imkan bırakmayacak derecede temelinden sarsabilir. Bu bakımdan işin esası incelenmelidir. Davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddi doğru bulunmamıştır. Açıklanan sebeple sayın çoğunluğun onama kararına iştirak edemiyoruz. 29.9.2015...
TMK.nun 197. maddesine göre: "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa, hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır.Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yasamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerinde de yukarıdaki istemlerde bulunabilir." Somut olayda davacı, ayrı yaşamakta haklılık olgusuna dayalı olarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş ve bu iddiasını tanık beyanları ile de kanıtlamıştır....
velâyet konusundaki talebinin ise adından da anlaşılacağı üzere bir tür ortaklık durumunun olduğu, birlikte velâyetin özünü, ebeveynlerin çocuğa ilişkin önemli konulardaki kararları beraber vermelerini oluşturduğu, bu ortaklığın, velâyet altındaki çocuğun anne ve babasının, velâyet hak ve yetkileri kapsamına giren konularda birlikte ve ortak karar almaları durumunu ifade ettiği, ortak çocuğun davalı annenin ikinci evliliğini yapması sebebiyle yurt dışına götürüleceği, yurt dışında yaşaması halinde davacı baba ile ilişkilerinin olumsuz etkileneceği, davalı kadının çalışmaması ve ikinci evliliğini yapması sebebiyle çocukla ilgili kararlarda yetersiz kalabileceği, çocuğun yurt dışına kaçırılması olaylarının sıkça yaşandığı ülkemizde çocuğun farazi düşüncesinin de babası ile ... süre ayrı kalmamak ve kendisi hakkında verilen yetkileri annesi ve babasının birlikte kullanmasını istemek şeklinde olabileceği kanaati ile çocuk Muhammed Celil'in ortak velâyetinin davalı anne yanında kalmak suretiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak mirasbırakan ...’un malik olduğu taşınmazların davalılar tarafından mirasbırakanın ölümünden beri kullanıldığını, payına düşen bedelin ödenmediğini ileri sürerek dava tarihinden geriye 5 yıllık dönem için ecrimisil isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın temyizi üzerine Dairece; “…dava konusu 144 ada 27 parsel sayılı taşınmazın ortak mirasbırakan adına kayıtlı olduğu ve davacının bu taşınmazda miras payı oranında hak sahibi olduğu gözetilmeden anılan taşınmazın tamamı için belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınmış olması isabetsizdir....