Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbiren Velayet-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı olarak davacı ve tarafların ortak çocukları yararına mahkemece hükmolunan tedbir nafakalarının dava tarihinden itibaren hüküm doğuracağının tabi bulunmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesi ile kendisi ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakası (TMK m.197) ile birlikte ortak çocukların velayetlerinin tedbiren kendisine verilmesini de (TMK m.336/2) talep ettiği halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir...

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların nüfus kayıtlarına göre yargılama sırasında 05.09.2018 doğumlu ortak çocukları ... Melih'in dünyaya geldiği, çocuğun doğum tarihine göre de tarafların dava sürecinde bir araya geldikleri ve evlilik birliğini sürdürdüklerinin anlaşıldığı, kadın tarafından öne sürülen iddia ve olaylar af veya hoşgörü kapsamında kaldığından asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin, kadının davasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kadının davası ve fer'ileri yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının davasının reddine, davacı-karşı davalı kadın ile ortak çocuklar ... ve ...yararına dava tarihinden, ......

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin köylüsü ve komşusu olduğunu beyan eden tanıklarının tarafların 3-4 yıldır bir araya geldiklerini görmediklerine dair beyanlarının mevcut olduğu, ancak tarafların ortak çocuğunun görgüye dayalı beyanından tarafların sık sık görüşerek bir araya geldikleri, aynı evde dahi kaldıkları, davacı erkeğin oğluna ''ne ondan vazgeçebiliyorum, ne annenden vazgeçebiliyorum'' şeklindeki beyanlarda bulunduğu belirtilerek taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğu, eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı dava koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        Mahkemece bozma kararma uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda boşanma kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gereklerinin yerine getirilmediğinin kabulü gerekir. Mahkemece, boşanma yönünden kararın kesinleştiğinden bahisle bozma sonrası verilen 04.02.2020 tarihli ikinci kararda boşanmaya ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2020 (Salı)...

          Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda "boşanma kararının 14.03.2016 tarihinde kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gereklerinin yerine getirilmediğinin kabulü gerekir. Mahkemece, boşanma yönünden kararın kesinleştiğinden bahisle bozma sonrası verilen 22.02.2018 tarihli ikinci kararda boşanmaya ilişkin yeniden hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı kadının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.12.2018 (Çrş.)...

            Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir(TMK m.170). Somut olayda, davalı kadının boşanmak istememesi ve davalı tanıklarının tarafların geçimsizliğine yönelik görgüye dayalı beyanlarının olmaması ayrılık kararı verilebilmesi için yeterli değildir. Dosya kapsamından ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının ortaya konulamadığı, evlilik birliğinin yeniden tesis olunamayacak şekilde temelinden sarsıldığı sabittir. Bu nedenlerle açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ayrılığa karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

              İstinaf Sebepleri Davalı kadın vekili; davanın reddi gerektiğini, önceki davanın reddi kararının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın tesisi amacıyla ev kiraladıklarını, her fırsatta bir araya geldiklerini, bir arada yaşadıklarını, tazminat miktarlarının az olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, kabul edilen tazminatlar sebebiyle vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek; davanın kabulü, tazminat miktarları, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri, velâyet ile tazminatlar sebebiyle vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. osyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava, ayrılık kararına dayalı, ayrılık süresi içinde ortak hayatın kurulamamış olması sebebiyle boşanma (TMK.md.172/2) isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu sebeple tarafların boşanmalarına karar verildiği halde, hükümde boşanma kararının dayanağının Yasanın 166/1.maddesi olarak gösterilmesi doğru değil ise de; bu hususun sonuca etkili bulunmamasına göre davalının temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmediğinden bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının ve davacının nafakaya ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan...

                  Bu maddeye dayanan boşanma davalarında, boşanma kararı için kusur araştırmasına lüzum yoksa da boşanmanın sonuçları düzenlenirken, daha önce açılıp reddedilen davada ve üç yıllık süre içerisinde ve ortak hayatın yeniden kurulamamasında tarafların gerçekleşen kusuru araştırılır. Ortada boşanmayı gerektirecek hiçbir neden bulunmadığı halde boşanma davası açıp bu davası reddedilen ve yasanın 166/4. maddesindeki boşanma sebebini yaratan tarafın kusurlu olduğu tartışmasızdır. Davacı daha önce boşanma davası açmış, davalı da karşılık boşanma davası açmış, her iki dava da reddedilmiştir. Böyle olunca davalı da boşanma sebebi yaratmış olmasından dolayı kusurludur. Ne var ki, kendi açtığı reddedilen davaya dayanan ve yaratılan boşanma nedeninden yararlanarak boşanma hükmünü elde eden davalı değil davacıdır....

                    Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl içinde tarafların biraraya gelmedikleri ortak hayatın yeniden kurulamadığı da tartışmasızdır. Boşanma davasının reddine ilişkin karar, davalının o davaya kadar gelinen süreçte kusurunun bulunmadığına kesin hüküm teşkil eder. Bu kesin hüküm karşısında tanıkların sözü edilen davadan önceki beyanlarına dayanılarak artık kadına kusur yüklenemez. Fiili ayrılık süresi içinde davalıya atfedilebilecek bir kusur da ispat edilmemiştir. O halde, davalının kusurlu olduğuna karar verilemez. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.10.2015(Prş.)...

                      UYAP Entegrasyonu