Davalı hakkında ormanda açma yaptığı iddiasıyla açılan ceza davasında, işgal ve faydalanma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Ceza dosyasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında; ormandan açma olduğunu kanıtlayacak bulgular olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca aynı ceza dosyasında yer alan anlatımlar ve harici satış senetlerinden, davaya konu yerin eskiden beri orman içi boşluk niteliğinde olduğu, davalı tarafından yapılan bir açmanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda davalı tarafından tahrip edilmiş orman diri örtüsü bulunmadığına göre davalının ağaçlandırma gideri ile sorumlu tutulması doğru değildir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TCK'nun 53/1-c maddesindeki, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri açısından yoksunluğun koşullu salıverme tarihine kadar cümlesinin ilave edilmesi ve tazminat, ağaçlandırma gideri, nisbi harca ilişkin bendlerin hüküm fıkrasından çıkarılmaları suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/ 77 esas 2011/ 98 karar sayılı ve 8.4.2011 tarihli kararına göre, sanık hakkında orman içinde açma yapmak suçlaması ile kamu davası açılmış, mahkemece sanığın Orman Kanunu’nun 93/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. 6831 sayılı Orman Yasası’nın 114. maddesinde “Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur.” denilmektedir.Davaya konu orman vasfında olduğu tespit edilen yere zeytin ağaçlarının dikildiği ve davalı tarafça bakımının yapıldığı işgal ve faydalanmanın sürdüğü bu şekilde doğal orman örtüsünün oluşumunu engellediği sabittir.Dosya içeriğine ve yerel mahkemenin kabulüne göre ormanda işgal ve faydalanma yapmış olan davalının eylemi 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93. maddesine uyan...
Davaya konu orman vasfında olduğu tespit edilen yere zeytin ağaçlarının dikildiği ve davalı tarafça bakımının yapıldığı işgal ve faydalanmanın sürdüğü bu şekilde doğal orman örtüsünün oluşumunu engellediği sabittir.Dosya içeriğine ve yerel mahkemenin kabulüne göre ormanda işgal ve faydalanma yapmış olan davalının eylemi 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93.maddesine uyan orman suçunu oluşturduğu ve bu halde orman alanının olağan halinin bozulduğu ve bu halde her türlü orman suçunda tahrip edilen sahanın ağaçlandırma giderine hükmedileceğini açıklayan Orman Kanunun 114.maddesine göre ağaçlandırma giderine hükmedilmesi gerektiği halde yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,...
Davaya konu orman vasfında olduğu tespit edilen yere zeytin ağaçlarının dikildiği ve davalı tarafça bakımının yapıldığı işgal ve faydalanmanın sürdüğü bu şekilde doğal orman örtüsünün oluşumunu engellediği sabittir.Dosya içeriğine ve yerel mahkemenin kabulüne göre ormanda işgal ve faydalanma yapmış olan davalının eylemi 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93. maddesine uyan orman suçunu oluşturduğu ve bu halde orman alanının olağan halinin bozulduğu ve bu halde her türlü orman suçunda tahrip edilen sahanın ağaçlandırma giderine hükmedileceğini açıklayan Orman Kanunun 114. maddesine göre ağaçlandırma giderine hükmedilmesi gerektiği halde yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine...
aleyhine 29/01/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, 6831 sayılı kanuna muhalafet eylemi nedeni ile oluşan idare zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından orman alanından açma yapılması nedeni ile ağaçlandırma gideri zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece, yangına davalının kusuru ile sebep olduğu gerekçesi ile ceza yargılamasında keşif sonrası alınan orman bilirkişi raporu benimsenerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 114. maddesinde “Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur.” denilmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yanan 22.110 m2 orman alanının, 1610 m2 lik bölümünde yer alan ağaçların yandığı, geriye kalan 20.500 m2 lik kısımda yangının örtü yangını şeklinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Şu durumda 6831 sayılı Kanun'un 114....
Şöyle ki; Dairemizin bozma ilamından önce yapılan keşif sonrası düzenlenen 09/04/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, davalıların eylemleri neticesinde toplam 158 adet sedir ağacının tepe sürgünlerinin tahrip olduğu, buna göre davacı idarenin 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 112. maddesine göre 6.692,88 TL fidan zararı, aynı kanunun 114. maddesine göre ise 654,84 TL ağaçlandırma gideri zararı olduğu belirlenmiştir. Dairemizin 13/12/2017 tarihli 2016/2311 esas ve 2017/8280 karar sayılı bozma ilamında ise yalnızca, davacının Orman Kanunu’nun 114. maddesine göre hesaplanan ağaçlandırma giderine yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamına aykırı davranılarak davanın tümden reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili 164.828,09 TL söndürme gideri 37.235,00 TL ağaçlandırma gideri 1.857,75TL gerçek zarar olmak üzere 203.920,84 TL talep etmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ağaçlandırma gideri 23/02/2016 tarihli duruşmada 1.632,75 TL daha ıslah ederek arttırmıştır. Dosyada yapılan keşif üzerine alınan 29/05/2015 ilk rapor Orman Mühendisi Hasan Küçümen ve Yangın Bilirkişi Cüneyt Öztürk'e aittir. Bu rapor hasarat raporuna göre yanan ağaç 30 kental olduğu halde 150 kental üzerinden hesaplamış olması ve fazla sayıda araçla yangına müdahale edildiği gerekçesiyle hava araçları dışında kalan diğer tazminat istemlerini eksik hesaplanması nedeniyle nedeniyle (ağaçlandırma gideri dışında) hükme esas alınamayacağı açıktır. Dairemizin geri çevirme kararı sonrası alınan 18/02/2022 tarihli rapor önceki Orman Mühendisi yerine heyete Veysel Erdoğdu katılarak alındığına göre ek rapor değil yeni bir rapor niteliğinde görülmüştür....
Tazminat, 251,57 ağaçlandırma giderine ilişkin cümleleri karardan çıkartılarak yerine Müdahil Orman idaresinin şahsi hak istemi hakkında hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetine cümlesi eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....