Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kişisel ilişki yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, nafaka, ortak çocuk Muammer ile kişisel ilişki kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Ortak çocukların davalı annede ve babada olan velayetlerinin kaldırıldığı ve vasi atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine ihbar yapıldığı halde, davalı anne ve baba ile küçükler arasında kişisel ilişki kurulmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece maddi tazminat talebinin, atiye terk edilmesi sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına; davacı eş için 60.000,00TL manevi, davacı iki çocuktan her biri için ise 40.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir. 1-Temyizin kapsam ve nedenleri dikkate alındığında, manevi tazminat miktarının takdirine ilişkin karar isabetlidir. Ancak dava dilekçesinde talep bulunmasına rağmen faiz konusunda hüküm kurulmaması hatalıdır. Sigortacının temerrüde düştüğü hallerde faiz başlangıç günü temerrüt tarihi olup, hak sahiplerinin sigortacıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğü kanıtlanamaz ise sigortacının faiz yükümlülüğü dava tarihinden başlar. Sigorta şirketi yönünden bu ayırımın da dikkate alınmasıyla birlikte davalılar yönünden faize hükmedilmesi gerekir....
. - 2015/18470 K. sayılı ilamı ile "634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 3. maddesi hükmüne göre; "kat mülkiyeti, bu mülkiyete konu olan anayapının bağımsız bölümlerinden her birine kat irtifakının kurulduğu tarihteki, doğrudan doğruya kat mülkiyetine geçilme halinde ise, bu tarihteki değeri ile oranlı olarak tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibi, arsa payının düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir." Kanun gereğince; arsa payı düzenlemesinin yeniden yapılabilmesinin ilk şartı, arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleriyle oransız olarak belirlenmiş olmasıdır. Bu hususa dayalı istemlerde mahkeme tüm kanıtları değerlendirerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payını karşılaştırıp denklik sağlanmaya çalışmalıdır....
Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, İzmir İlinde imam-hatip olarak görev yaptığı dönem ile Nürnberg'te din hizmetleri ataşesi olarak görev yaptığı dönemde gerçekleştirdiği eylemleri sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki ortak nitelik şartını kaybettiğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98.maddesinin b bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin ... tarih ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların resmi nikah kıyarak ortak hayatın kurulmasını düğün sonrasına erteledikleri ancak düğün alış verişi sırasında meydana gelen olaylar sonrası düğünün yapılamadığı ve ortak hayatın kurulamadığı, ortak hayatın kurulamamasının, tarafların birbirlerini yeterince tanımadan bir araya gelmeleri, birbirlerinin istek ve düşüncelerine karşılıklı olarak yeterince değer vermemeleri ve nihayetinde her iki tarafın ailelerinin tarafların ortak hayatı tesisinde yeterince yapıcı davranmamış olmasından kaynaklandığı bu durumda tarafların düğünün yapılmamasında ve ortak hayatın tesis edilememesinde eşit kusurlu oldukları, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması...
CEVAP Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında öncesinde görülen boşanma davasından sonra erkek eşin tarafların ortak konutuna geldiğini ve kaldığını, aradan geçen sürede ortak hayatın kurulmaması şartının sağlanmadığını bu nedenle asıl davanın reddini talep ettikleri, erkek eşin müvekkiline süregelen şekilde hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, başka bir kadınla birliktelik yaşadığını, bu kadına yaptığı harcamalar neticesinde tarafların evine defalarca haciz geldiğini, erkek eşin bu davranışları nedeniyle müvekkilinin ve tarafların iki çocuklarının psikolojilerinin bozulduğunu, çocukları psikologa götürmek zorunda kaldığını, erkek eşin evin, eşinin ve çocukların maddî giderlerine katılmadığını, Antalya 3....
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri; Farklı kişilere yönelik gerçekleştirilen eylemden ötürü ayrı ayrı cezalandırmak gerekirken zincirleme şekilde eksik ceza tayini, iki ayrı suçtan hüküm kurulmaması, tanıklar dinlendikten sonra sanığa ve müştekiye söz hakkı verilmemesi, vesaire ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR Yerel Mahkemece, dosyada mevcut belge ve bilgiler, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde alınan beyanlarla birlikte dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; müştekiyle olan ilişkilerinin sona ermesine tepki olarak beraberlikleri döneminde çektirdikleri öpüşme içerikli özel hayat kapsamındaki fotoğrafları, müştekinin sonraki nişanlılarına facebook adlı sosyal paylaşım sitesi üzerinden mesaj yoluyla ileten sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 134/2. maddesindeki zincirleme şekilde görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. IV....
Temyiz Sebepleri Davalı-davacı erkek vekili; feragatle sonuçlanan ilk davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığını, kadının evi terk ettiğini ileri sürerek; birleşen davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen fiili ayrılık nedenine dayalı birleşen boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası hükümleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1....
KARAR DÜZELTME TALEBİNDE BULUNANIN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ikinci bölge ikinci görevinin iki kez ertelendiği, 2015 yılı genel atama döneminde tercihleri arasında birinci sırada yer verdiği Elazığ iline atandığı, bir kısım personelin halen yürüttükleri görevler ve branşı sebebiyle, eşinin görevi veya kendisinin, eşinin ya da çocuklarının sağlık durumları sebebiyle atamalarının ertelenmesinin hizmetin ve olağan hayatın bir gereği olduğu, ilgili mevzuata uygun olarak kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülerek, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....